Satılmış Ordu meselesi
'Aradan yarım asır geçtikten sonra, “Satılmış ordu” meselesinin son iki gündür, Türkiye’nin en çok tartışılan konusu olmasına gülmeli mi, ağlamalı mı?'
Can DÜNDAR
ARTI GERÇEK - Şimdi anlatacağım olay, bir Aziz Nesin hikâyesi değil; aynıyla vakidir. Merak eden, Google’dan araştırabilir.
Ben, ilkokulu Ankara’da Mimar Kemal İlkokulu’nda okudum.
Başkent’in orta yerinde, harika bir okuldur. Bülent Ecevit, Orhan Pamuk, Altan Öymen, Murat Karayalçın, Hasan Cemal gibi mezunlar vermiştir. Ama okulumuzun müdürü, hepsinden daha ünlü oldu.
Çünkü müdürümüzün adı, "Satılmış Ordu" idi…
Evet, adı "Satılmış", soyadı "Ordu"…
Nedenini bilmiyorum, ama öyle… Elbette aramızda espri konusuydu bu… Düşünsenize; okulun önünde 5 talebe toplanıp müdüre destek sloganı atsak, orduya hakaretten hapse gidebilirdik. Neyse sonra, müdürümüz bir trafik kazasında vefat etti. Okul da, onun anısını yaşatmak için spor salonuna adını verdi. Hayatta ilk kez tiyatro eseri seyrettiğim, sahneye çıkıp şiir okuduğum, top oynadığım salonun adı, "Satılmış Ordu- Çok Amaçlı Spor Salonu" oldu.
Amaa… Tahmin edebileceğiniz gibi ordu, bundan rahatsız oldu.
Hayattayken adını kullanmasına izin vermişlerdi, ama öldükten sonra orduya hakaret içeren bir ismin bir tabelaya yazılmasına izin veremezlerdi. Genelkurmay, ilkokulu uyardı. Buna bir çare bulunmalıydı. Müdürün adını değiştiremeyeceklerine göre salonun adını değiştirmeleri gerekecekti. Ama sonra akla başka bir çare geldi. Tabelanın başına "öğretmen" ibaresi eklendi. Böylece salonun adı, "Öğretmen Satılmış Ordu Çok Amaçlı Spor Salonu" oldu. "Öğretmen" yazısı diğerlerine göre biraz küçüktü, ama olsundu; Genelkurmay, "Tamamdır" dedi. Ordu, bu sevimsiz sıfattan kurtulmuş oldu.
Aradan yarım asır geçtikten sonra, "Satılmış ordu" meselesinin son iki gündür, Türkiye’nin en çok tartışılan konusu olmasına gülmeli mi, ağlamalı mı? Bir televizyon programında, bir CHP milletvekilinin "Ordu Katar’a satıldı" sözünden sonra kopan fırtına, trollerin ve savcılığın hemen harekete geçmesi, Odalar Birliği heyetinin "fırsat bu fırsat" deyip Savunma Bakanı’na "geçmiş olsun"a gitmesi filan, bana bahçe kapısında okul müdürüne tezahürat yapan çocukların, orduya hakaretten gözaltına alınma ihtimalini hatırlatıyor. Yanılıyor muyum?