Sözcü'ye vurunca n'olacak ki?
Erdoğan, Sözcü gazetesinin boykot edilmesini istedi. TL’nin değerini düşüren, kamuoyu yoklamalarında iktidarın puanlarını kıran, dış dünyada Ankara’yı güç duruma sokan yoksa bu gazete mi?
Ragıp DURAN
ARTI GERÇEK - Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben SÖZCÜ gazetesini okumuyorum. Kimse de lüzumsuz yere buna para verip almasın" demiş. Bu açıklamayı Cuma namazı çıkışında söylemiş.
Burada en az iki sorun var.
Basın İlan Kurumu (BİK), Cumhurbaşkanının bu açıklamasını talimat kabul edip Sözcü gazetesi hakkında soruşturma başlatmış. Oysa ki bu kurumun görevi, resmi ilanların dağıtımı. Olsun, tüzüğünde bir madde bulur, Sözcü’nün ilanlarını keser. BİK bu uygulamayı daha önce Evrensel gazetesine de yaptı.
İktidar, şimdiye kadar Sözcü gazetesine yönelik olarak hem sahibine hem de bazı yazarlarına ağır saldırılarda bulundu. Bunu şimdiye kadar Saray’ın mahkemelerini kullanarak yaptı.
Artık bir devletten çok, Tek Adam’ın özel teşkilatı gibi çalışan mekanizma, yukarısı ne söylese, onu hemen emir olarak anlıyor ve Tek Adam’ı memnun etmek için elinden geleni ardına koymuyor. Bütün bu mekanizmanın çarklarında görevlerini sürdürenler de zaten, küçük ya da orta boy tek adamlar, işte HDP’den, Sözcü’den, Evrensel’den, CHP’den…Tek Adamı nefret ettiği her şeyden nefret eden insancıklar. Kimisi biat nedeniyle, kimisi şahsiyet eksikliğinden, kimisi ikisi birden. Erdoğan döneminin kreasyonu bunlar.
Bu kategorinin iş insanı eşantiyonu, geçenlerde yaptığı açıklamada "HDP’nin grup toplantısının tamamını verince bu beni çok rahatsız etti. Bunu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne meydan okuma olarak algıladım. O nedenle devam etmeme kararı aldım." dedi. Adam fena paniklemiş. Ağzından çıkanı kulağı da duymuyor anlaşılan. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti, o devletin Meclis’inde yıllardır düzenli olarak yapılan bir partinin toplantısının canlı yayınını, "devlete meydan okumak’" olarak algılamışsa… Ya o devlet çok çürük demektir, ya o Parti çok güçlü anlamı çıkar, ya da bunu söyleyen üşütmüş demektir.
İkinci sorun: Cumhurbaşkanı, aynı zamanda iktidar partisinin de Başkanı, kendisinin okumadığı bir gazeteyi yurttaşların da almamasını istiyor. Ayrıca da "Lüzumsuz yere para vermeyin" de diyor. Bu çağrının pek etkili olacağını sanmıyorum. Nedeni basit: Sözcü, Erdoğan muhalifi bir yayın çizgisi izliyor. Kimsenin, bilhassa medya sektöründe kimsenin güvenmediği resmi tiraj raporlarına göre bile, Türkiye’nin en çok satan 3. gazetesi (187 bin). Erdoğan’ın boykot çağrısından sonra Sözcü’nün tirajında yükselme bile beklenir.
Sözcü gazetesi kendisini muhalif olarak tanıtıyor. Erdoğan’ın dış politikasını ve Kürt politikasını olduğu gibi destekleyen bu gazetenin muhalifliği ayrı bir tartışma konusu. Bu gazetede sicilli faşistler köşe yazarlığı yapıyor.
Sözcü’nün okurları Erdoğan’ın çağrısına uyup gazetelerini almaktan vazgeçebilecek bir kitle değil. Bu açıdan bakılınca Cumhurbaşkanı’nın çağrısı yersiz, anlamsız ve işlevsiz. Erdoğan taraftarları zaten Sözcü okumuyor ki, bu gazeteyi boykot etsin. Bırakın Sözcü’yü, Reis’in eski ve yeni taraftarları Saray’ın çıkardığı gazeteleri bile alıp okumuyor ki…
Yine de bütün yurttaşların Cumhurbaşkanı olması gereken bir şahsiyetin isim vererek bir gazete aleyhinde böyle konuşması hiç hoş değil. Sanki diğer açıklamaları ve yaptıkları çok hoş da bir tek bu mu battı gözümüze?
Sözcü yönetimi, bu açıklamadan hiç rahatsız olmamış, hatta manşetten vermişler. Reklam oldu diye mi düşünüyorlar? ‘’Bak Cumhurbaşkanı bizim ne kadar sıkı muhalefet yaptığımızı anladı, bize çatıyor, bizi engellemeye çalışıyor’’ diyerek kendilerine meşruiyet alanı mı açmaya çalışıyorlar bilemem.
Aslında Erdoğan’ın Sözcü’ye yönelik boykot çağrısı, hem ne kadar tahammülsüz olduğunu hem de ne kadar güç durumda olduğunu gösteriyor. Ayasofya’nın yeniden açılışını bahane edip zorlama bir yorumla Sözcü gazetesine kızmak Saray’a ne kazandıracak ki? Sözcü, başka bir çok konunun yanısıra Ayasofya meselesinde de Beştepe gibi düşünüyordu. Cumhurbaşkanı, artık iflas ettiği her geçen gün daha belirgin bir şekilde ortaya çıkan politikalarını değiştirmektense, Sözcü’ye çatmayı daha kârlı buluyor. Kâr? Hani iflas ediyordu?
Kamuoyu yoklamalarında sürekli olarak puan kaybeden Erdoğan, Sözcü’ye vurarak yükselmeyi bekliyorsa…