TÜİK Diyarbakır Bölge Müdürlüğü'nde mobbing ve usulsüzlük iddiası
Bir personel akaryakıt alım ihalesi için oluşturulan komisyon başkanlığına getirildiğini 6 ay sonra öğrendi.

Remzi BUDANCİR
ARTI GERÇEK- Büro Emekçileri Sendikası (BES) Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır TÜİK Bölge Müdürlüğü'nde çalışan üyelerine yönelik mobbing uygulamasına ilişkin basın açıklaması yaptı.
TUİK Bölge Müdürlüğü, Dağkapı Merkez Postane önünde bir araya gelen BES üyeleri, mobbing uygulamasını ve personelin yaşadığı sıkıntıları açıkladı.
TUİK Bölge Müdürlüğü’nde uygulanan mobbing uygulamasına ilişkin basın açıklamasını okuyan BES Şube Sekreteri Yusuf Karatay, mobbingi TÜİK Bölge Müdürü Ş. D. ve Şube Müdürü R. C. tarafından uygulandığını söyledi.
MOBBİNG VE BASKI
TÜİK Bölge Müdürlüğü'nde çalışan üyeleri hakkında asılsız tutanaklar tutulduğunu, gerekçesiz görevden alınarak basit bir kadroya atadığını ifade eden Karatay, bu uygulamayı OHAL ilanının ardından KHK ile Siirt Bölge Müdürlüğü Teknik Personel kadrosundan, TÜİK Bölge Müdürü olarak atanan Ş. D. tarafından uygulandığını söyledi. Ş. D’nin TÜİK Bölge Müdürü olarak atanmasının ardından üyelerine yönelik mobbing uyguladığını ifade eden Karatay, "Güvenlik amacıyla koridorlarda yer alan güvenlik kamerasının şifresini alarak, personelleri takip ederek üzerlerinde baskı kurmak istemiş. Bunun hukuka aykırı olduğunu amirlerin kamera ile izlemesinin yasak olduğunu özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğini söylememize rağmen odalarından izlemeye devam etmişlerdir. Personellerin kendileri ve aile fertlerinin rahatsızlıkları için aldığı hastane izinlerini Bölge müdürü ve şube müdürü yasak olmasına rağmen personelin yıllık izinlerinden düşmüştür" dedi.
"HABERİ OLMADAN KOMİSYON BAŞKANI OLARAK ATAMIŞLAR"
Karatay’ın anlattığına göre bir üyeleri bilgisi olmadan akaryakıt alım ihalesi için oluşturulan ‘Muayene Kabul Komisyonu’na başkan olarak atanmış. Komisyon başkanlığına atanan üyeleri, 6 ay sonra bu durumun farkına varmış. İhale ile ilgili ödemelerin TUİK Bölge Müdürü ve Şube Müdürü imzası ile yapıldığını ifade eden Karatay, "Üyemizden habersiz ve yasalara aykırı olarak 6 ay boyunca hak ediş düzenlenerek yüklenici firmaya ödeme yapıldığını tespit eden üyemiz, evrakların ve faturaların eksik ve alakasız olduğunu şube müdürüne söyleyerek, tüm evrakları incelemek istediğini belirtmiştir. Buna karşın Şube müdürü, üyemize evrakları vermeyeceğini, emrinde bulunan diğer 2 komisyon üyesine evrakları göstermemesi yönünde kesin talimat verdiği cevabını vermiştir. (TÜİK) Bölge müdürü ise görevini yerine getirmek, yasalara uygun hareket etmek yerine üyemizi görevini yerine getirmediği suçlamasıyla komisyon başkanlığı görevinden almıştır. Üyemiz komisyon başkanı olarak atandığında ve bu görevden alındığında da hukuksuz bir şekilde kendisine tebliğ edilmemiştir" dedi.
"HUKUKA AYKIRI YAPTIKLARI İŞLEMLERİN ÜSTÜNÜ ÖRTMEYE ÇALIŞIYORLAR"
Üyelerinin 16 Ağustos 2018 tarihinde Diyarbakır Valiliğine başvurduğunu ifade eden Karatay, şunları söyledi: "Kurum başkanlığı 28 ağustos tarihinde bir kişiyi denetçi olarak göndermiş. Bu kişi üyemizi haksızlığa uğrayan biri olarak değil, şüpheli sıfatıyla dinlemiş, üyemiz hakkında, görevini yapmadığına, işi engellediğine, komisyon üyelerini savcılığa vermekle tehdit ettiğine dair iftiralarda bulunulan tutanağı üyemize göstermiş aynı gün üyemizin ifadesini istemeden Ankara’ya gitmiştir. Komisyon üyeleri, şube müdürü ve bölge müdürünün yasalara aykırı yaptıkları işlemleri, üyemiz hakkında tutanak tutarak gizlemeye ve üstünü örtmeye çalışmışlardır.
"ÜYEMİZ SÜRGÜN EDİLDİ"
Bunun üzerine kurum başkanlığı 2 kişiyi göndererek taraflarla görüşme yapmış üyemizden tekrar savunma istemiştir. İfadesi alınan personellerden bazılarının şahit olmadığı halde korkularından ifade verdiği görülmüştür. Üyemiz kanun yasa ve yönetmeliklere uygun şekilde görevini yerine getirmeye çalıştığı için mobbing baskısına uğramış, hepsi kanıtlı olmasına rağmen iftiralar atılmış, Şube Müdürü ve Bölge Müdürünün sistemli komplosuna uğramıştır. 01 Kasım 2018 tarihinde yapılan soruşturma neticesinde, kurum başkanlığı tarafından Zonguldak bölge müdürlüğüne görevlendirildiği kararı üyemize tebliğ bile edilmeye gerek görülmeden alınmıştır. Bu bir atama değil, telafisi güç ve imkânsız zararlar doğuran sürgündür."