Talepleri tedavi degil adil yargılanma

'Devlet savunma hakkının etkin kullanılabilmesi için mesleki faaliyetlerini sürdüren avukatlara 'uslu çocuklar' yaratmak adına yargı üzerinden sopa göstermekten vazgeçmelidir'

Talepleri tedavi degil adil yargılanma

ARTI GERÇEK - Adil yargılanma talebi ile ölüm orucunda olan ve zorla hastaneye kaldırılan avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal'ın adil yargılanma talebinin insan hakları mücadelesinin en temel hakkı olduğunu ifade eden meslektaşları ve hak örgütleri, avukatların adil yargılanma talebinin yerine getirilmesi gerektiğini söylediler.

Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu, adil yargılanma talebiyle ölüm orucunun 214'üncü gününde olan Ebru Timtik ve ölüm orucunun 183'üncü olan Aytaç Ünsal'ın serbest bırakılması talebiyle Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması düzenledi. Çok sayıda baro, hak örgütü ve avukatın katıldığı açıklama da, "Adalet sağlansın Ebru ve Aytaç yaşasın " pankartı açıldı "Devrimci tutsaklar onurumuzdur" sloganları atıldı.

Açıklamada ilk konuşan Urfa Baro üyesi Hasan Murat Umut, avukatları müvekilleri dosyaları üzerinden kriminalize eden bir anlayışın hakim olduğunu söyleyerek bu anlayış sahiplerine, ne dosyalar üzerinden ne de müvekilleri üzerinden avukatların iddia edilen suçlarla ilişkilendirilemeyeceğini söyledi. Avukatların mesleklerinin gereğini yaptıkları gerekçesi ile herhangi bir yaptırıma maruz kalamayacağını ifade eden Umut, "Devlet savunma hakkının etkin kullanılabilmesi için mesleki faaliyetlerini sürdüren avukatlara 'uslu çocuklar' yaratmak adına yargı üzerinden sopa göstermekten vazgeçmelidir" diye konuştu.

'ADİL YARGILANMA GEREĞİ GİBİ YERİNE GETİRİLSİN'

Ardından konuşan Antep Baro üyesi Ergin Sözen, "Meslek taşlarımız hukuksuz bir yargılama süreci neticesinde, ellerinden kendilerini ifade edebilecekleri başka bir imkan olmadıktan sonra başladıkları açlık grevi karşılık bulmaması üzerine, bu kez ölüm orucuna başladılar. Arkadaşlarımızın adil yargılanma hakkı gereği gibi yerine getirilsin" diye konuştu.

ZORLA MÜDAHALE SAKAT KALMAYA YA DA ÖLÜME YOL AÇABİLİR

Türkiye Insan Hakları Vakfı (THIV) Türkiye temsilcisi Ümit Efe, adil yargılanma talebi ile ölüm orucunda olan avukatların durumunun bu ülkenin genel tablosu olarak değerlendirerek, "Bu talep, binlerce insanın, avukatların ortak iradesine, vicdanına oturmuştur. Bu nedenle insan hakları örgütleri olarak biz, olmazsa olmaz bu adil yargılanma talebi taşıyan, bu onuru taşıyan Ebru ve Aytaç'ın yanındayız. Onların yanındayız. Bu talep aynı zaman da insan hakları mücadelesinin en temel taleplerindendir. Ve bir an önce uygulanan işkencenin, hukuksuzluğun ve baskının kaldırılarak bugün, acilen arkadaşlarımızın tahliye edilmelerini beklemekteyiz" diye konuştu.

Basın açıklamasını okuyan Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu adına Çağdaş Hukukçular Derneği genel merkez yöneticisi avukat Nergis Tuğba Aslan okudu.

'TALEPLERİ TEDAVİ DEĞİL ADİL YARGILANMA'

Açlık grevi eylemlerini 5 Nisan'dan bu yana ölüm orucuna dönüştürerek sürdüren Av. Ebru Timtik, bugün itibariyle eyleminin 214. gününde, Av. Aytaç Ünsal ölüm orucunun 183. gününde olduğunu hatırlararak, 29 Temmuz'da Adli Tıp Kurumuna sevk edilen meslektaşları hakkında İstanbul Adli Tıp Kurumu "cezaevi şartlarında kalmasının sağlığı açısından uygun olmadığı" yönünde rapor düzenlediğini, Geçici heyetle teşekkül ettirilen İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi ise bu rapora rağmen, hukuka aykırı bir şekilde meslektaşları Timtik ve Ünsal hakkında tutukluluğun devam kararı vermiş ve cezaevinde kalmalarının sağlıkları için uygun olmadığı gerekçesi ile hastaneye sevk edilerek rızaları dışında "tedavi" olmalarına karar verdiğini ifadelerini belirtti. Aslan, "İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18 meslektaşımız hakkında vermiş olduğu mahkûmiyet kararının hukukla ilgisi yoktur" yargılama süresince, usul kurallarının yerle bir edilerek mahkemenin kararının siyasi bir karar olduğunu belirtti.

Hak ihlallerinin artarak devam ettiğini belirten Aslan şöyle devam etti:

"Meslektaşlarımızın talebi tedavi değil, adil yargılamadır. Dünya ve Türkiye tecrübelerinde çok sayıda eylemcinin iradesi dışında beslenmeye ve tedaviye zorlanması, daha büyük ölçüde kalıcı sakatlanmaya, bazı hallerde ölümlere yol açmıştır. Dünya Tabipler Birliğinin Tokyo ve Malta Bildirgelerinde, tıbbi etik gereği açlık grevi ve ölüm orucu eylemcisinin iradesine aykırı zorla besleme ve zorla tedavi uygulanamayacağı, bunun işkence niteliğinde olduğu değerlendirilmiştir."

Aslan son olarak, meslektaşlarının rızaları dışında bir tıbbi müdahalede bulunulmasının suç olduğunu ifade ederek, hukuksuzluklar bitene kadar mücadeleye devam edeceklerini söyledi.

avukat talep ebru timtik Aytaç Ünsal