'Sur'daki yıkımı durdurun mahkum olmayın'
İstanbul Sur ile Dayanışma Platformu üyeleri ve sanatçılar yıkımı devam eden Alipaşa Mahallesi’ni gezdi. Sur’daki yıkımın durdurulmasını isteyen heyet, bir de çağrıda bulundu.
ARTI GERÇEK- Sur’da, kentsel dönüşüm kapsamında, tepkilere rağmen Alipaşa Mahallesi’ndeki yıkım devam ediyor. Alipaşa’daki yıkımın tamamlanmasının ardından bu kez Lalabey Mahallesi’ndeki yıkıma başlanacak. Bugün İstanbul’dan, Diyarbakır’a gelen Sur ile Dayanışma üyeleri ve sanatçılar yıkımın yaşandığı Alipaşa Mahallesi’ni gezdi. Evlerini kaybeden Sur sakinlerini dinledi. Heyet, Sur’da açıklama yaptı. Sur’un tarihi önemine dikkat çeken HDP Diyarbakır Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş, "Sur denince eskiden herkes çok iyi biliyor ki aklımıza tarih geliyordu, tarihin kokusunu alıyorduk. Sur'un her köşesinden, her mekanından her sokağından medeniyet dersi çıkarıyorduk. Bu sadece bizim bölge ve ülkemiz için değil, dünya için geçerli olan bir medeniyet kaynağıydı. Ama maalesef geldiğimiz noktada medeni miras ters yüz edildi. Bize miras bırakılan, kendisini yaşatan, var kılan büyük medeni hazine, medeni miras bugün adeta ayaklar altında bulunmaktadır. Yıkımlarla Sur'un kimliğinin, hafızasının değişmesi mümkün değil. Biz bugünde diyoruz ki bu yıkımda ısrar edilmesin. Türkiye, dünya gündeminde ulusal, uluslararası ve batılı ve evrensel değerlerde bir mahkumiyet yaşamasın. Bizim şu and,a burada bulunmamızın bir nedeni de budur. Bu bilinsin, biz bu ülke uluslararası değerler açısından, bir mahkumiyet yaşamasın istiyoruz" dedi.
AYNI İNSANLIK DRAMI LALEBEY’DE YAŞANACAK
Erdoğmuş’un ardından Prof. Dr. Ayşe Erzan, Surla Dayanışma Platformu adına hazırlanan ortak basın açıklamasını okudu. Açıklamada şöyle denildi: "Diyarbakır Sur'da yaşanılanlar devleti, uluslar arası arenada mahkum etmeye yeter. Diyarbakır’ın Sur ilçesi Alipaşa mahallesinde, geçtiğimiz Mayıs ayında başlayan yıkımlar hız kesmeden devam ediyor.Her gün ayrı bir dramın, insan hakkı ihlalinin yaşandığı Alipaşa'da kamu otoritesi acımasız yüzünü sergilemeye, TOKİ görevlileri, zor durumdaki sakinleri pazarlıklarla anlaşmaya zorlamaya, Alipaşalılar da varlık savaşı vermeye devam ediyor. Alipaşa'dan sonra sıra Lalebey mahallesine gelecek ve aynı insanlık dramı bu kez Lalebey'de sergilenecektir. Alipaşalı çocuklar, 2017-2018 eğitim yılına okulsuz başladılar. Çocukların eğitim hakkı ihlal edilmiş durumda... Hala nereye kaydolacakları belli değil.
BM KONUT HAKLARI RAPORTÖRÜ TÜRKİYE’YE GELSİN
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'ne bağlı başta Yaşamaya Elverişli Konut Hakkı özel raportörü olmak üzere, Kültürel Haklar, Toplanma ve Örgütlenme Özgürlüğü, Yerinden Edilmiş İnsanların İnsan Hakları ve Azınlıkların Sorunları alanlarında çalışan 5 raportör, 21 Eylül 2016'da Türkiye Cumhuriyeti hükümetine ortak bir çağrı yaparak; Aralık 2015'den beri Diyarbakır'ın Sur ilçesi tarihi binaların ve konut alanlarının tahrip edilmeleri iddiaları ve bölgenin kentsel dönüşüm ve yenilenme için kamulaştırılması planları konusunda hükümeti bilgi vermeye davet etmişlerdir. Bu başvuru sonucunda Şubat 2017'de Türkiye, BM raportörleri ile her zaman işbirliğini sürdüreceklerini beyan ederek ilgili raportörlere resmi yanıtını iletmiştir. Öte yandan tüm insan hakları mekanizmalarında, ilk görüşte insan hakkı ihlali kabul edilen zorla tahliye ve yıkımların devam etmesi ve ayrıca Sur'da değil, ülke çapında konut hakkı ve mağduriyetlerin artması nedeniyle konut hakkı özel raportörleri Leilani Farha, 2018 yılı içerisinde Türkiye'ye ziyareti için resmi başvurusunun yapmıştır. Raportörlerine yanıtında ‘işbirliğine verdiği önemden’ bahseden hükümetin, bu başvuruyu geri çevirmemesini talep ediyoruz. Ayrıca tahammüllerin aksine Konut Hakkı özel raportörünün, Türkiye tarafından hiç davet edilmediği de düşünülürse, bu başvurunun kabulü sadece Sur açısından değil, afet dönüşümü, riskli alan, acele kamulaştırma, zorla tahliye sarmalındaki tüm Türkiye mahalleri açısından da önem kazanmaktadır. Yani Sur yalnız değildir. Bunun yanı sıra hukuk rejimi ve yargı süreçleri açısından da vahim durumlar söz konusudur.
HÜKÜMETİ BU İHLALLERDEN VAZGEÇMEYE ÇAĞIRIYORUZ
Diyarbakır Sur ile ilgili riskli alan ve acele kamulaştırmanın iptaline ilişkin açılan davalarda Danıştay, yerleşik içtihatlarına, yargı kararlarına rağmen Sur özelinde bu kararlara aykırı olarak ve içtihat değiştirerek yıkımın devam etmesi sonucunu doğuracak şekilde kararlar vermektedir. Bütün bunları yan yana koyduğumuzda devletin ve hükümetin, önümüzdeki aylarda uluslar arası kamuoyu ve kurumlar nezdinde oldukça sıkıntılı durumlar yaşayacağını, hatta hukuken hak ihlallerinden dolayı hüküm giyeceğini söyleyebiliriz. Platform olarak yurttaşlık görevimizi yerine getiriyor ve hükümeti bu ihlallerden vazgeçmeye çağırıyoruz" denildi.
DAHA ÖNCE GÖRDÜĞÜMÜZ AİLELERİ BİR DAHA GÖREMEMEK BİZİ ÜZDÜ
Sur’daki durumu İstanbul’da bir platform kurarak kamuoyuna duyurduklarını, imza kampanyaları başlattıklarını anlatan Deniz Özgür, iki ay önce geldiği Sur ile şimdiki Sur arasında çok fark olduğunu belirterek, "Çok hızlı bir şekilde yıkıma devam edildiğini gördük. O zamanlar evlerinde oturan insanların, artık evlerinde olmadıklarını görmek bizleri üzdü. Çok hızlı bir şekilde, özellikle okul civarındaki evlerin boşaltıldığı ve yıkıldığını gördük. Şuan dümdüz edilmiş bir şekilde. Geldiğimizde çok sayıda ev vardı, ancak şuanda 30 ya da 40'a düşmüş ev ve hane sayısı… Alipaşa'daki yıkımla yüzde 80-90'ını neredeyse bitirmiş durumdalar. Buradaki insanlarla konuşmaya devam edeceğiz. Bilgi toplamaya devam edeceğiz. Lalebey mahallesini de görmek istiyoruz. Oradaki insanların ruh halini, ne durumdalar. Yıkıma dair herhangi bir tebligat var mı? Bunları öğrenmeye devam edeceğiz" dedi.
YENİDEN YAPILANDIRMAYI KONYA EVLERİ İLE ÇÖZMEYİN DİYORUZ
Sur’a sokağa çıkma yasağı ve operasyonların bittiği dönemde sık sık geldiğini ifade eden Zeynep Tanbay, "Sur'a her geldiğimde içim daha çok kırılıyor, içim daha çok acıyor. Bu iktidar Sur'u yıktı yok etti. Hakikaten bu inanılmaz bir şey, bu kadar hukuksuzluk, adaletsizlik olamaz. Bu kadar tahribat vahşet, şiddet neyle değişecek. Bir hükümet değişse bile, belki demokrasi ilerler başka bir Anayasa’da değişiklik yapıp, ileriye doğru gidebiliriz. Ama buradaki yıkılan şeyler nasıl düzelecek, ileride bir şeyler değişmiş olsa bile... Bunlar kabul edilebilecek şeyler değil. Dünyanın gözü önünde yaşandı. Ben Fırat'ın batısında yaşayan bir yurttaş olarak, bütün bunlara karşı durduğum için ve vicdanım hakikaten buna sessiz kalmaya el vermediği için buradayım. Her zaman Sur ile dayanışacağız. İlk başta abluka kalkmalı… Yıkıldı yok oldu görüyorsunuz, ama zararın neresinden dönülse kardır. Bu işin uzmanları ile yeniden yapılandırmayı bizler yapalım. Yeniden yapılandırmayı Konya evleri ile çözmeyin diyoruz" diye konuştu.