Rojin Kabaiş soruşturması: 'İntiharı kuvvetlendiren delil yok, algı oluşturuyorlar'

Rojin Kabaiş soruşturması: 'İntiharı kuvvetlendiren delil yok, algı oluşturuyorlar'
Van Barosu'ndan avukat Zeynep Demir, Rojin Kabaiş soruşturmasında gelinen aşamayı Artı Gerçek'e değerlendirdi: "İntiharı kuvvetlendiren delil yok. Ana akım medyaya servis edilen raporlarla Rojin’in intihar ettiği algısı oluşturmaya çalışıyorlar.

Zelal Sahidur SARİ


VAN - Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği birinci sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş okula başladıktan üç gün sonra 27 Eylül akşamı Van Gölü sahilinde kayboldu. Rojin Kabaiş’in cesedi 18 gün sonra 15 Ekim’de, kaybolduğu yere 24 kilometre uzaklıktaki Mollakasım Köyü Sahili’nde bir yurttaşın ihbarıyla bulundu. İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan otopsi raporunda Kabaiş'in ölüm nedeninin ‘suda boğulma’ olduğu belirtildi ancak boğulmanın hangi yollarla olduğu, ölümün intihar mı yoksa dışarıdan bir müdahale ile mi gerçekleştiği belirtilmedi. Van Barosu’nun itirazı üzerine Van Cumhuriyet Başsavcılığı, Kabaiş'in ek rapor talep etti. Van Barosu, hazırlanan ek raporun da şüpheleri gidermeye yetmediğini belirtti.

'İNTİHAR OLDUĞUNU KUVVETLENDİREN BİR DELİL YOK'

Van Barosu Kadın Hakları Merkezi'nden avukat Zeynep Demir, Rojin Kabaiş soruşturmasındaki son durumu Artı Gerçek'e değerlendirdi. Demir, "Rojin’in dosyası ilk günden beri takip ettiğimiz bir dosya. Konuya çok erken dahil olduğumuz için sürece ve dosyaya oldukça hakimiz. Maalesef ki bu dosyanın bu kadar sürüncemede kalmasının sabeplerinden biri süreçlerin geç başlaması. Gelinen aşamada raporlardan görüyoruz ki aslında en başta hızlı bir çalışma yapılsa belki çoğu şüphe ortadan kalkacak ve bu kadar farklı şüpheleri barındıran bir dosya haline de gelmeyecekti. Ancak savcılığın geç hareket etmesi, detaylı aramaların geç başlatılması, yaşanılan dört günlük zaman kaybı olmasa bu dosya aydınlatılabilirdi. Telefonun aylar geçmesine rağmen henüz açılamaması bu dosya açısından ciddi anlamda farklı şüphe meydana getiriyor. Aslında sürekli babanın da kamuoyunun da 'bu dosya intihar değil' demesinin sebebi bu. Çünkü intiharı kuvvetlendiren bir delil yok elimizde. Böyle bir delilin olmaması diğer ihtimalleri meydana getiriyor ve hepsinin de değerlendirilmesi gerekiyor” dedi.

whatsapp-gorsel-2024-12-27-saat-16-54-46-b5fb3cc7.jpg
Avukat Zeynep Demir,

'İHMALİ OLAN ÜNİVERSİTE VE YURT YÖNETİMİ DOSYAYA EKLENMELİ'

Üniversite ve yurt yönetiminin ihmallerine değinen Demir şunları söyledi:

"Yurdun bu süreçte aileye geç haber vermesi gibi bir ihmal söz konusu. Bununla ilgili baba şikayetini ilk gün verdi. Ama kampüs içerisinde ve Rojin’in kaybolduğu bölgede üniversitenin gerekli güvenlik önlemlerini almaması aslında oradaki öğrencilerin güvenliğini ciddi anlamda tehdit eden bir unsur. Çünkü mahalle ve üniversite yerleşkesi birleşmiş durumda ve rahatlıkla oradan üniversite ve yurt yerleşkesine girilip çıkılabiliyor. Bunu soruşturma sürecinde savcıya belirttik. Savcı da önceliğin Rojin’in bulunmasının olduğunu, daha sonra diğer ihmallerin değerlendirileceğini belirtti. Bu sözlü bir beyan olduğu için bu ihmallerle ilgili detaylı şikâyet dilekçemizi hazırlayarak dosyaya ekledik. Şu anda dosyada bu konuda ihmali olanların dosyaya taraf olarak eklenmesi konusunda bir talebimiz var. Soruşturma açısından sürecin başlatılıp başlatılmadığını gizlilik kararı yüzünden göremiyoruz ama en azından taraf olarak eklenmediklerini biliyoruz"

'RAPORA GÖRE ROJİN KAYIP OLDUĞU SÜRE BOYUNCA SUDA'

ATK'nın yeni raporu için de şu değerlendirmede bulundu:

"İlk aşamada hazırlanan ATK raporunun hiçbir şekilde bilgi vermemesi dosyayı şüpheli kıldı. Çünkü Rojin kaç gün suda kaldı, ölüm saati ne, suda boğulma intihar mı yoksa kazara mı ya da başka birisinin etkisiyle mi oldu şeklindeki ihtimalleri ATK raporu açık bıraktı. Dosyada net kurulan hükümler yok. Sürekli açık uçlu bırakılıyor. ATK sürecinde bizim de uzman gözlemci bir hekimimiz vardı. Otopsi işleminde bulunan başka bir hekim tarafından babayla bir görüşme yapıldığını biliyoruz. O görüşmede suda kısa süreli kaldığına ilişkin bir bilgi veriliyor babaya ama şu an gelen mevcut ATK raporunun sonucuna göre aslında babanın orada yanlış bilgilendirildiği de ortaya çıkıyor. Bu da dosyanın seyrini etkileyen bir durum. Gelen son rapora göre Rojin'in kaybolduğu süre boyunca suda olduğu yönünde bir tespit var. Bu ilk raporda yoktu. Özellikle buna itiraz etmiştik. İkinci raporda en azından bu detaya yoğunlaşıldığını görebiliyoruz. Elbette başka taleplerimiz de vardı. Onlar noktasında henüz bir netlik oluşmadı."

'SÜRÜNCEMEDE BIRAKILARAK AİLE YIPRATILIYOR'

Rojin Kabaiş'in eşyalarıda herhangi bir ize rastlanmadığını ve inceleneminin ardından aileye teslim edildiğini belirten Demir, "Ailenin, özellikle babanın çabasının sonuç vermesi gerekiyor. Aile, bu dosyanın savcılık tarafından, devlet makamı tarafından hassasiyetle incelendiğini görmek istiyor. Rojin’in kişisel eşyalarının incelendikten sonra babaya o şekilde teslim edilmesi gerçekten aileyi yıpratan bir durumdu. Sürekli bir sürüncemede bırakılma haliyle aile de yıpratılmaya çalışılıyor. Rojin’in incelenen eşyalarında herhangi bir ize rastlanmadı” dedi.

whatsapp-gorsel-2024-12-27-saat-16-55-34-d531a22d.jpg
Rojin Kabaiş'in babası Nizamettin Kabaiş

'TESPİT EDİLEN DNA'LARDA BULAŞ RİSKİ GİDERİLMEDİ'

Soruşturmanın başından beri tartışılan bazı detayların araştırılmasını talep ettiklerini anlatan Demir, "Geldiğimiz aşamada Rojin’in telefonunun açılıp açılmadığını henüz bilmiyoruz. Oda arkadaşlarının ve yurttakilerin beyanlarının alındığını biliyoruz fakat gizlilik nedeniyle içeriğini göremiyoruz. Herhangi bir bilgilendirme de yapılmadı tarafımıza. Rojin’in üzerinde bulunan her iki DNA’nın tespitini istemiştik fakat ortada bulaş riski de söz konusuydu. İstanbul ATK bu bulaş riskinin kendileri tarafından çalışma yürüten kişilerle söz konusu DNA’ların karşılaştırılarak ortadan kaldırıldığını fakat Van’da olay yeri ve ATK sürecinde bulunan kişilerin DNA örnekleri olmadığı gerekçesiyle bir karşılaştırma yapamadıklarını dolayısıyla bu bulaş riskinin tam ortadan kalkması için bunun yapılmadı gerektiğini belirtti" diye konuştu.

'ÜNİVERSİTE VE BARDAKÇI BÖLGESİNDEKİ TÜM BEYAZ ARAÇLARIN İNCELENMESİNİ TALEP ETTİK'

Rojin Kabaiş'in kaybolduğu günlerde, olay yerinde beyaz bir araç görüldüğü iddialarını da değerlendiren Demir, şunları söyledi:

"Üniversite ve Bardakçı bölgesine giriş çıkışı olan tüm beyaz araçların incelenmesi ve içerisinde görüldüğü bahsedilen iki kişinin tespit edilerek ifadelerinin alınmasını talep ettik. Savcılık da araçlarla ilgili detaylı bir çalışmanın yürütüldüğünü belirtti. Dosyada herhangi bir şüpheli yok. Ailenin de şüphelendiği ya da bize bildirdiği kimse yok."

'ROJİN İNTİHAR ETTİ ALGISINI GÜÇLENDİRMEYE ÇALIŞIYORLAR'

Rojin Kabaiş soruşturmasıyla ilgili medyada yer alan haberlere değinen Demir, "Dosyanın avukatları olmamıza rağmen ana akım medya kadar bilgi sahibi olamıyoruz. Bize verilmeyen bilgi onlara veriliyor. Gerçeğe aykırı bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Bu da dosyayı sağlıksız yürüten süreçlerden biri aslında. Dosyanın avukatları olmamıza rağmen sürekli dosyanın dışında tutuluyoruz. Raporlar ana akım medyaya sunulduktan sonra bize verildi. Biz hem oluşturulan algıya hem de gerçek bilgiye ulaşma konusunda ciddi mücadele veriyoruz. Rojin’in intihar ettiği algısını güçlendirmeye çalışıyorlar. Bu kadına yönelik işlenen suçlardan cezasızlık ve etkin yürütülmeyen soruşturmalardan bağımsız bir mesele değil" diye konuştu.

'DOSYAYI DİYARBAKIR BAROSU İLE BİRLİKTE TAKİP EDECEĞİZ'

Ailenin talebi üzerine Diyarbakır Barosunun da dosyayı takip edeceğini anlatan Demir," Diyarbakır Barosu’na ailenin bir talebi olmuştu. Aile ilk günden beri Türkiye genelinde bütün baroların ve kamuoyunun olabildiğince bu dosyayı sahiplenmesini istiyor. Diyarbakır Barosu da buraya geldi. Biz kendi çalışmalarımız noktasında onları detaylı bir şekilde bilgilendirdik. Onlar da oldukça titiz bir çalışmanın yürütüldüğünü belirttiler. Savcılık tarafından dosyanın geldiği aşama noktasında kendilerine bir bilgi verildi. Bundan sonraki süreçte de dosyayı işbirliği halinde takip edeceğiz" dedi.

ROJİN'İN ÖLÜMÜYLE İLGİLİ SEKİZ SORU

Demir, Rojin Kabaiş'in ölümünün aydınlatılması için araştırılmasını istedikleri hususları şöyle sıraladı:

* Midede bulunan akışkan kıvamlı içeriğin o gün yurtta verilen yiyeceklerle karşılaştırılmasını istedik. En son yurtta mı bir şey yedi yoksa sonrasında başka bir yerde bir şey yemiş olabilir mi?

* Vücutta bulunan (sağ ve sol arka bacak, sırt) travma izleri tam olarak neden kaynaklanabilir ve boyunda izlenen anormalliğin nedenleri ne? Travma izleri gölde sürüklenmeyle mi oluştu yoksa darp sonucunda mı oluştu?”

* Vücut bulunan kas dokularındaki değişikliklerin nedenleri ne?
* Boğulma, Van Gölü’nde mi oldu, Van Gölü dışında mı?
* Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin Van Gölü’nün eylül ayındaki hareketlerini inceleyerek, cenazenin suda hangi şekilde, hangi yöne sürüklenebileceğinin incelemesi ve buna dönük bir bilirkişi raporunun hazırlanmasını talep ettik.
* Mesanenin boş olduğunu biliyoruz. Mesane ölümden ne kadar süre sonra tamamen boşalır? Kaç güne kadar mesanede idrar kalabilir? Bunlar göz önüne alınarak ölüm zamanı belirlenebilir mi?
* Elbiseler üzerinde herhangi bir DNA incelemesi yapıldı mı?

* Rojin’in bedeninde bulunan iki DNA’nın bulaş riski olmadan değerlendirilebilmesi için ATK süreci boyunca orada bulunan kişilerin ve ailenin DNA karşılaştırılmasının yapılması.

Öne Çıkanlar