Sivas Katliamı Davası düşürüldü... Adliye önünde protesto: Bu mahkemeyi mahşere bırakmayacağız

Sivas Katliamı Davası, zamanaşımı kararı verilerek düşürüldü. Davayı takip eden Alevi örgütleri, kararı adliye önünde protesto ederek, mahkeme kararına karşı 'mücadele' mesajı verdi.

Artı Gerçek - Sivas'taki Madımak Oteli'nde 33 yazar, ozan ve düşünürün, yakılarak katledilmesinin üzerinden 30 yıl geçti. Zamanaşımı tehlikesi altında olan davanın bugün görülen duruşmasında mahkeme heyeti kararını verdi. Sivas Katliamı Davası, zamanaşımı kararıyla düşürüldü.

Davayı adliyede takip edenler, kararı oturma eylemiyle protesto etti. Adliye içinde basın açıklamasına verilmemesi üzerine adliye önünde basın açıklaması yapılıyor. "Sivası unutma, unutturma" sloganları atıldı.

'MAHŞERE BIRAKMAYACAĞIZ'

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe, "Bu saatten sonra saflarımız daha net olacak. Kiminle savaşacağımıza, kiminle barışacağımıza biz karar vereceğiz. Bu mahkemeyi mahşere bırakmayacağız" dedi.

'BAŞLADIĞI GÜN KAYBEDİLMİŞ BİR MÜCADELE'

Sivas Katliamı Davası Avukatı Şenal Sarıhan, şunları söyledi:

"Bu mücadele başladığı gün kaybedilmiş bir mücadeleydi. Çünkü polisin tutanaklarına göre 15 bin kişi varken gözaltına alınan yargı önüne götürülen çok az kişi oldu.

'HUKUK MÜCADELEMİZİN SONUNDA DEĞİLİZ'

Tarihin bir aynası var. Herkes o aynaya bakacak ve kendi yüzlerini görecekler. Tarih, zamanaşımına düşürülen davaları yazacak. Hukuk mücadelemizin sonunda değiliz. Bütün yolları denemekte kararlıyız.

'BU KARAR HEPİMİZE MÜCADELE İÇİN GÜÇ OLSUN'

Yenilgi gibi görülen alanlardan aslında büyük kazanımlar çıkıyor. O kazanım mücadele etme ve direnme kararlılığıdır. Bugünkü karar hepimize mücadele için güç olsun."

SİVAS KATLİAMI DAVASI'NIN GEÇMİŞİ

2 Temmuz 1993’teki katliamın ardından açılan dava, hukukçuların ve hak savunucularının “skandal” diye nitelediği gelişmelerle dolu. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in “Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir” dediği katliam davası, hep siyasetle iç içe oldu. Hükümetler değişse de davada adaletin sağlanması bir türlü mümkün olmadı.

124 kişinin yargılandığı davada ilk karar 1994’te çıktı. Mahkeme, 87 sanığı 2 ila 15 yıl arasında değişen hapis cezalarına mahkûm etti. Mahkeme, cezalarda “haksız tahrik indirimi” uygulamıştı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, bu kararı bozdu. Bozma kararı üzerine bu sefer 1997’de Mahkeme saldırının “anayasal düzene karşı yapıldığını” belirterek 38 sanığın idamına karar verdi. 2000’deki kararda idam cezasının kaldırılması sebebiyle cezalar müebbete döndü.

2001’de Yargıtay bu kararı onayladı ancak firari sanıkların çokluğu, ayrılan dosyalar ve itirafçıların ortaya çıkmasıyla yargı süreci yeni bir evreye geçti. İtirafçılar Hizbullah, İslami Hareket Teşkilatı, Kaplancılar gibi örgütlerden bahsetse de, mahkeme bir türlü örgütleri görmedi. Firari sanıklar arasında arandığı dönem Sivas’ta düğün yapan da vardı, İstanbul Belediyesi’nde çalışan da. Firari sanıkların bir kısmının ise Almanya’da olduğu biliniyor.
Davaya ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin bu sene başında bir kararı da çıktı.

Sivas katliamının asli faillerinden Yunis Karataş'ın başvurusu AYM, Sivas'ta yaşananları, “terör eylemi” olarak nitelendirdi. Ancak sanıkların terör örgütü bağı saptanamadığı için terör suçlusu sayılamayacaklarına karar verdi. Davanın ilk günden beri Avukatlarından, eski CHP Milletvekili Şenal Sarıhan’ın 2014'te AYM başvurusu ise hâlâ sonuçsuz. Sarıhan’ın 2019’da dosyaya yargılaması devam eden üç kişiyi de ekleyerek yinelediği başvuru 2021’de AYM gündemine alındı ancak henüz karar çıkmadı.

Öne Çıkanlar