Suruç katliamı davasında tutuklu sanık konuşmadı
Suruç'ta IŞİD'in canlı bomba saldırısında 33 gencin yaşamını yitirmesine ilişkin davanın 5. duruşması görüldü.
Kobani'ye yaşam malzemesi götürmek için yola çıkan ve Suruç'ta IŞİD'in canlı bomba saldırısında katledilen 33 gencin yaşamını yitirmesine ilişkin davanın 5. duruşması görüldü.
Çok sayıda müşteki ve mağdur avukatlarının hazır bulunduğu duruşmada mahkeme heyeti, davaya müdahil olan avukatların dosyaya ilişkin görüş ve önerilerini dinledi. Davada 2 tutuksuz polis görevi ihmalden yargılanırken, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olmak, tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürme suçlamasıyla tutuklu yargılanan tek sanık Yakup Şahin, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldığı duruşmada, adalete güvenmediği gerekçesiyle susma hakkını kullandığını belirtti. Mahkeme heyeti, dosyadaki eksikliklerin giderilmesine tutuklu sanığın tutukluğunun devamına karar vererek duruşmayı 28 Ağustos'a erteledi.
"BİR ARPA BOYU YOL ALAMADIK"
Suruç katliamında yaralananlar ve katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri, 5 duruşmadır mahkemenin bir arpa boyu yol katetmediği belirtilirken, sorumluların hakettiği cezayı alana kadar mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
Hilvan ilçesindeki hapishane kampüsünde bulunan duruşma salonunda Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesince görüldü. Duruşma sonrası Suruç yaralalıları ve katliamda yakınları kaybedenlerin yakınları ETHA'ya konuştu.
Suruç yaralısı Çağla Seven, yine duruşma salonuna defalarca aranarak girdiklerini belirtirken, "Şüpheli biz mişiz gibi, tanık biz mişiz gibi davranılarak mahkeme salonuna alındık" dedi. Duruşmanın oldu bittiye getirilerek hızlıca görüldüğünü kaydeden Seven, "Elde ettiğimiz hiçbir şey yok. Aileler buradan her zaman daha buruk ayrılıyor. Adaletle ilgili hisleri daha fazla zedelenerek ayrılıyor. Devlete adalet sistemine güvenleri biraz daha yaralanarak ve umutsuz bir şekilde ayrılıyorlar buradan, beklentileri çok azalıyor" diye belirtti.
Umutlarını diri tutmaya çalıştıklarını söyleyen Seven, "Adaletin peşinde kalmaya çalışıyoruz. Dava nedense tek bir sanık üzerine kilitlenmiş durumda. Bunu çok sıkıntılı buluyorum. En eli kanlı militanlardan en tepeye kadar sorumlu olan herkesin yargılanmasını istiyoruz. Ama daha en alt kademedeki insanı bile buraya getiremeyen bir mahkeme ile karşı karşıyayız. Bir sonraki duruşmada tekrar burada olacağız. En alttan en tepeye kadar bu katliama neden olanlardan hesap sormak için burada olacağız" diye konuştu.
Hatice Ezgi Sadet'in babası Ali Sadet ise "5. duruşmaya geldik. Duruşmaya yine aynı beklentimiz doğrutusunda gelişti. Çünkü onların istekleri aynıydı. Savcının mütaalası aynıydı. Hakimlerin verdiği karar aynı. Yine aynı hüsranla ayrılıyoruz" diye belirtti.
Mahkemenin bir arpa boyu yol ilerleyemediğini söyleyen Cemil Yıldız'ın eşi Sultan Yıldız, "5. mahkemeye geldik ama hiçbir değişiklik yok. Ama biz bu mahkemenin ve bu mücadelenin peşini bırakmayacağız" diye kaydetti.
Murat Yurtgül'ün annesi Şemsi Yurtgül ise "Bizler Suruç mahkemesine geldik. Kaç mahkemedir geliyoruz. 5 defadır geliyoruz. Boşu boşuna bu kadar insanı getirip götürüyorlar. Ailelerimiz İstanbul'dan Ankara'dan gelip gidiyor. Boşu boşuna bizi yoruyorlar. Onlar diyor ki gidip gele pes edeceğiz. Ama asla pes etmeyeceğiz. Ruhum bedenimde olduğu müddetçe bu davayı bırakmayacağım" dedi.