STK’lerden ev sahiplerine çağrı: Kira almayın

Remzi BUDANCİR

ARTI GERÇEK - Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve ardından Dünyada hızlıca yayılan yeni tip koronavirüs (Covid-19) riski artarak devam ediyor. Salgının yayıldığı ülkeler arasında Türkiye’de var. Türkiye geneline her gün vaka sayısı da can kaybı sayısı da artıyor. Salgının fazla yayılmaması için Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere, sağlık kuruluşları, meslek odaları ve sivil toplum örgütleri evden çıkılmaması konusunda uyarlarılar yapıyor. Önlemler kapsamında yurttaşlara evde kalınması, başkaları ile temastan kaçınılması, dezenfektan, maske ve eldiven gibi koruyucu malzemelerin kullanmaları isteniyor.

DİYARBAKIR’DA 150 KİŞİ TEDAVİ GÖRÜYOR

Diyarbakır’da Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 5 katı, Kovid-19 hastaları için ayrılmış durumda. Olası vakalar Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gönderiliyor. Koronavirüs şüphesiyle tedavi altına alınan hasta sayısında artış yaşanıyor. Türk Tabipleri Birliği’nin açıkladığı verilere göre Diyarbakır’da 150 kişinin Koronavirüs şüphesi ile hastanede yatıyor. 6 hasta yoğun bakımda tedavi edilirken, 5 yurttaş Koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Kent merkezinde Koronavirüs’e karşı önlemler kapsamında birçok iş yeri kapalı tutuluyor. Ket merkezinde sokakta olan kişi sayısında azalma olsa da hala insan trafiği oldukça fazla. Yoğunluğun en yoğun yaşandığı kurumların başında PTT geliyor. Diyarbakır’da PTT önünde yığılma olmaması, insanların bir biri ile temas etmemesi için polis önlem almış durumda. PTT önünde bariyer kuran polis, işlemlerin sırayla yapılmasını sağlamaya çalışıyor. Ancak buna rağmen yığılma devam ediyor.

"BANKLARA OTURMAK YASAK UYARISI"

Kentte insan trafiğinin en yoğun olduğu alanlar Sur bölgesi, Dağkapı ve Balıkçılar başı. İçişleri Bakanlığı’nın yayınladığı genelgeyle sokağa çıkma yasağı uyguladığı 75 yaş üstü yaşlı kesimin uğrak yerleri Sur bölgesi, Balıkçılar Başı, Ulucami önüydü. Bu bölgelerde bulunan banklar hınca hınç doluydu. En son Ulucami önü başta olmak üzere, bölgede bulunan bankların etrafını şeritle kapatıldı. Banklara "Salgın hastalık (Covid-19) dolayısıyla banklarda oturmak yasaktır" uyarılarının yer aldığı yazıları asıldı. Bu bölgede polis ve zabıtalar görevlendirildi. Sık sık kent merkezinde Kürtçe ve Türkçe anonslar yapılarak halktan evlerinde kalmaları yönünde çağrılar yapıldı. Ancak yine de sokaklar olukça hareketliydi.

"KENDİMİZE BAKMAK ZORUNDAYIZ"

Sur bölgesinde Gazi ve Melik Ahmet Caddeleri oldukça hareketli. Bazı işletmeler kapalı olsa da, dükkanlar açık. Sokak başlarında kurulan seyyar satıcılar ürünlerini satarken, bölgede insan trafiği oldukça yoğun. Bankların kapatıldığı alandan arada bir ‘evde kalın’ çağrıları yapılsa da yurttaşlar pek aldırış etmiyor. Hewsel’de bulunan bahçelerinden topladığı yeşillikleri tezgah üzerinde satan lise öğrencisi Hasan, tehlikenin farkında olduğunu ancak ekonomik koşullardan kaynaklı çıkmak zorunda olduğunu belirtti. Milli Eğitimin tedbir amaçlı okullarda uzaktan eğitim uyguladığını hatırlatan Hasan, "Evde 3 gün durabildim. İş yapan yok, para yok. Devletimiz bize baksaydı, evde kalırdık. Ama devlet bakmıyor. Biz kendimize bakmak zorundayız" sözleri ile sokağa çıkma gerekçelerini sıraladı.

"EVE EKMEK GÖTÜRMEK ZORUNDAYIZ"

Cadde başında tezgahını kuran Mehmet Sinan Anar’ın da dışarı çıkma nedeni ekonomi. Evde ancak bir hafta dayanabildiğini anlatan Anar, şunları söyledi: "Evde oturulacak gibi değil yani, bir gün otururuz, iki gün otururuz ama üçüncü gün açız yani. Bunu Allah da biliyor. O yüzden biz oturamayız yani evde. Mecburuz çalışmaya. Kaç gün evde kalabildiniz. En fazla bir hafta evde kalabildik. Bir hafta sonra evde ne ekmek kaldı, ne bir şey kaldı yani. O yüzden 4 çocuk var. Mecburen çalışmak zorundayız. Peki yetkililer evde kalın derken aynı zamanda ne yamalı? Ne yapmalı yani vatandaşa yardımcı olmalı, vatandaşın yanında olmalı. Sırf burada öyle gezerek anons ederek mesele değil yani. Bu kadar insanın çocukları var."

24 STK’DEN YARDIM KAMPANYASI

Öte yandan Diyarbakır’da aralarında Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO), Ticaret Borsası (DTB), Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DİSİAD), Diyarbakır Girişimci İş Kadınları Derneği (DİGİKAD) ve Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi Derneği’nin bulunduğu 24 sivil toplum kuruluşu yardım kampanyası başlattı. Kampanyaya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: "Salgının etkisini asgari seviyeye çekmek, olası can kayıplarının önüne geçmek amacıyla hem kamu, hem de özel sektör çalışanlarının çalışma süreleri azaltılmış, özel sektördeki birçok işletme ise üretimine ara vererek çalışanlarını ücretiz izine sevk etmiştir. Bu durum doğal olarak hem işsizliği, hem de üretimi olumsuz etkilemektedir. Bir taraftan iş yerini kapatmak zorunda küçük esnafın karşılaştığı ekonomik kriz, öte yandan zorunlu olarak ücretsiz izine sevk edilen çalışanlar ekonomik anlamda çok zor bir süreci yaşamak zorunda kalacaklardır.

YARDIMLAŞMA ZORUNLUDUR

Bu büyük felaket insanlar arasında gıda, barınma ve sosyal konularında yardımlaşmayı zorunlu hale getirtmiştir. Bu zorlu süreçte toplum olarak birbirimize daha çok ihtiyacımız olacaktır. Dolayısıyla insanlığımızı ön plana çıkarmak için önemli bir fırsat önümüzde durmaktadır. Bu günler dayanışma ve sahiplenme duygusunu toplumun tüm katmanları arasında yayma günüdür. Diyarbakır halkının bu zor günlerde büyük bir dayanışmanın içinde olacağından hiçbir kuşkumuz yok. Evet, gün mutluluk ve kardeşlik sevgisini yayma günüdür. ‘Komşusu Aç İken Tok Yatan Bizden Değildir’ şiarıyla yardımlaşma ve dayanışma içerisinde olmak bu kentin kültüründe var.

EV SAHİPLERİNE ÇAĞRI

Bizler Diyarbakır iş camiası olarak bu ilk kıvılcımı çakmak, ilk damlayı nehir yatağına bırakmak için yola çıkıyor, yardımlaşma ve dayanışma kampanyası başlatıyoruz. Hep birlikte yürüteceğimiz bu kampanyada ihtiyaç sahiplerine gıda yardımının yanı sıra evini ve/veya iş yerini kiraya vermiş olan mülk sahiplerinden 3 ay için kiracılarından kira almayarak fedakârlık göstermelerini bekliyoruz.

"GÜN PAYLAŞMA GÜNÜDÜR"

Bugünden itibaren başlatacağımız yardım kampanyasına tüm Diyarbakır halkını destek vermeye, birlikte güzel yarınlara ulaşmak için el ele vermeye davet ediyoruz. Gün ekmeğimizi, aşımızı paylaşma günüdür. Gün eş, dost, akraba ayrımı yapmadan ihtiyaç sahiplerine el uzatma günüdür."