Sinan Ateş Davası görülüyor ... Tetikçi Özyağcı: Niyetim öldürmek değildi

Sinan Ateş Davası görülüyor ... Tetikçi Özyağcı: Niyetim öldürmek değildi
Sinan Ateş davası görüldü. Turkuaz basın kartı olmayan gazeteciler alınmadığı duruşmaya Sinan Ateş’in avukatı Ali Yücel rahatsızlığı nedeniyle katılmadı. Tetikçi Eray Özyağcı savunmasında "Niyetim öldürmek değildi. Suçumu kabul ediyorum." dedi.

Seda TAŞKIN


ANKARA - Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in Ankara’da silahlı saldırı sonucu öldürülmesine ilişkin görülen davanın bugün görülecek duruşmasında, esas hakkındaki savunmalar alınacak. 12 tutuklu sanığı yargılandığı dava Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi Sincan Cezaevi Kampüsü’nde devam ediyor.

Sanık avukatlarının, bilirkişi raporuna şaibeli olduğu iddiasıyla yaptığı itiraz ile müdafi avukatlarının Olay halini gösteren kamera kaydının incelenmesine ilişkin yeniden bilirkişi raporu alınması talebi Mahkeme Başkanı tarafından reddedildi. Tetikçi Eray Özyağcı savunmasında "Niyetim öldürmek değildi. Suçumu kabul ediyorum. Adalet istiyorum" diye konuştu. Azmettirici Doğukan Çep ise "ben Eray’ı kimseyi öldürmeye göndermedim. Bu yaşıma kadar DHKP-C’lileri vurmuşum, kimse umurumda olmaz." diye konuştu.

Bugünkü duruşma bitti. Yarın sabah 09.00'da sanık ve avukatların esas hakkındaki beyanları ile devam edecek

YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMLERİ

Saat 09.30'da başlayan duruşma nedeniyle cezaevi çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Cezaevi çevresinin yanı sıra duruşmanın görüldüğü mahkeme salonunda da çok sayıda polis, jandarma ve cezaevi görevlisi yerleşke çevresine konuşlandırıldı.

f30c7899-dda6-4d4d-baa4-9d9ac1ca6e7c.jpeg

GAZETECİLER DURUŞMAYA ALINMADI

Mahkeme başkanının talimatıyla sadece turkuaz basın kartı olanların duruşma salonuna alınacağı söylendi. Gazetecilerin itirazına rağmen daha önce önceki duruşmaları izleyen gazetecilerin bu duruşmayı izlemesi engellendi.

Müşteki avukatları, duruşma salonuna alınmayan gazetecilerin olduğunu söyleyerek bu duruma itiraz etti. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, “Basın kartı olan kişiler sadece gazeteci olarak adlandırılır. Akreditasyonu da cumhurbaşkanlığı yapıyor. Cumhurbaşkanlığı turkuaz kart çıkartıp, basın mensuplarını böyle akredite etmiş. Biz hayır bu da basın mensubu’ deyip, yetkimizi aşamayız. Kimin basın kartı varsa sadece onları alabiliyoruz” açıklamasında bulundu.

ÖZGÜR ÖZEL DE MAHKEMEYE GELDİ

Duruşmaya Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcıları Gül Çiftçi, Murat Bakan, CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin, İyi Parti Milletvekili Selçuk Türkoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ katıldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de saat 13.30'da yerleşkeye geldi.

SANIK AVUKATI: BİLİRKİŞİ RAPORU ŞAİBELİDİR

Sanık avukatı, bilirkişi raporunun görüntüler izlenmeden yazıldığını söyleyerek, “Eray Özyağcı’nın yaptığı ilk atış bel altı bölgeye yapılmıştır. Sen bilirkişisin, neden bunu yazmıyorsun. Bilirkişi raporu şaibelidir. Mahkeme yerine geçerek rapor yazmış. Bilirkişi hakkında suç duyurusunda bulunduk. Raporun reddini talep ediyorum” dedi.

BİLİRKİŞİ RAPORUNA YAPILAN İTİRAZLAR REDDEDİLDİ

Duruşmaya 10.45'e kadar ara verilen aranın ardından devam edildi. Mahkeme Başkanı bilirkişi raporuna yapılan tüm itirazları reddetti.

MÜDAFİ AVUKATLARIN TALEPLERİ REDDEDİLDİ

Mahkeme Başkanı ayrıca müdafi avukatlarından gelen talepleri de reddetti. Müdafi avukatların redddilen talepleri şöyle:

- Olay halini gösteren kamera kaydının incelenmesine ilişkin yeniden bilirkişi raporu alınması talebi

- Emre Yüksel'in Fikret Canpolat isimli şahısla Ankara İl Emniyet Müdürlüğü'ne giriş çıkış kayıtlarının ve sanığın silah ruhsatı alımına ilişkin belgelerin cevabı talebi

- Aşkın Mert Gelenbey Gölbaşı mevkiinde keşif yapılması talebi

- Aşkın Mert Gelenbey’in işkenceye maruz kaldığına dair Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'ndeki ses ve görüntü kayıtlarının cevabı talebi

- Doğukan Çep ve Eray Özyağcı müdafinin olay ardından kamera kayıtları ile ilgili yeniden bir iş raporu alınması talebi

- Çiftlik yolunda keşif yapılması, daha önce dinlenmesi talep edilen tarihlerin dinlenmesine karar verilmesi talebi

- Eray Özyağcı'nın Kovuşturma evresindeki savunmasında bahsettiği Mustafa Kemal isimli şahsın tespit edilerek dinlenmesi talebi

- Aytaç Ataç müdafinin, sanığın çiftliğinde çalışan Ahmet Solyoz'un tanık olarak dinlenmesi talebi

AVUKATI DURUŞMAYA KATILMADI

Sinan Ateş’in Avukatı Ali Yücel rahatsızlığı nedeniyle duruşmaya katılmadı.

AYŞE ATEŞ: ADALETE UYGUN KARAR VERİLMESİNİ ARZ EDİYORUM

Duruşmada daha sonra Ayşe Ateş söz aldı. Ateş, iddia makamının milletin, devletin ve cumhuriyetin temsilci olduğunu belirterek, “Başkalarının ölmemesi, başka insanların suçlu olmaması için sabırla acıyla adaletin gerçekleşmesi gerekir” dedi.

Ateş, şöyle devam etti: “Bir kez daha başka keşkeler dememek için hakkaniyetli, hukuka uygun adaletin sağlanması en büyük arzumdur. Dünyadaki hiçbir şey insanın yaşaması ve huzur ve mutluluk içinde Rabbine kavuşmasından daha önemli değildir. Ne mal ne makam ne hırs sahiplerine bir şey kazandırmamıştır. Aleyhimize olanları reddediyor ve mahkemenin vicdanıyla adaletiyle hukuka kanuna uygun karar vermesini saygıyla arz ve talep ediyorum.”

ANNE ATEŞ: BENİM OĞLUMUN KATİLLERİ DIŞARIDA, GÖRECEKSİNİZ

Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş ise bu şekilde oğlunun katillerinin bulanamayacağını söyledi. “Katilleri dışarıda, azmettiricileri burada, bundan sonra hayatlarını nasıl geçirecekler bu kadar mı korktular benim oğlumdan?” diye soran Ateş, konuşmasına şöyle devam etti:

“Ne istediler de oğlumun canını aldılar? Onların yüzünü bile görmek istemiyorum. Allah’a havale ediyorum onları, bizi yaktıkları yerden yansınlar. Utanmadan insan içine çıkabileceklerse ben bunlara bir şey demiyorum. Bunlar para için yaptılar bunu, benim oğluma vurulan kurşundan başka hiçbir şey benim canımı acıtmaz. Benim oğlumun katillerini söylesinler.”

“Sinan bir zerreydi. Utanmadan bunu savunacak yüz mü var sizde?” diye soran Anne Ateş, “Kimseye hakaret etmek istemiyorum. Diliyorum Allah’tan benim yandığım yerden yansınlar. Oğlum kimseye bir şey yapmadı. Ne istediler? Söyleyecekler gerçek katilleri ben de diyeceğim ki ‘tamam.’ Söyleyeceklerim bu kadar. Benim oğlumun katilleri dışarıda hakim bey bunu siz de göreceksiniz. Allah büyük” dedi.

Anne Ateş”in ‘Diliyorum Allah’tan benim yandığım yerden yansınlar” sözlerini söylediği esnada bir kişi “amin” dedi. Mahkeme başkanı ‘âmin’ diyen kişiyi mahkeme solundan dışarı çıkardı.

Sinan Ateş’in öldürüldüğü esnada yanında bulunan arkadaşı Selman Bozkurt ise, “Söylenecek çok da bir şey yok. Söylenecek her şeyi söyledik. Devletimize, yüce Türk adaletine güveniyoruz. Kararınızı bekliyoruz efendim” dedi.

İYİ PARTİLİ TÜRKOĞLU SALONDAN ÇIKARILDI

İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu mahkeme salonundan fotoğraf çektiği iddiasıyla duruşma salonundan çıkarıldı.

Duruşmaya saat 14.00'a kadar ara verildi.

‘SUÇLULARIN CEZALANDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ’

Aranın ardından ilk sözü Ayşe Ateş’in Avukatı Hüseyin Kaya aldı. Kara, “Adalet hem suçluyu cezalandırarak ona merhamet etmeyi mağduru da ferah tutmayı ortaya koyar” dedi. Bugün binlercesini gördükleri bir yargılama ile daha karşı karşıya kaldıklarını belirten Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eminim bu yargılamada heyet millet adına karar verecek. Umuyorum ki toplumun mahşer-i vicdanını tatmin edecek bir yargılama faaliyeti gerçekleştireceğiz. Somut olarak biz her ne kadar nedensellik, hadiseleri birbirine bağlayarak bir muhakeme sonucunda bir yargılama faaliyeti sonucuna ulaşsak da biliriz ki gelişmiş mahkemelerde her olayın kendine ait kanunu vardır.”

Kaya, “Anladığım kadarıyla hem müşteki hem sanık taraftakilerin tefsi tahkikat talepleri reddedildi” diyerek, konuşmasına şöyle devam etti:

“Neden şuydu; yargılamaya bir katkısı olmayacak. Sayın heyet ve mahkeme için konular açıklanmış aydınlığa kavuşmuş. Heyete saygılar sunarak şunu arz ediyorum, yargımız çoğu zaman yetersiz kalan anayasal teşkilatların görevini icra etmek zorunda kaldığı için töhmet altında değerlendirilmiştir ama en çok görevini yapan yine adaletimizdir. Aleyhimize olan iddianamedeki ve onunla birlikteki mütalaada süren konuları kabul etmiyor, lehimize olan durumlar doğrultusunda karar verilmesini suçluları cezalandırılmasını arz ve talep ediyorum.”

ÖZGÜR ÖZEL: MAHKEME IŞIK HIZIYLA KARAR VERMEYE ÇALIŞIYOR

Sinan Ateş davasını takip eden Özel, Cezaevi kampüsü önünde açıklama yaptı. Özel, "Sinan Ateş cinayetinin karar günlerinde buradayız. Duruşmayı takip ettik. Ayşe Hanım'ın endişelerinin salona hakim olduğunu görüyoruz. Mahkeme ışık hızıyla karar vermeye çalışıyor. Burada sadece tetikçiler var" açıklamasında bulundu.

“Esas azmettiricilerin bir kısmı üzerinde gizlilik kararı olan dosyada. Orada Olcay Kılavuz ve çok sayıda siyasi var” diyen Özel, “Bir kısmı da Ankara'da bir genel merkezde oturuyor. Onlar o dosyada da yok. Nasılsa buradaki uyuşturucu satıcısı, salonda kimi nasıl vurduğunu anlatan haysiyetsizler para karşılığı yatarlar” dedi.

Özel şöyle konuştu:

“Buradan bir kez daha Türk milletine sesleniyoruz. Ankara'da cumhuriyetin 100. yılında bir cenaze var ve orada duruyor. Onun defnedilmiş olması kanını yerden kaldırmıyor. Türkiye'nin vicdanı, ahlak, adalet yatıyor orada. Buradaki 3-5 torbacı katile ceza verip esas azmettiricileri gerekli cezayı alıp kamu vicdanında cezalandırmazsanız bu iş olmaz. Katiller içeriye gidince adalet tecelli edecek. Hangisi o ikisi o ikisi.”

TETİKÇİ ÖZYAĞCI: AMACIM ÖLDÜRMEK DEĞİLDİ

Daha sonra Tetikçi Eray Özyağcı savunma yaptı. Bilirkişi raporunda, yakın mesafeden Sinan Ateş'e isabet eden beş kurşunun Özyağcı'nın silahından çıktığı yer almıştı. Özyağcı savunmasında, amacının yaralamak olduğunu belirterek, “Kastım öldürmek olsaydı camiye giderlerken koşarak gider Sinan Ateş’in sırtına, kafasına ateş eder ve süratle kaçardım. Ayaklarını gözeterek üç el ateş ettim. Vallahi billahi niyetim öldürmek değildi. Suçumu kabul ediyorum, hiç inkar etmedim; ama adalet istiyorum. Sözlere, algıya göre yargılanmak istemiyorum” dedi.

Müşteki bölümünde oturan bir kişinin Eray Özyağcı’ya, “Şerefsiz, karşısına delikanlı gibi çıksaydın!” diye bağırması üzerine Mahkeme Başkanı, bu kişinin gerekirse zor kullanarak acilen dışarı çıkarılması ve tutanak tutulması talimatını verdi. Bu tepki üzerine Özyağcı, Mahkeme Başkanına, “Size saygımdan bir şey demedim. Yoksa korkmuyorum” dedi.

Özyağcı, şöyle konuştu:

“Sinan Ateş’in dava adamı, aydın, akademisyen olduğu şeklinde haberler çıkıyordu. Ne oldu? Dövdürdüğü gazeteciler, pizzacı kılığında tetikçi gönderdiği, FETÖ’cü ablası, yüz firari FETÖ’cüyle görüştüğü ortaya çıktı. Daha bunların lolosu var. Benim torbacı olduğum iddiası iftiradır. 2 senedir içimden geçtiler. Söylenmedik şey kalmadı” dedi.

“Burası DEM Parti’nin genel merkezi değil. Bizim yargılandığımız mahkemede ne işiniz var?” sözleri ile gazeteci ve siyasetçilere tepki gösteren Özyağcı, “Bu sözlerim siyasi aparatlara, tasmayı boyunlarına geçiren ağababaları ve onlarla çalışan sözde gazetecilere. Kimseden korkmuyorum”

VEDAT BALKAYA: ALACAK VERECEK MESELESİ DİYE PLAKAYI KAPATMADIK

Tetikçi Eray Özyağcı’yı motosikletle cinayet mahalline götüren Vedat Balkaya ise tanıkların, motosikletin plakasının kapalı olduğu iddiasını yalanlayıp, “Basit bir alacak-verecek meselesinin böyle elim bir sonuca ulaşacağını düşünmedim. O yüzden plakayı kapatma gereği de duymadık” dedi.

DOĞUKAN ÇEP: DHKP-C’LİLERİ VURMUŞUM, KİMSE UMRUMDA DEĞİL
Daha sonra söz alan sanıklardan Suat Kurt ise, mütalaadaki suçlamaları kabul etmediğini belirterek, tahliye talebinin olmadığını söyledi.

Azmettirici Doğukan Çep ise “Suçlu olabilirim ama herkes eşit” dedi. Taleplerinin karşılanmadığını ve araştırılıp soruşturulmadığını belirten Çep, söyleyecek bir şeyi olmadığını aktardı. “Vereceğiniz her karara saygılıyım” diyen Çep, “Gönül ister ki, algılara değil olgulara göre karar verilsin. Allah katında gönlüm rahat ve ben kimseyi Ankara’ya öldürmeye göndermedim. Göndersem söylerdim. Ben ‘ayağına birkaç tane atın’ dedim. İnanmasınlar, acıları var. Siz de inanmayabilirsiniz, ama ben Eray’ı kimseyi öldürmeye göndermedim. Bu yaşıma kadar DHKP-C’lileri vurmuşum, kimse umurumda olmaz. Eray’ın kendi iradesiyle başka suç işlemesinin sorumlusu ben değilim” dedi.

TOLGAHAN DEMİRBAŞ: MAGAZİN ÇOK, DELİL YOK

Daha sonra savunma yapan Eski Ülkü Ocakları Yöneticisi Tolgahan Demirbaş ise hakkındaki tüm suçlamaları reddetti. Emniyetin, savcıların ve sulh ceza hakimliğinin kendisine azmettirici suçlaması yöneltmediğini belirten Demirbaş, “Magazin çok, delil yok. Ben bir varsayım tutuklusuyum” diye konuştu.

Soruşturma savcıları Durdu Özer ve Durmuş Ali Kaya ve gazetecileri suçlayan Çep, Ayşe Ateş ile ilgili olarak da, “Anlattığına göre eşi öldürüleceğini söylemiş. Bunu bilen birisinin cenazeyi bile beklemeden koşa koşa gidip ifade vermesi gerekirdi. Bunu yapmadıysa da savcılar çağırmadıysa da vahim. Ayşe Ateş’in ifadesi tam 4 ay 17 gün sonra alınmış” dedi.

ZEKERİYA ASARKAYA: ADAM VURUP GİTTİLER

Tetikçi Eray Özyağcı’yı kaçırmakla suçlanan Suat Kurt’un evinde kaldığı tutuksuz sanık Zekeriya Asarkaya ise cinayete bilerek hiçbir yardımı olmadığını belirterek, evine alacak-verecek için geldiklerini söyledi. Asarkaya, "Adam vurup gittiler. Ben masumum. Evet, yer temin ettim ama adam öldürmeye geldiklerini söylemediler" dedi.

HAKAN SARAÇ: BİLSEM ZEKERİYA DAYININ BAŞINI NİYE YAKAYIM

Suat Kurt’un Zekeriya Asarkaya’nın evinde kalmasına aracılık eden tutuksuz sanık Hakan Saraç ise, Suat Kurt'un sadece bir gece kalacağını söylediğini aktardı. "Ben bunu yapacaklarını bilsem niye Zekeriya Dayı’nın başını yakayım?” diyen Saraç, Ayşe Ateş’in avukatı Hüseyin Kaya için de “Dilan Polat’ın avukatı, onu savunuyor. Burada da adaletten söz ediyor" diye konuştu.

POLİS GELENBEY: UYUYAN İNSAN NASIL CİNAYETE YARDIM EDER?

Tetikçi Eray Özyağcı’yı İstanbul’dan Ankara’ya getiren polislerden Aşkın Mert Gelenbey, Özyağcı’nın çocukluk arkadaşı olduğunu, dedesinin hasta olduğunu söylemesi üzerine onu Ankara’ya getirdiğini öne sürdü. Diğer polis Murat Can Çolak da yolculuk boyunca uyuduğunu tekrarlayıp, “Uyuyan bir insan cinayete nasıl yardım eder?” diye sordu.

KILIÇDAROĞLU VE GAZETECİLERE SİLAH İŞARETİ YAPTILAR

Mahkeme başkanı duruşmayı bitirdikten sonra azmettirici Doğukan Çep, Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na elle tabanca işareti yaptı. Tetikçi Eray Özyağcı ise aynı işareti gazetecilere yaptı.

NE OLDU, DOSYA NE AŞAMADA?

Sinan Ateş, 30 Aralık 2022’de Ankara’da uğradığı silahlı saldırı sonucu öldü. Arkadaşı Selman Bozkurt ile Çankaya ilçesi Çukurambar semtindeki Kızılırmak Mahallesi'nde bir binadan çıkarken silahlı saldırıya uğradı. Saldırıda başına isabet eden kurşunla ağır yaralandı. Olay yerine gelen 112 Acil Sağlık ekibi tarafından kalp masajı yapılan Ateş, ardından özel bir hastaneye kaldırıldı.

Hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olayda Selman Bozkurt da omzundan yaralandı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, Ateş'in ölümüyle ilgili hakkında işlem yapılan toplam 39 kişiden tutuklu 22'si hakkında iddianame düzenlenerek dava açıldı. Haklarında yurt dışına çıkış yasağı getirilen 17 kişi hakkında soruşturmanın ayrı dosya üzerinden sürmesine karar verilmişti.

Şüpheliler Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal'ın ise iştirak halinde işlenen suça yardım ettikleri iddia ediliyor.

Şüpheli Eray Özyağcı'nın olayda kullandığı tabancanın ele geçirilemediği; ancak olay yerinde tabancaya ait boş mermi kovanlarının bulunduğu belirtiliyor.

Olay tarihinde Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde komiser olarak görev yapan şüpheli Mustafa Ensar Aykal'ın kamu görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak maktule ait kişisel bilgileri hukuka aykırı olarak temin ederek şüpheli Demirbaş'a verdiği, bu yüzden "kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve yayma" suçunu işlediği iddia ediliyor.

Sinan Ateş Davası’nın ilk gününde Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) avukatları, davaya katılma talebinde bulundu. Mahkeme, "MHP'nin suçtan zarar gören sıfatı bulunmadığı" gerekçesiyle katılma talebinin oy birliğiyle reddine karar verdi.

Duruşma sürerken, sanık Eray Özyağcı, polise ve savcılığa verdiği ifadesini değiştirerek, kendisini Doğukan Çep’in azmettirdiğini söyledi. Özyağcı, kendisinden ifade alan savcıların, cinayeti siyasi bir amaçla işlenmiş gibi göstermek için baskı kurduklarını iddia etti.

Davanın 19 Temmuz’daki duruşmasında savcı, esas hakkındaki mütalaasını sundu.

Sanıklar Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş'ın “suça azmettiren” sıfatında olduğunu bildiren savcı, Çep ve Demirbaş'ın, Ateş'e yönelik “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmesini istedi.

Sanıklar Mustafa Uzunlar, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Emre Yüksel, Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Caner Günay, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu ve Aytaç Ataç'ın “iştirak halinde işlenen suça yardım eden fail” olarak kabul edilmesi yönünde görüş bildiren savcı, bu kişilerin “tasarlayarak kasten öldürmeye yardım” suçundan 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını talep etti.

Mütalaada, sanık Alper Atay'ın “suçluyu kayırma” suçundan altı aydan beş yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Savcı, Sinan Ateş'in öldürüldüğü olayda kullanılan motosikletin satıcısı olarak iddianamede yer alan sanık Mehmet Yüce, cinayetin ardından Çep'in otelde kalmasına yardım ettiği öne sürülen sanık Erdem Karadeniz ve tetikçilerin görüşme yaptığı otoparkın ortağı olduğu ifade edilen sanık Osman Bayraktar'ın ise beraatına karar verilmesi yönünde görüş bildirdi.

23 Eylül'de ortaya çıkan bilirkişi raporunda ise faillerin önemli bir iddiası çürütülüyor. Buna göre Ateş'in Eray Özyağcı'nın silahından çıkan kurşunlarla öldüğü teyit ediliyor.

Savcının esas hakkındaki görüşünü açıklamasının ardından ara karar açıklandı. Mahkeme, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına karar verdi.

Öne Çıkanlar