TMMOB yöneticisi Küçük, Fikirtepe örneği üzerinden deprem önlemini değerlendirdi: Fırsata çevirdiler

Depremin fay hatları üzerinden değerlendirilemeyeceğini belirten Cemalettin Küçük, sermayenin asıl amacının mülkiyet değişimi olduğunu ve halk için bu şekilde önlem alınamayacağını söyledi.

TMMOB yöneticisi Küçük, Fikirtepe örneği üzerinden deprem önlemini değerlendirdi: Fırsata çevirdiler

ARTI GERÇEK- Türk Mimar ve Mühendisler Odası Yönetim Kurulu üyesi Cemalettin Küçük, 17 Ağustos depreminin ardından geçen 21 yıllık sürede deprem önlemlerinin sermayenin bakış açısıyla ele alındığını söyledi. İstanbul'un deprem konusunda en fazla konuşulan il olduğunu belirten Küçük, 1999'da yaşanan deprem öncesi ve sonrasında Anadolu'da bir çok ilde deprem ve yıkım yaşandığını fakat sermayenin merkezinin esas alındığını kaydetti.

Musa Özuğurlu'nun Artı TV'de sunduğu Medya Kritik programına katılan Küçük, "Bizim Adana, Dinar, Van, Elazığ depremleri, deprem değil mi? Esas olarak depremin yaratmış olduğu sonucu hazırlayan fayların, kırıkların politikalarının neler olduğunu konuşmadan sadece Türkiye kapitalizminin merkezindeki bu sarsıntıyı konuşamayız. Bir bütünü ele alarak konuşmamız lazım. Şunu soruyorum 17 Ağustos ölen insanların sayıları ile bu tarihten sonra ölen işçi sayımız kaçtır? Bunu karşılaştırdığımız zaman biz depremin gerçek boyutuyla ne olduğunu anlamış oluruz." dedi.

'SİYANÜRLE ALTIN ARAMAYI SAVUNANLAR ÇIKIP FAY HATLARINI GÖSTERİYOR'

Deprem gerçekliğini toplumsal yönünden ele almayan yakalışmların doğru olmadığını belirten Küçük, "Depremi şöyle tanımlayan bir iktidarla, Kemal Derviş yasalarını devam ettiren bir siyasal iktidarı ortaya koyduğumuzda, ‘Her felaket fırsattır’, diyenleri hepiniz görmüşsünüzdür. Eski D-100 karayolunda yani Bolu Dağı’na giderken sol tarafta şimdi oraya alışveriş merkezi yapıldı. Oraya bir pankart asılmıştı. ‘Her felaket bir fırsattır’ yazıyordu, uzun süre orada kaldı. Biz bunu bir bütün olarak değerlendirmezsek, sadece fay hatları içeresine girersek, o değerli hocalarımız var ya, onların bir kısmı da deprem sonrası 'siyanürle altın aramak zararlı değil' diyen bilimsel olmayan TÜBİTAK raporunu hazırlayan ekiplerin içinde olan hocalar, şimdi çıkıyorlar bize fay hatlarını gösteriyorlar. Oysa o gün felaketi bir fırsata çevirip, ülkemize uluslararası tekelci sermayenin girmesi ,aynı zamanda yerli işbirlikçilerinin, Kaz Dağları silsilesinin, Karadeniz dağlarının bütünü ve ayın şekilde Anadolu’da hedef alınan dağları sıraladığımız zaman en büyük depremin sadece yapılarda değil doğayı tahrip eden, yaşam alanlarına saldıranlarla, yaşam alanlarını savunanlar arasında olduğunu görmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.

'LÜKS SİTELERİN HALKIMIZLA NE BAĞI VAR?'

99 depreminin ardından önlem alındığını fakat bunu belirli varsıl sınıf için alındığını aktaran Küçük, "Erafı duvarlarla çevrilmiş, çok şiddetli depremlere dayanıklı özel güvenlikli siteler yapıldı. Ayakta duracak bunlar depremde. Ama bununla halkımızla ne bağı vardır? Bu koşullarda yapılan her site, Jean Jack Rousseau'nun bir sözü vardır: 'Bir kentte bir sitenin duvarına bir tuğla koyulmuşsa bilinizki bir köyde ev yıkılmıştır". Yani belirli varsıl insanların, buraları borsada kullanabilmek için ya da lüks yaşamlarını devam ettirmek için kendilerini toplumdan dışarı alacak şekilde, sokak kültürünün olmadığı bir yaşam alanına sığdırması olarak koyduğunuz o sitenin duvarına eklenen her tuğla köyde bir ev yıkmıştır. Depremi sadece fay hatlarına bu yüzden bağlayarak konuşmuyoruz" şeklinde konuştu.

'HER TÜRLÜ ZEMİN ÜZERİNDE BİNA YAPABİLİRSİNİZ AMA YAPMANIZ GEREKİYOR MU?'

TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Küçük'ün, Musa Özuğurlu'ya yaptığı değerlendirmelerin devamı şu şekilde oldu:

"Teknik olarak bazı konuları biz çözeriz. Çözemediği konularda da mühendisler tedbir alır, uzak durur. Her türlü zeminde bina yapabilirsiniz ama yapmamız gerekiyor mu onu tartışmamız gerekiyor. Eğer biz bunu tartışmazsak, teknik olarak her şeyi çözüyoruz ve teknolojinin hayranı olarak tekniği kullanmak doğru değildir. Biz mühendisler bilimsel olarak çalışmaları teknolojiye uygulayan kişileriz. Uygulayıp uygulamamakta, o bizim kimliğimize bağlıdır. Yani teknolojinin herhangi bir kimliği yoktur. Ona kimlik kazandıran mühendislerdir."

"O zaman biz bu koşullarda yerleşim alanlarını seçerken, insanların yaşam alanlarını belirlerken diğer canlıların yaşam haklarına saygıyı da göz önünde bulundururken bir eşitlik ilkesini konuşmamız gerekiyor. Eğer iktisatçılar sadece ekonomiyi, mühendisler sadece ve sadece tekniği ele alarak değerlendirme yaparlarsa pandemi sürecinde yaşadığımız gibi ilk gün başladığımız daha çok almış olduğumuz tedbirler sayı arttıkça bütün tedbirleri gevşetecek hale geldiğimiz süreci yaşadık."

'SERMAYE MÜLKİYET DEĞİŞİMİNİ GÜNDEME GETİRİYOR'

"Depremde 99’da Türkiye gündemine oturmasının temel nedenlerinden bir tanesi Türkiye’nin nüfusunun neredeyse üçte birinin, neredeyse gayri safi milli hasılasının yüzde 60’ını yığmış olduğumuz bir bu bölgeyi iki kısa süreli yer sarsıntısıyla birlikte sarstığı için kapitazmin göbeğinden vurmuştur. O zaman kapitalizmin gündemi olmuştur. Oysa Adana, Erzincan depremleri olmuştur ondan önce. Ama bunlar sadece ve sadece çadır kurmak, oraya yardım göndermek, dua etmek, Allah rahmet eylesin demekle geçiştirilmiş. Marmara depremiyle kalesinde yakalanan kapitalizm bunu gördüğü için sürekli olarak gündem yapmakta ama bununla birlikte iş birliği yapan sermaye örgütleri grubu da bunu fırsata çevirip toplumda rant alanı olarak adlandırılan mülkiyet değişimini gündeme getirmektedir."

"Fikirtepe örneğini vereyim, depremde hasar görmemişti. Ama yıllar önce kentsel dönüşüm adı altında riskli alan ilan edildi. Ne oldu Fikirtepe’de yedi tepe adı altında yüksek binalar kuruldu. Ama bir şeyi halkımız kaçırıyor. Fikirtepe’de daha önce o düşük nüfus yoğunluğu ile birlikte İstanbul’un göbeğinde insanlar sokakta, sokak kültürünü yaşatabilecekken, çocuklar sokakta güvenli olarak dolaşabilecekken böylesi bir rant ve yeni mülkiyet ortaya çıkarılmıştır. Deprem meselesini bu şekilde konuşmamız gerekiyor. yapılanların hepsi sermaye gruplarına rant sağlamak için yapılmıştır."

deprem kentsel dönüşüm 17 ağustos fikirtepe Musa Özuğurlu