Mahkeme, Şebnem Korur Fincancı'yı tahliye etmedi: 'Benden ve TTB'den kurtulmak istiyorlar'
Yağmur KAYA
İSTANBUL - Kimyasal silah kullanımına dair tespitleri nedeniyle tutuklanan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı, adli tıp uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı. Mahkeme tutukluluğa devam kararı verdi.
İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edecek davanın duruşması 13.30'da başladı. Fincancı'ya desteğe gelenler saat 12.30'da Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde bir açıklama yaptı. İlk duruşmada olduğu gibi bugün görülecek duruşma öncesi de Çağlayan Adliyesi önü polis bariyerleriyle kapatıldı. Çevik kuvvet polisleri adliyenin dört bir yanında konuşlandırıldı. Çok sayıda TOMA adliye çevresinde bekledi.
Duruşması öncesi adliye önündeki açıklamaya HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, TTB Merkez Konyesi üyeleri, pek çok ülkeden uluslararası insan hakları örgütü temsilcileri katıldı.
Eylemde, “TTB onurumuzdur” ve “Fincancı onurumuzdur” sloganları atıldı.
ÇEVRESİNİ YİNE JANDARMALAR SARDI
Fincancı'nın hazır bulunduğu duruşmada, onlarla kişi duruşmayı yine ayakta izlemek zorunda kaldı. Bir önceki celsede 50 kişilik kapasiteye sahip salonun değiştirilmesi talebinde bulunmuştu, mahkeme başkanı bu talebi reddetmişti. Öte yandan duruşmanın görüldüğü salonun koridoruna onlarca çevik kuvvet polisleri getirildi. Yine Şebnem Korur Fincancı'nın çevresinde çok sayıda jandarma bulunuyor. İlk celsede avukatlar bu duruma da tepki göstermiş, avukatlar müvekkilleri Fincanı'yı görmekte zorlandıklarını ifade etmişlerdi.
Geçen cesede 3 avukat sınırlandırılması getirilmişti. İtirazlara rağmen avukat sınırı kaldırılmıştı. Onlarca avukat Şebnem Korur Fincancı'yı destek olmak amacıyla duruşma salonunda bulundu, yine onlarca isim, siyasetçi izleyici olarak salonda yer aldı.
SAVCI CEZA VERİLMESİ MÜTALAASINI TEKRARLADI
Mahkeme heyetinin yerini almasıyla duruşma başladı. Savcı bir önceki yani ilk duruşmada da okuduğu mütalaayı tekrarladı ve Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın cezalandırılmasını talep etti.
İNCANCI'DAN SAVCIYA: İNTİHALDEN KURTULAMAMIŞSINIZ
Şebnem Korur Fincancı, "Savunma değil beyanda bulunacağım" diyerek beyanda bulunmaya başladı:
"Savcı beye teşekkür etmek istiyorum. Çünkü uzun ve bilim dışı ifadeler ile iddianameyi epey sadeleştirmişsiniz. Ama intihalden kurtulamamışsınız. Mütaalanızla ilgili dikkat çekmek istediğim hususlar var. Yaşananların sizin üzerinizdeki etkisini bilemiyorum. Ancak süreç, inanılmaz bir algı ile yürütülüyor. Benim için vatandaşlıktan çıkarılsın deniyor. Kimi kimin vatanından çıkarıyorlar?
Başından beri bir talimatla karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz. Bu hafta sonu Milli Savunma Bakanlığı 'Kimyasal silah iftirasında bulunanları milletimiz asla affetmeyecektir' dedi. Şimdi bu talimat değil de nedir? Siyasi otorite tamamen algılarla hareket etmektedir."
'KİM KİMİ VATANINDAN KOVUYOR'
Fincancı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendisi hakkında söylediği, "Vatandaşlıktan çıkarılsın" sözlerine değinerek, "Vatansız kalsın diyor benim hakkımda. Kim kimi vatanından kovuyor. Kim daha vatansever görecekler. Bu ülke için kim daha fazla yarar getirmiş, biliyorlar" dedi.
'SANKİ BU ÜLKENİN EN TEHLİKELİ İNSANIYMIŞIM GİBİ'
İlk duruşmada adliyeden çıktığı esnada, adliye çevresinin polislerle çevreli olduğuna da değinen Fincancı, "Sanki bu ülkenin en tehlikeli insanıymışım gibi" dedi. Fincancı, bu durumun bile algı oluşturmak için yapıldığını söyledi. Fincancı şöyle devam etti:
'KONUŞMAMIN NERESİNDE SİLAH İFADESİ GEÇİYOR?'
"Tıbbi bir değerlendirmeyi propaganda eylemi olarak nasıl değerlendirebiliyorsunuz? Konuşmamın neresinde silah ifadesi geçiyor? Tıbbi görüşümü bildirip, bağımsız heyetler incelesin dememden nasıl böyle bir çıkarım yaptığınızı çok merak ediyorum!
'İNSANLARIN GÜVENDİĞİ KURUM TTB İDİ'
"Küresel bir salgınla karşı karşıyaydık. İnsanların güvendiği kurum, Türk Tabipleri Birliği'ydi. Bu süreçte bazı şeyleri ortaya çıkaran da TTB'nin Merkez Konseyi'nin onurlu insanlarıydı. Onlar 'TTB kapatılsın! derken meslektaşlarımız bizleri seçtiler. Ben terörist isem hangi örgütten terörist olduğumu çok merak ediyorum. TTB mi? İşkenceye karşı komisyonlar mı? Ya da Filipinler'deki insan hakları örgütleri mi? Hangi örgüt?
'İSRAİL'DE DE SUÇ İŞLENİNCE BU BENİM DERDİM OLUR'
İsrail'de de suç işlenince bu benim derdim olur. Onlar suç işlemeye devam ettikçe ben de at sineği olarak sırtlarından inmeyeceğimi ve hakikatin peşinde olacağımı söylüyorum. TTB'den kurtulmayı istiyorlar benden hayli hayli kurtulmak istiyorlar. İdam cezası getirilirse ancak o zaman. Karşı olduğumuz bir eylemi gerçekleştirirseniz kurtulmuş olursunuz.
'DEVLETİN BAŞINA MUSALLAT OLMUŞ AT SİNEĞİYİM'
Ben bu devletin başına musallat olmuş at sineğiyim. Sadece Türkiye’de değil dünyanın neresinde olursa olsun hangi devlet suç işlerse o benim derdim olmaya devam edecek. Devletler suç işlemeye devam ettikçe ben de at sineği olmaya, hakikati aramaya devam edeceğim. Burada başka bir çalışmama yönelik bir intikam alma ateşi olduğunu da unutmamak gerekiyor. 2015’teki sokağa çıkma yasakları sırasında, ‘terörist var’ dedikleri bodrumlarda 10 yaşında bir çocuk çenesi buldum ben. Bunun intikamını almak istiyorlar. Benden ve TTB’den kurtulmak istiyorlar. Ne benden ne de TTB’den kurtulamayacaklar. İdam getirirler mi bilemiyorum. Ancak o duvarınız vız gelir bize vız. Biz korkmuyoruz. Bunu biliyorlar ancak toplumu korkutmak istiyorlar. Nerede olursak olalım mücadele etmeye devam edeceğiz"
Fincancı, "Olsun da gör" dizelerini okuyarak beyanını bitirdi: "Biz yeni hayatlar filizlensin, tüm canlanlılar onurla yaşamını sürdürsün diye mücadele ediyoruz ve tüm suçlamaları reddediyorum" dedi.
HAKİMDEN GAZETECİYE: ÇALIŞMAYIN
Gazeteciler, ayakta duruşmayı izlemekte zorlandıklarını, çalışamadıklarını söyleyince, mahkeme başkanı "Çalışmayın" diye cevap verdi. Bunun üzerine gazeteci, "Sizin varlığınız ve kadar önemliyse benim varlığım da o kadar önemli" dedi. Mahkeme başkanı, gazeteciyi salondan çıkarmakla tehdit etti.
AVUKAT YAVUZ: İŞKENCEYİ BU ÜLKEDE KİM YAPIYOR?
Fincancı'nın ardından müdafi avukatları söz aldı. Avukat Barış Yavuz, şöyle konuştu:
"İddia makamının mütalaasına katılmıyoruz. Sayın Başkan, bugün bir kelime kullandınız. 'Mütalaayı tekrarlatacağım' dediniz. Mütalaanın aynı olduğunu nereden biliyorsunuz? İşkence, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. TTB 1990'dan bu yana işkence görenlerin tedavi süreçlerini sağlamıştır. Raporlar hazırlamıştır.
İşkenceyi bu ülkede kim yapıyor? Polisin, jandarmanın işkence yaptığını söylemek suç mu oluyor? Şebnem Korur Fincancı ilk duruşmaya yol boyunca elleri kelepçeli getirildi. Bunun işkence olduğunu söylemek mi suç? Bir iddia ilgili etkili bir soruşturma yapılmasını kim istemez? Bu suçtan menfaati olan istemez. Milli Savunma Bakanı, 'Milletimiz affetmeyecektir' dedi. Bu bakan şunu da dedi: 'Bir heyet teşkil ettik. Ne olur ne olmaz diye heyet yolladık. İnceleme ve ölçümleri yaptılar. Kimyasal silah olduğuna dair herhangi bir rapor yok.' Ne olur ne olmaz demek ne demek?"
Duruşma Şebnem Korur Fincancı'nın avukatlarının savunmasıyla devam etti.
AVUKAT EYÜPOĞLU: ÖYLE BİR KİTAP Kİ FİNCANCI DIŞINDA HERKES OKUYABİLİR
Savunma avukatlarından Meriç Eyüpoğlu, bu davasının politik bir dava olduğunu söyledi. Siyasi iktidarın kişileri hedef aldığını söyleyen Eyüpoğlu, "İktidar kişileri hedef alarak yaptığı açıklamada 'terörist, vatan haini' kelimeleri havada uçuşuyor. Hukukun onlara dokunmayacağını bildikleri için bu cüretle konuşuyorlar" dedi.
Şebnem Korur Fincancı evinde gözaltına alınırken Bejan Matur'un "Dağın ardına bakmak" kitabının örgütsel metaryel olarak gösterildiğini ifade eden Eyüpoğlu, "Bu kitabı isteyen internetten, herhangi bir kitabevinden alabilir. Hakkında mahkeme tarafından verilmiş bir karar yok. Öyle bir kitap ki Şebnem Korur Fincancı dışında herkes alabilir, okuyabilir! Bu davanın politik dayanağı, siyasilerin demeçleri, siyasi iktidara yakın medya kanallarının haberleri ve sosyal medya üzerinden yürütülen linç kampanyalarıdır" diye konuştu.
TAHLİYE VE REDDİ HAKİM TALEPLERİNE RET
Tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı 11 Ocak 2023 saat 10:00'a erteledi. Mahkeme başkanı, reddi hakim talebinin zamanında yapılmamasını gerekçe göstererek ve talebin yargılamayı uzatmaya yönelik olduğuna kanaat getirdi ve talebi reddetti.
NE OLMUŞTU?
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarındaki askeri operasyonlarda kimyasal silah kullanıldığına dair görüntüler üzerine soruları yanıtlayan Fincancı, kimyasal silah kullanımına dair hekim görüşünü ifade etmişti. Fincancı, iktidarın hedef göstermesinin ardından, 20 Ekim’de Milli Savunma Bakanlığı, “halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yaymak” (TCK Madde 217/a), “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” (TCK Madde 216), “iftira” (TCK Madde 216/1), “Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurumlarını ve yargı organlarını aşağılamak” (TCK Madde 301) ve “terör örgütü propagandası yapmak” (Terörle Mücadele Kanunu Madde 7/2) suçlamalarıyla suç duyurusunda bulundu.
21 Ekim’de, soruşturmadan haberdar olan Prof. Dr. Fincancı’nın avukatları Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan dosyayı talep etti ve Savcılığa Prof. Dr. Fincancı’nın 23 Ekim’de Almanya’dan döndükten sonra 24 Ekim sabahı ifade verebileceğini bildirdi. Buna rağmen, Prof. Dr. Fincancı'nın 26 Ekim günü sabah erken saatlerde İstanbul’daki evine polis baskını yapıldı. Fincancı gözaltına alınırken dosyası yasal temsilcilerine verilmemişti. Çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Fincancı Sincan Kapalı Cezaevine gönderilmişti. Fincancı hakkında ‘terör örgütü propagandası’ yaptığı iddiasıyla 7 yıl 6 ay hapis cezası isteniyor.
TTB'YE TERÖR SORUŞTURMASI
Görülecek ikinci duruşma öncesi Fincancı hakkında ikinci bir ‘terör örgütü üyeliği’ soruşturması başlatılırken bu soruşturmaya TTB Merkez Konseyi üyeleri de dahil edildi. İkinci duruşma öncesi çağrı yapan TTB, Şebnem Hoca’ya özgürlük için bir kez daha İstanbul Adliyesinde olacaklarını duyurarak “Yan yanayız. Umut da orada. Şebnem Hoca’mızla mücadeleye devam edeceğiz” dedi.