Sur mağduru: Yasak kalksa gider yıkık evimin arsasında çadır kurar yaşarım
Sur’da evleri yasaklı mahallelerde bulunan yurttaşlar mağdur. TOKİ dayatmasını kabul etmeyen ailelere kira desteği de verilmiyor.
Remzi BUDANCİR
ARTI GERÇEK- UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Diyarbakır'ın tarihi Sur ilçesinde gerçekleştirilen yıkımın ardından betonarme yapıların inşası tepkilere rağmen devam ediyor. 2015 yılından bu yana yasağın sürdüğü 6 mahalle ile yasak kapsamına dahil edilmeyen Alipaşa Mahallesi’nde 48'i tescilli, 247 adet tescile değer tarihi yapı olmak üzere toplam 4.985 yapı yıkıldı. Yıkılan Diyarbakır'ın geleneksel tarihi taş evlerinin yerine iki katlı betonarme yapılar inşa ediliyor. Yasağın sürdüğü mahallelerde yapılaşmanın hangi aşamada olduğu bilinmezken, Ali Paşa Mahallesi’nde inşa edilen betonarme yapılardan bazıları satışa sunuldu.
SUR’DA 6 MAHALLE HÂLÂ YASAKLI
2015 yılından bu yana yasaklı olan 6 mahallede durum diğer yerlere oranla daha kötü. Yaklaşık 5 yıldır yerlerinden edilen yurttaşlar kirada kalmalarına rağmen kira desteği alamıyor. Ailelerden evlerinin satışı isteniyor ancak karşılığında ev verilmiyor. Yıllardır kirada olan ailelerin mağduriyeti artarak devam ediyor. 67 yaşındaki İsmail Üzmez bu mağdurlardan biri. Üzmez’in evi hâlâ yasaklı olan Cemal Yılmaz mahallesinde bulunuyor. Ev geleneksel tarihi avlulu Diyarbakır taş evlerinden. Çatışmalar yaşandığı dönemde uzun süre evinden çıkamayan Üzmez, bir patlama sonucu yaralandı. Sur’da kirada kalan Üzmez, yaşadıklarını Artı Gerçek’e anlattı.
'AVLULU EVDE 5 AİLE YAŞIYORDUK'
"Halim vaktim yerindeydi. Çarşıda dükkânlarım vardı" sözleri ile konuşmaya başlayan Üzmez, millete yardım edecek durumundan, yardım alacak duruma düştüğünü söyledi. Sur’da huzurlu bir yaşam sürdürdüklerini ifade eden Üzmez, "Evimiz vardı, dükkânlarım vardı esnaftım... Çocuklarım çalışıyordu. Biz 5 ev bir avlunun içindeydik. Çocuklarımızla birlikte 52 nüfustuk. Şimdi hepimiz dağılmışız. Herkes başının çaresine bakmaya çalışıyor. İnanın bayram günleri dahil birbirimizi göremiyoruz. Ancak telefonla konuşabiliyoruz" dedi.
DAVUTOĞLU GİTTİ, YARDIMLAR KESİLDİ
Sur’da yıkım yaşandığı zaman Ahmet Davutoğlu Başbakan’dı. Sur mağdurlarından bazıları otellere yerleştirildiği gibi aylık bin TL gibi cüzi miktarda yardımlar yapılıyor. Üzmez’in anlattığına göre yardım aldıkları süre 2 aydı. Başbakan Davutoğlu Sur’a gelip o meşhur "Suru Toledo yapacağız" sözünü söylediği dönemdi. O dönem Sur’un yıkıldığını, kendisinin ailesi ile birlikte dışarıda kaldığını anlatan Üzmez, "Biz dışarıda yatıp kalkıyorduk. Ama bazı aileleri otellere yerleştirdiler. Ayda bin TL para, günde 3 öğün yemek veriyorlardı. Bu Ahmet Davutoğlu Sur’a gelip gidene kadar sürdü. Davutoğlu geldiği zaman bu yoksul ellerin eline bayrak verdiler. Davutoğlu için karşılama hazırladılar. Davutoğlu geldi. Mağdurlar ellerine verilen bayraklarla karşıladılar onu. Davutoğlu gittikten sonra herkese verilen yardımları kestiler. Dediler buraya kadar verdik, bundan sonra başınızın çaresini bakın. O zamandan sonra yardım verilmedi" diye anlattı.
UZLAŞMAYA ÇAĞRILAN AİLELERE EVLERİNİN SATIŞI DAYATILIYOR
Yasaklı olan mahalleden çıkan ailelerin bir kısmı TOKİ’ye giderken, mahallerinden uzaklara gitmek istemeyenler ise Sur'da yasaklı olmayan diğer mahallerde kiraladıkları evlerde kalıyor. Bu aileler, elinde tapuları olmasına rağmen hak sahibi olamıyor. Uzlaşmaya çağrılan hak sahiplerine evlerinin karşılığı olarak 40-50 bin TL önerilirken, yeni inşa edilen evler için ise 500 bin TL’nin üzerinde para isteniyor. Evlerini satmak istememelerine rağmen yeni yapılan evleri de alacak gücü olmayan ailelerin mağduriyeti devam ediyor. Üzmez de evini vermek istemeyenlerden biri.
'HAK HUKUK, KAPISINI ÇALACAK KİMSE YOK'
Yasaklı olan mahallede bulunan avlulu evinin kilisenin karşısında bulunduğunu anlatan Üzmez, "Benim evim tarihiydi. Tapum vardı. Kilisenin karşısındaydı. Tarihi, tescilli ve tapulu olan evimi yıkmışlar. Evimin olduğu arsanın üzerinden yol geçirmişler. Ne tarafıma bir ödeme yapılmış, ne de benden onay almışlar. Ben evimi kesinlikle vermiyorum. Kimse bize hakkımızı vermiyor. Hak hukuk yok. Gidecek bir kapımız, bize bir çare bulun diyecek bir yerimiz yok. Bir kapımız yok" dedi.
'ASLA UZLAŞMAYIZ'
Kendisi gibi birçok kişinin uzlaşmayı kabul etmediğini anlatan Üzmez, kendisinin bu şartlarda uzlaşmak istemediğini söyledi. Devletin uzlaşma adı altında haklarından vazgeçmeyi dayattığını ifade eden Üzmez, "Devlet uzlaşmak için çağırdığında şartlarını dayatır. Uzlaşmak istesek bizi borçlandırıyor. Az bir para verip, bedava alıp bizi çıkarmak istiyorlar. Şu an evlerimiz için bizden 20 milyar isteseler bile ödeyemeyiz. Her şeyimizi zaten kaybetmişiz. Kabul etsek bize senet imzalatırlar. Zaten ödeyemiyoruz. Ha bire üzerine faiz biner, borç katlanıp gider, en son gelip bizi içeri atar ve yine evimizi elimizden alırlar. Elimizde bu şekilde alacaklarına orada kalsın. Ne olursa olsun. Bu şartlarda uzlaşmaya da gitmeyiz" diye anlattı.
'YASAK KALKARSA GİDER EVİMİN ARSASINDA ÇADIR KURARIM'
Sur’dan çıkıp TOKİ’ye giden ailelerin geçimini sağlayamadığını anlatan Üzmez, asla oraya gitmeyeceğini dile getirdi. Komşularının TOKİ’de perişan olduğunu belirten Üzmez, şunları söyledi: "O garibanların aylık gideri 3-4 bini buluyor. Nasıl yaşayacak orada? Millet perişan olmuş. Hâlâ borçludurlar. Tapuyu da vermiyorlar. 10 sene de olsa, 40 sene de olsa diyor borcu bitirmeyene kadar sana tapuyu vermiyorum diyor. TOKİ cezaevi gibi bir yer. Bana 10 tane TOKİ verseler ben gitmem. Evimi hibe etsem de gitmem, çadır alır gidip kendi arsamda kurarım. Orada kendi yaşamımı kurarım."