'TBMM bu direnişe sessiz kalmamalı'

HABER MERKEZİ - CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, KHK ile ihraç edildikten sonra açlık grevine başlayan akademisyenlerin sesine kulak verilmesi çağrısı yaptı.

TBMM'YE ÇAĞRI

İşlerinden ihraç edildikten sonra, Ankara Kızılay'da direnen altı kamu emekçisini ziyaret eden CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, "TBMM bu direnişe sessiz kalmamalı" dedi.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın 63 gündür açlık grevi yaptığına dikkat çeken CHP'li vekil, aynı eylemde dört kamu emekçisinin de onurlu bir şekilde direndiğini hatırlattı. Yarkadaş, direnişi TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada "AKP milletvekillerinin gözlerinin içine bakarak" anlattığını da belirtti.

ADALETSİZLİK VURGUSU

Konuşmasını "Türkiye'nin dört bir yanından adaletsizlik akıyor" diyerek sürdüren Yarkadaş şunları söyledi: "AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş'ın damadı Ömer Kavurmacı, muayene olup olmadığı dahi belli olmadan tartışmalı bir tahliye kararı ile serbest bırakılıyor. Hukukun arkasından dolanarak tahliye kararına itiraz edilmesi bile engellenirken; 110 bin kamu emekçisi, adına Kanun Hükmünde Kararname denilen ancak özünde Kıyım Hükmünde Kararname olan fermanlarla; işinden, ekmeğinden, geleceğinden ediliyor."

'FETÖ BAHANE OLDU'
AKP'nin devletteki kadrolaşmasını tamamlayabilmek için FETÖ'nün darbe girişimini araç olarak kullandığını söyleyen Yarkadaş, "Terör örgütü FETÖ’yle hiçbir ilgisi olmayan, FETÖ’ye selam dahi vermemiş insanlar haksız ve hukuksuz bir şekilde işlerinden atılıyorlar" dedi. Yarkadaş, "Kıyım Hükmündeki Kararnameler her gün onlarca insanın hayatını mahvediyor" ifadesini de kullandı.

'AKP GÖZLERİNİ YUMUYOR'
Eylem yapılan alan ile TBMM'nin sadece bir kilometre uzaklıkta olduğunu da belirten Yarkadaş, "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde oturan iktidar partisinin vekilleri bu hukuksuzluğa ne yazık ki göz yumuyor" diye konuştu. Yarkadaş sözlerine şöyle devam etti:"Bugün iki arkadaşımız tam 63 gündür bedenlerini açlığa ve ölüme yatırarak verdikleri mücadeleyle kıyım hükmünde kararname zulmüne sessiz kalanlara önemli bir direniş dersi veriyor. En değerli varlıklarını, kendi bedenlerini ortaya koyarak demokrasi dersi verenlerden bu toplumun öğrenecek çok şeyi var. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yanı sıra, hayatın her alanında bu direnişi yaygınlaştırmak ve desteklemek; her devrimcinin, her demokratın ve kendisine insanım diyen herkesin görevidir."CHP'li vekil konuşmasında "Biz sesimizi ulaştırabileceğimiz herkese bu direnişi anlatıyor ve 'Kıyım Hükmündeki Kararname'lerin bir insanlık faciasına yol açtığını göstermeye, bu sesi yaygınlaştırmaya çalışıyoruz" ifadesini de kullandı.

TOPLUMSAL DUYARLILIK ÇAĞRISI
Yarkadaş, "Eminiz ki toplumumuzun diğer kesimleri de 63 gündür bedenlerini açlığa yatıranların, demokrasi mücadelesi verenlerin, işine, ekmeğine sahip çıkmak isteyenlerin yanında olacaktır" dedi.

'HENÜZ GEÇ DEĞİL'
AKP'ye ve topluma da seslenen Yarkadaş, "Henüz hiçbir şey için geç kalmış değiliz..." diye konuştu. Yarkadaş sözlerini şöyle tamamladı:"Buradan iktidara bir kez daha sesleniyorum... Sadece ve sadece iktidarda kalabilmek ve kendi kadrolarınızı devlet kurumlarına yerleştirmek adına, bu insanlık suçuna ortak olmayın. İnsanlık suçu işlemeyin, yaptıklarınız bir insanlık suçudur. Sizden hesap sorulmayacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Yaptığınız her türlü hukuksuzluğun hesabını mutlaka ve mutlaka hem yargı önünde hem de kamu vicdanında vereceksiniz. Bu direnişe sessiz kalmayın ve kamu emekçilerine işlerini geri verin. Onlar sizden iş istemiyor; işlerini, ekmeklerini ve öğrencilerine yeniden ders verebilmeyi istiyor."

MECLİSTE AÇLIK GREVİ

DHA'nın haberine göre, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, İstanbul Milletvekili Ali Şeker, Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm ve Antalya Milletvekili Niyazi Nefi Kara, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, 64 gündür açlık grevi yapan araştırma görevlisi Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça'nın durumlarına dikkat çekmek için Meclis'te açlık grevi başlattıklarını duyurdu.

CHP'Lİ TÜM: ÜLKEMİZ ADINA UTANÇ VERİCİ BİR DURUM

Açlık grevi yapanların haksız yere görevlerinden atıldığını dile getiren CHP'li Tüm, hükümete çağrıda bulunarak, "Bu dramı iktidar görmemekte, duymamaktadır. Hak arayan değil biat eden yurttaş istiyorlar. Bu insanlar neden açlık grev yapıyorlar? Bunu öğrenmek hükümetin temel görevidir. Bu insanlar haksız yere atıldıkları için işlerine geri dönmek istiyorlar. Başbakanlığa 200 metre mesafede açlık grevi yapıyorlar. Bu eylemi dünya kamuoyu görüyor anca başbakanlık görmüyor. Bu, ülkemiz adına utanç verici bir durumdur. Haksız yere açlığa mahkum ettiğiniz yurttaşların sorunlarını çözünüz" dedi.

CHP'Lİ ŞEKER: HÜKÜMET YETKİLİLERİNDEN CEVAP BEKLİYORUZ

Açlık grevine 10 Mayıs günü başladığını belirten CHP'li Şeker ise şunları söyledi:
"184 gündür seslerini duyurmaya çalışan iki genç insan var. Bir türlü seslerini duyuramadılar ve açlık grevi ile ölüm sınırına kadar geldiler. Biz de bu iki genç akademisyene katkı vermek ve seslerini duyurmak adına Orhan Sarıbal ile birlikte dün 15.00'dan beri açlık grevi yapıyoruz. Mehmet Tüm ve Niyazi Nefi Kara da akşam 21.00'de bize katıldı. Birlikte de 24 saat yemiyor, içmiyoruz diyerek seslerini duyurmaya çalışıyoruz. Biz geri dönülmez noktaya gitmek istemiyoruz. Sinirlerin tamamen harap olduğu, uzun süre protein alamamaktan bütün organların yetmezliğe gideceği bir sürece doğru gittiğini görüyoruz. Bu durumlarda 40'ıncı günden sonra kritik süreç başlar, 60'ıncı günden sonra da bu tür açlık grevlerinde ölümler meydana gelmeye başlıyor. Biz bu ölümlerin meydana gelmemesi için herkesi görevini yapmaya devam ediyoruz. Kendileriyle konuştuk ve bu işin sonuçlanması için görüştük ve yetkililerin de bir an önce diyaloga geçmesi için çağrımızı ilettik. Konuşulsun, kötürüm, sakat bir şekilde karşı karşıya kalmasınlar ve hayatlarını devam ettirsinler. Bu insanların talebi hükümet yetkililerinin aile, eş ve anneleriyle görüşmesi ve bir çözüm bulunması. Bunu hükümet yetkililerine ilettik ve cevap bekliyoruz. Durum kritik süreçte Meclis'in 500 metre yanında bu eylemler yapılırken 'bunlardan haberim yok' demek mümkün değil. Umarız çözüm bulunur sonuca varılır devam ettirmemize gerek kalmaz bu eylemi."