Taraf Gazetesi Davası'nda Baransu'nun avukatı Koç: Yapmadıkları haberden ceza aldılar
Taraf Gazetesi Davası’nın son duruşmasında Altan, Çongar ve Oğur 3 yıl 4 ay, Baransu’ya 13 yıl hapis cezası verildi. Baransu'nun avukatı Çiğdem Koç +Gerçek'e konuştu.
Esra ÇİFTÇİ
+GERÇEK - Taraf Gazetesi’nin İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmasında, gazeteci Mehmet Baransu’nun "devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme" suçundan altı yıl, "devletin güvenliğine ve yararlarına ilişkin bilgileri açıklama" suçundan da yedi yıl hapisle cezalandırılmasına hükmederek Baransu’nun tutukluğunun devamına karar verildi. Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur’da "devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme" suçundan üç yıl dörder ay hapisle cezalandırıldı.
DAVA 8 YILDIR SÜRÜYOR
Taraf Gazetesi, Ahmet Altan genel yayın yönetmeniyken Balyoz operasyonu öncesinde çoğu Mehmet Baransu imzalı yayınlarıyla dikkat çekmişti. Fethullahçı yapı ile AKP iktidarı sürtüşmesi başladıktan sonra dönemin başbakanı Erdoğan’ın danışmanı Yalçın Akdoğan’ın "Milli orduya kumpas kuruldu" demesinin ardından Balyoz Davasında tutuklu sanıklar serbest bırakıldı. Baransu 1 Mart 2015’te İstanbul başsavcılığının kumpas soruşturması kapsamında gözaltına alınıp "devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek" suçundan tutuklandı.
Taraf Gazetesi Davası’nın son duruşmasında tutuklu bulunan gazeteci Mehmet Baransu ve avukatı Çiğdem Koç yargılamayı adil bulmayarak mahkeme salonunu terk etti. Bağlantı kurduğumuz Avukat Çiğdem Koç, davaya ilişkin ayrıntıları +Gerçek’e anlattı.
‘DAVANIN BALYOZ HABERLERİ İLE İLGİSİ YOK’
Taraf Gazetesi Davası’nın 39’uncu duruşması görüldü. Duruşmanın ayrıntılarına geleceğim ancak nedir bu dava? Gazeteciler neyle suçlanıyorlar?
Öncelikle teşekkür ederim, en azından bu dosyada neler olduğunu öğrenmek istediğiniz için. Çünkü birkaç gazete dışında hiç kimse gerçekte ne olduğunu bilmiyor, merak etmiyor ama üstünde tepinmekte ve bir algı çalışması yapmak veya o algı çalışmasına ortak olmakta sakınca görmüyor. Bana çok tuhaf ve çok çirkin gelen bir davranış biçimi bu, anlamıyorum.
Bilinmesini şiddetle istediğim ilk şey şu: Bu davanın Balyoz haberleri ile ilgisi yok. Ki sizin gazeteniz de "Balyoz Davası" diye haberleştirdi, bu arada onu da söyleyeyim. Şimdi sizin vesilenizle gerçeklerin bilinmesini isterim. Kamuoyuna anlatılmak istendiği ve neredeyse tüm basının da inatla böyle bilinmesi için uğraştığı bu bilgi buz gibi yalan. Bunun yalan olduğu, iddianameden tutun da tüm davanın içeriğinden açıkça anlaşılıyor. Ama işlerine gelmiyor ve "Balyoz Kumpas Davası" diye bir şey uyduruyorlar. Bilmeyenleri, ilgilenmemiş olanları, hatta menfaat icabı yalan söylemekte sakınca görmeyenleri bile anlarım da, kendine "gazeteci" diyenleri anlamıyorum. Elli kere dedim ki, tüm belge ve bilgileri paylaşacağım isteyen herkesle, bir tane gazeteci de merak etmedi ama yalan söylemeye devam etti herkes. Bu haksızlığın öyle ya da böyle ortağı oldular.
‘BARANSU BALYOZ HABERLERİ NEDENİYLE TUTUKLANMADI’
Peki, nedir işin aslı?
Bu dava kimsenin görmediği, ne olduğu nerede olduğu dahi bilinmeyen ve Genelkurmayın resmi yazı ile 2008 yılında imha ettiğini söylediği, doğal olarak Taraf Gazetesi’nde hiç yayımlanmamış "Egemen Hareket Planı" adında bir gizli belge ile ilgili. Kulağa çok tuhaf geliyor değil mi? Ama gerçek bu.
Ayrıca Baransu’nun Balyoz haberleri nedeniyle tutuklanmadığı, o haberlerle ilgili hiç kimsenin suçlanmadığı Anayasa mahkemesi kararı ile de sabit. Defalarca yazdım ve paylaştım bunu ben. Tekrar söylüyorum, Ahmet Altan, Mehmet Baransu ve Taraf’ın yöneticileri yaptıkları haberlerle ilgili suçlanmadılar bile, yok, böyle bir şey.
Peki, Baransu neden tutuklu?
Mehmet Baransu’nun savcıya teslim ettiği belgelerle ilgili askeri savcıya verdiği ifade Oda TV tarafından tarihi değiştirilerek haber yapılıyor. Sanki Baransu bu gizli belgeyi görmüş, yayımlamış ve yok etmiş gibi bir sonuç yaratmaya çalışıyorlar. Baransu’nun 26 Şubat’ta verdiği ifadeyi 26 Ocak’ta verdiğini yazıyorlar Oda TV’de ve de savcı haberi doğru kabul ediyor.
Baransu’nun sözleri çarpıtılıyor, kendisi hemen tekzip ediyor. Zaten gerçek tarihler ortada, ama amaç onu tutuklamak ve hukukun nasıl işlediği de malum. Nihayetinde 7 yıldır hapiste bir gazeteci. Baransu duruşmada yüzlerine haykırdı yalan söylediklerini. Hepsinin belgesini gösterdi, defalarca dosyayı sunduk, kamuoyu ile paylaştık.
'KUMPAS ARIYORSANIZ İŞTE SİZE ÇOK AÇIK BİR KUMPAS'
Bakın, birkaç ay evvel Ahval ’de bir söyleşisi yayımlandı Baransu’nun. Ayrıca Mehmet Baransu hesabından bir twit dizisi yayımlandı. Tüm bilgi ve belgeler orada var. Her bir cümlenin belgesi sunuldu kamuoyuna. Neden herkes sessiz? Baransu’nun "bana komplo kurdunuz, yalancısınız" diye itham ettikleri dâhil, neden kimse bir şey demedi, demiyor?
'BU DAVADA YARGILAMA YAPILMADI'
Siz bir hukukçu olarak davanın seyrine ilişkin neler söyleyeceksiniz?
Bu davada bir yargılama yapılmadı. 25 kere heyet değişti zaten, verilen ara kararlardan gerekçesiz şekilde dönüldü, tutuklamanın devam kararları keyfi şekilde verildi. Talep ettiğimiz hiçbir belge, dijital materyal tarafımıza verilmedi. Arama görüntüleri, bulunduğu iddia edilen CD ve kaset, Balyoz dosyasındaki dijitaller, dinletmek istediğimiz tanıklar yani savunmamız için gereken hiçbir delil dosyaya gelmedi. Duvara konuşuyor gibiydik açıkçası.
Bu arada, anlattığım gibi bu davanın Balyoz’la alakası olmamasına rağmen ve devletin gizli belgesi ile ilgili bir davada müdahillik sıfatının olamayacağı açıkken müdahillik sıfatları kabul edilen Balyoz Davası sanıkları bu davayı baştan hukuksuz hale getirdiler zaten. Ve bu arada birçok müdahillik talebi reddedilirken bir kısmının kabul edilmesi de tuhaf bir çelişki. Heyet değişikliklerinin dosyayı anlamamış olmasından da kaynaklanan usule aykırı bir uygulama ve açık bir hukuksuzluk. Ama bunu bir algı yaratmak adına kullanmak istediler.
'YAPMADIKLARI BİR HABER NEDENİYLE CEZA ALDILAR'
Baransu neden ceza aldı?
Baransu devletin gizli belgesini yok etmek, tahrif etmek yani kamuoyunda iddia edildiği üzere "sahtecilikten" beraat etti. Bakın, tekrar söylüyorum beraat etti. Yani özetle Baransu, kimsenin görmediği ve Taraf Gazetesi’nde yayımlanmayan, Genelkurmay’ın "imha ettik" dediği bir belgeyi temin ve ifşadan ceza aldı, diğer sanıklar da bu belgeyi temin suçundan. Mahkeme belgenin ifşa edilmediğini de onaylamış oldu aslında ama her nedense bu çelişkili durumdan da kimse bahsetmiyor tabii ki. Tüm bunlar ne demek? Yapmadıkları bir haber nedeniyle ceza aldılar demek ve herhalde ilktir bu tarihte. "Gazetecilik suç değildir" diye bağıranların ilgisini çekmiyor ya da başka başka sebeplerle kullanmaya çalışıyorlar ama aslında kendi bindikleri dalı kestiklerinin farkında değiller. Geçtim yaptığınız haber nedeniyle cezalandırılmayı, artık yapmadığınız haber nedeniyle de hapis yatma ihtimaliniz var anlayacağınız.
‘7 YILDA 30 HÂKİM DEĞİŞTİ’
Savcı diyor ki, "Taraf gazetesinde Egemen Harekât Planını yayınladınız, ifşa ettiniz" Bunu iddia eden savcı bu planın Taraf gazetesinde hangi tarihte yayımlandığını söyleyemiyor, bilgisini ortaya koyamıyor. İddianamede bu planın ne zaman nerede nasıl yayınlandığı yok. Oysa dava dosyasında Taraf gazetesinde çıkan tüm Balyoz haberleri var. Savcı bunlara bakıp hangi tarihte yayımlandığını yazabilir. Yazamıyor çünkü bu iddia doğru değil. 7 yıldır hâkimlere bu arada 7 yılda 25 heyet değişti, bu belgeyi nerede, ne zaman yayınladıklarını sorup duruyoruz. Tek bir hâkim bu soruya cevap veremedi.
‘2008 YILINDA GENELKURMAYCA İMHA EDİLEN PLANI 2010 YILINDA BARANSU NASIL TEMİN EDEBİLİR’
Anayasa Mahkemesine başvuru yaptınız mı?
Baransu 2016 yılında Anayasa Mahkemesi’ne müracaat etti. AYM başvurusu üzerine "Ne taraf gazetesinde ne de başka bir yerde Egemen Harekât Planı devletin gizli belgesi yayımlanmamış açıklanmamış ifşa olmamıştır" diye karar verdi. Suçlamada deniyor ki, bavul içindeki bazı CD’lerde Egemen Harekât Planı vardı. Sende bunu 2010 yılında temin ettin. TCK 327. Maddeden yani gizli belge teminden seni suçluyoruz. Bu arada Egemen Harekât Planının ne olduğunu kimse bilmiyor. Ne Baransu, ne Ahmet Altan, ne başka biri. Kimse bu planı görmedi, ne olduğunu bilmiyor. Savcı bu plan hakkında Genelkurmaydan bilgi talep etmiş. Genelkurmay, savcılığa cevap vermiş: "Elimizde Egemen Harekât Planı yok. Biz bu planı 18 Aralık 2008 tarihinde imha ettik, yok ettik"
Biz de diyoruz ki, 2008 yılında Genelkurmayca imha edilen bu planı 2010 yılında Baransu nasıl temin edebilir. Bu soruya cevap veremiyorlar.
‘HUKUK BAZEN UYUR AMA ASLA ÖLMEZ’
Taraf Gazetesi Davası’nda cezalar yağdı, tek tutuklu sanık Mehmet Baransu da ceza aldı ve tutukluluğuna devam kararı verildi. Siz son duruşmada müvekkilinizle birlikte salonu terk ettiniz. Neden?
Çünkü ortada bir yargılama yok, bu açık bir hukuksuzluk ve bu hukuksuzluğu meşrulaştırmayı ve bu tarihi suça ortak olmayı reddettik. Savunma, aklı başında bir mütalaaya aklı başında suçlamalara ve adil bir yargılamaya dairdir. Neyin savunmasını yapacaktık ki! Belge yok, delil yok, hiçbir talebimiz kabul edilmemiş, görünüşte dahi bir yargılama yapılmıyor. Bu kararın bizimle ilgisi yoktu, duruşma salonunda kalmamız sadece bu hukuksuzluğu kabul etmek anlamı taşırdı, bunu yapmayacağımız da çok açıktı zaten. Ahmet Altan başka bir dosyanın duruşmalarından birinde tarihe not düşerken " Hukuk bazen uyur ama asla ölmez." demişti. Ben buna sonuna kadar inanıyorum. Mutlaka karşılaşacağız hukukla. O güne dek de mücadeleye devam edeceğiz.