'Savaş atıkları çocukların yaşam hakkını ihlal ediyor'

İHD’nin çocuk hakları panelinde konuşan gazeteci İrfan Aktan, "Savaş atıkları çocukların yaşam hakkını ihlal ediyor" dedi.

'Savaş atıkları çocukların yaşam hakkını ihlal ediyor'

Aynur TEKİN

ARTI GERÇEK - İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu, "Türkiye'de çocuk hakları; bir varmış, hep yokmuş" isimli bir panel düzenledi. Çocuk haklarının Türkiye’deki mevcut durumunun tartışıldığı panelde, araştırmacılar ve gazeteciler konuştu.

Panelin ilk oturumunda, İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi’nden Atike Zeynep Kılıç, "Türkiye’de çocuk algısı", Bianet Çocuk Hakları Editörü Yüce Yöney "Çocuk odaklı habercilik", Eğitim Reformu Girişimi Kurucusu Işık Tüzün ise "Eğitimde dönüşüm" başlıklı sunum yaptı.

Çocuklara, sahip olduğu haklar konusunda bilgi verilmesi gerektiğine dikkat çeken İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi temsilcisi Atike Zeynep Kılıç, "Çocuklar, haklarını kavramadıkça ihlallerin önüne geçemeyiz" dedi. Çocuklardan hem aile hem de eğitim hayatında itaat beklendiğini belirten Kılıç, itaatin topluma uyum olarak görüldüğünü söyledi. Çocuk ve yetişkin arasındaki ayrımın kapitalizmle birlikte daha keskin bir hale geldiğini ifade eden Kılıç, "Çocukların söz alma hakkı ısrarla ortadan kaldırılmaya çalışılıyor" diye konuştu.

"YENİ SİSTEM GRUPLAŞMAYI ARTIRACAK"

Eğitim Reformu Girişimi Kurucusu Işık Tüzün, konuşmasına 20 yılda 5 kez değişen ortaöğretim sistemini ele alarak başladı. Şimdiye kadar yapılan tüm değişikliklerin aynı hedef doğrultusunda yapıldığını ve yalnızca nicel verilerin gözetildiğini belirten Tüzün, "Eğitimin niteliğine odaklanmak gerekiyor. Okullar arasındaki nitelik farklılıkları azalmadıkça sürekli sistem değişikliğine ihtiyaç duyulur" dedi.

Eğitim sisteminin bazı grup ve bölgeleri dışladığına dikkat çeken Tüzün, nitelikli eğitimle sosyoekonomik durum arasında önemli bağlantıların olduğunu vurguladı: "Sosyoekonomik durum etkisi Türkiye’de belirleyici bir rol oynuyor. Eğitim ve gelir hangi okula gidileceği açısından belirleyici oluyor. Bütün okullarda aynı eğitimin verilmediğini biliyoruz. Yeni ortaöğretime geçiş süreci de iyice öne çıkarak bu gruplaşmayı."

"AÇIK ÖĞRETİM LİSELERİ GÖRÜNÜR DEĞİL"

Açık öğretim liseleriyle ilgili istatistiklerin paylaşılmadığını belirten Tüzün, "Açıköğretim liseleri görünmeyen bir grup. Kız çocukları ve engelli çocuklar açık liseye gönderiliyor. Oran hızlı bir şekilde ve özellikle bazı bölgelerde artıyor. 14-17 yaş aralığında 250 bin çocuk açık liseye gidiyor" ifadelerini kullandı.

"ÇOCUK HAKLARI HABERCİLİĞİNİN SINIRLARI VARDIR"

"Çocuk odaklı habercilik" sunumunu yapan Bianet Çocuk Hakları Editörü Yüce Yöney, konuşmasına çocuk odaklı haberciliğe yeterince önem verilmediğini ifade ederek başladı. Çocuklarla ilgili bir haber yaparken gazetecinin kendi görüşüyle değil, bir uzman görüşü alarak süreci yönetmesi gerektiğine dikkat çeken Yöney, şöyle konuştu: "Çocuk hakları haberciliğini yapanları sınırlayan bazı şeyler vardır. Her türlü görseli kullanamazsınız. Çocukları görünür kılmak lazım. Çocukların hak sahibi olduklarını bilerek haber yapılmalıdır. Çocuklarla ilgili haber yaparken sorunun çözümü de işlenmelidir."

GERİ GÖNDERME MERKEZLERİ VE SAVAŞ ATIKLARI KONUŞULDU

Panelin ikinci ve son oturumu Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilcisi Ümit Efe’nin moderatörlüğünde başladı. İkinci oturumda gazeteci-yazar İrfan Aktan "Savaş atıkları", Uluslararası Af Örgütü Mülteci Koordinatörü Volkan Görendağ "Geri gönderme Merkezleri" ve Avukat Meriç Eyüboğlu "Erken yaşta zorla evlendirme ve müftülük yasası" başlıklı sunumlarını yaptı.

"SAVAŞ ATIKLARININ TAKİBİ YAPILMALI"

Sunumunda savaş sırasında araziye bırakılan atıkların yer değiştirdiğini ve çocukların bu cisimleri ilginç bularak oynadığını belirten gazeteci yazar İrfan Aktan, "Bu atıklar çocukların canını alıyor" dedi. Savaş atıklarının artık şehir merkezlerinde de bulunduğuna dikkat çeken Aktan, İki ay önce Yüksekova’da bulduğu cisimle (savaş atığı) ile oynarken hayatını kaybeden Umut Kozay’ı (5) hatırlattı. Kozay’ın ölümünün ne medyada ne de siyaset hayatında bir reaksiyona sebep olmadığının altını çizen Aktan, "Bu olay rutin bir haber olarak Kürt medyasında ve birkaç web sitesinde yayınlandı. Türkiye'nin batısında çok konuşulmadı" dedi. Aktan, konuyu soruşturmak için ilgili mülki amiri aradığını; fakat mülki amirin Türkiye’deki cezasızlık pratiğinin rahatlığıyla umursamaz yanıtlar verdiğini söyledi. Savaş atıklarının sistematik takibinin yapılması gerektiğini belirten Aktan şöyle konuştu: "İktidar kendi suçlarıyla ilgili en ufak bir hukuki kapı aralamıyor ve cezasızlığı sistematik bir politika olarak sürdürüyor. Bu savaşta ne kadar mühimmatın kayıp olduğunu ve bunların muhtemel yerlerini insan hakları savunucularının ısrarla takip etmesi ve bunun temizlenmesinin sağlanması gerekiyor."

"6 YILDI OLDU HALA KAYIT DIŞINI TARTIŞIYORUZ"

Geri Gönderme Merkezleri ile ilgili bir sunum yapan Uluslararası Af Örgütü Mülteci Koordinatörü Volkan Görendağ, büyük tekstil firmalarının Suriyeli çocukların emeği üzerinden var olduğuna dikkat çekti: "Türkiyelilerin yarı fiyatına Suriyeli kadınlar, onların da yarı fiyatına Suriyeli çocuklar çalıştırılıyor."

Suriyeli mültecilerin Türkiye’ye göç etmesinin üzerinden geçen 6-7 yıllık sürece rağmen, hala kayıt dışı sorunu yaşandığını belirten Görendağ, "6. yılın sonunda hala bunu tartışıyor olmak göç işlemlerinin sistemsiz, günü kurtaracak ve çözümden uzak şekilde yürüdüğünü gösteriyor" diye konuştu.

"AİLE POLİTİKALARINDA KADIN DİYE BİR ŞEY YOK"

"Erken Yaşta Zorla Evlendirilme ve müftülük yasası" sunumunu yapan avukat Meriç Eyüboğlu, "AKP’nin kendi toplum tahayyülünü inşa ederken dini referans alması bizim için yeni değil" dedi. Bu durumun gittikçe cüretkâr hale geldiğini belirten Eyüpoğlu şöyle devam etti: "Aile politikalarında kadın diye bir şey yok. Kadının bedeni, kimliği, düşüncesi yok. Kadının çocuk doğuracağı kutsal annelik edebiyatıyla süregelen ve son yıllarda cüretini çok arttırmış olan bir makbul kadın rolü var. Kadınlar ve çocuklar bu meselenin nesnesi, kadınları nesneleştirerek kadınlar üzerinden harekete geçiyorlar."

çocuk hakları