Seçmenlerin kişisel verileri ‘koruma’ kapsamı dışında
Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir, seçmen verilerinin AKP’ye verilmesi konusunda sorumluluk almadı, ‘yargının işi’ dedi.
Derya OKATAN
ARTI GERÇEK - AKP’nin, 31 Mart İstanbul seçiminin iptaline dayanak olarak sunduğu kısıtlı seçmen verilerini nasıl ele geçirdiği hala aydınlığa kavuşmadı. Bu konuda gözler Kişisel Verileri Koruma Kurulu’na çevrilmişti. Ancak kurul, topu Yüksek Seçim Kurulu’na attı.
AKP, 31 Mart seçimlerinin ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesi için YSK’ya başvurmuştu. Bu başvurusuna dayanak olarak YSK’ya getirilen bavullardan binlerce seçmenin kişisel verileri çıkmıştı. AKP’nin itiraz dilekçesinde, İstanbul’da oy kullanan seçmenlerin bir kısmının engelli, bir kısmı hakkında soruşturma ve kovuşturmalar olduğu belirtilerek, seçimlerin yenilenmesi istenmişti.
AKP’nin bu kişisel verilere nasıl ulaştığı hala bilinmiyor.
Konu Meclis’te de gündeme geldi.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nda bu hafta Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir dinlendi. Bilir’in sunumunun ardından CHP ve HDP’li milletvekilleri, İstanbul seçimlerini sordu.
82 MİLYON YURTTAŞIN KİŞİSEL VERİLERİ İKTİDAR PARTİSİNİN ELİNDE
Meclis tutanaklarına göre, HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, "82 milyon yurttaşın bütün kişisel verileri iktidar partisinin elinde. Bu zaten olayın vahametini yeterince ortaya koyuyor" dedi ve şu soruları yöneltti:
-Kişisel verileri yayan, başka siyasi parti yahut kişilerle paylaşanlar hakkında hiç yaptırım uygulandı mı ya da neden uygulanmıyor?
-Engelli, kısıtlı, tutuklu yahut hükümlülere ait bilgilerin Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, SGK tarafından paylaşılıyor olması bir usulsüzlük değil mi? Bu tür usulsüzlükler karşısında kurumunuz neler yaptı? Bu usulsüzlüklere karşı neden önlem alamıyor, yaptırım uygulamıyorsunuz ya da uygulayamıyorsunuz?
340 KİŞİNİN KİŞİSEL VERİLERİ MANŞETLERDEN YAYINLANDI
Seçim sürecinde Hürriyet ve Sabah gazetelerinin CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi listelerine sızdığı iddiasıyla 340 kişinin kişisel bilgilerinin yayınlandığını da hatırlatan Beştaş, bu konuda ne yapıldığını da sordu.
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da seçmenlere "AK Parti Genel Başkanı" sıfatıyla mesajlar gittiğini belirtti, "Biz bunlara ulaşamıyoruz" dedi. Tanal, YSK Başkanı’nın "50 milyon kişinin kimlik bilgileri çalındı" açıklamasını hatırlatarak, bu konuda kurumun ne yaptığını sordu.
BİLİR: YETKİMİZ YOK
Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir ise topu yargıya attı:
"Bu konuda bir siyasi parti grubumuz bize müracaat etti, özellikle bu YSK’yle ilgili olarak. Bizim oradaki kararımız şu: Her şeyden önce bizim kanunumuzda yargı mercilerinin görev alanına giren konularla ilgili olarak yetkimiz yok. Kurulun kararı şu şekilde kısaca söyleyeyim: Seçimlerin yargı ve gözetimi altında yapılması Yüksek Seçim Kuruluna Anayasa’yla verilmiş bir yetki ve seçimlerin genel yönetim ve denetimi -işte sizin söylediğiniz gibi- bu verilerin nereden alındığıyla ilgili bütün inisiyatif Yüksek Seçim Kurulunda. Çünkü, Yüksek Seçim Kurulu –bizim kararımızda var- sayfasında aynen şöyle yazıyor: Yüksek Seçim Kurulu bir üst mahkemedir."
CHP’NİN BAŞVURUSU REDDEDİLDİ
Bilir, CHP’nin başvurusunun reddedildiğini de belirterek, "Biz bu konunun yargı mercilerinin görev alanına girme, seçimlerin genel yönetim ve denetimiyle ilgili olarak… Ayrıca şunu da söyleyebilirim: Aslında bu verilerin hepsi Yüksek Seçim Kurulunda var" dedi.
VERİLERİ AKP Mİ VERMİŞ?
Bilir’in bu açıklaması üzerine HDP’li Beştaş, "O zaman YSK AK Parti’ye mi vermiş?" diye sordu.
Burada araya giren İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı AKP’li Hakan Çavuşoğlu, "Seçmen listeleri bütün partilere veriliyor zaten" dedi.
Mahmut Tanal ise "engelli olup olmaması verilmez" yanıtını verdi. HDP’li Beştaş da bu bilgilerin YSK’de olmadığını söyledi.
BEŞTAŞ: AÇIKLAMA TATMİN ETMEDİ
Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı’nın yanıtlarını Artı Gerçek’e değerlendiren HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş, "Açıklama tatmin edici değil, yasak savma niteliğinde" dedi.
Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun rolünü oymadığını söyleyen Beştaş, "Sadece kurulmuş olmak için kurulmuş. Bu verileri korumak o kurumun görevi ve yetkisinde. Ama başkanın açıklamasından bunu yapmadıklarını ve yapmaya istekli olmadıklarını gördük" dedi.
Kurumun İstanbul seçimleriyle ilgili başvuruyu reddettiğini hatırlatan Beştaş, "Bu konu kurumun alanına giriyor. Suç ve cezadan öte yüz binlerce kişisel verinin kullanılmasından söz ediyoruz. Bu, çok önemli, çok hayati bir mesele. Türkiye halkları bu gerçekliği bilsin istiyoruz. Her türlü özelimiz hükümetin elinde ve her türlü kullanıma açık" diye konuştu.