Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden MHP'ye Alican Uudağ tepkisi: Türkiye bir mafya ülkesi değildir

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Sinan Ateş cinayeti ile ilgili haberi nedeniyle MHP yöneticileri tarafından tehdit edilen gazeteci Alican Uludağ ile dayanışma mesajında, "Türkiye mafya ülkesi değildir" çıkışı yaptı: Siyasetçiler denetimden azade değildir.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden MHP'ye Alican Uudağ tepkisi: Türkiye bir mafya ülkesi değildir

Artı Gerçek - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), son olarak gazeteci Alican Uludağ'ın eski Ülkü Ocakları başkanı Sinan Ateş cinayetiyle ilgili haberleri yüzünden üst düzey MHP yetkililerince hedef gösterilmesi hakkındaki açıklamasında "Türkiye bir mafya ülkesi değildir" uyarısında bulundu. Açıklamada, son günlerde gazetecilerin sık sık aralarında tarikatlar ve siyasetçilerin de bulunduğu kesimlerce hedef haline getirildiğine dikkat çekilerek, "Siyasetçiler Anayasa'nın ve yasaların üzerinde olmadıkları gibi denetimden de azade değildirler" hatırlatması yapıldı.

TGC, "Gazetecilerin kamu adına yürüttükleri haber görevi aynı zamanda bir denetim işlevi taşır. Bir gazeteci kamu görevi olarak siyasi bir cinayetin arka planını soruştururken kimseden izin ya da onay almak zorunda değildir" ifadelerini kullandı.

MHP'LİLER TEHDİT ETTİ

Alican Uludağ'ın söz konusu haberinde, MHP’li İzzet Ulvi Yönter’in Başsavcı Vekili Ahmet Altun’a Sinan Ateş dosyasında bazı şüphelilerin bırakılması karşılığında Yargıtay üyeliği teklif ettiği belirtiliyordu. Haberde, başsavcı ile tartışan Altun’un ise dosyayı bıraktığı bilgisi de yer alıyordu. Uludağ, haberin ardından Yönter ve MHP’nin genel başkan yardımcılarından Semih Yalçın'ın hakaretlerine maruz kaldı.

Yalçın'ın, "sessiz kalmayız" çıkışı da tepki çekti. Yalçın şöyle dedi: "Genel Başkan Yardımcımız İzzet Ulvi Yönter’e kara çalmaya yönelik alçakça iftiralara yeltenenler, hesabını ilgili mercilere verecekler. Alican Uludağ türünden şeref ve haysiyet yoksunlarının partimizi ve dava arkadaşlarımızı zan altında bırakmaya çalışmalarına sessiz kalmayız. Bu böyle bilinsin."

'GAZETECİLERİN GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN KAYGILARIMIZ ARTIYOR'

TGC'nin açıklamasında da, başta Uludağ'a yönelik bu tehditler olmak üzere gazetecilere yönelik baskı ve tehditler eleştirildi. Açıklamada, "Çeşitli gruplar, tarikatlar ya da siyasetçiler meslektaşlarımızı hedef göstermeyi alışkanlık haline getirmiştir. Maalesef son günlerde meslektaşlarımızın siyasetçiler tarafından artan biçimde hedef gösterildiğine şahit oluyoruz. Bu durum gazetecilerin güvenliğine ilişkin kaygılarımızı ciddi biçimde arttırmaktadır" denildi.

"Sinan Ateş'in öldürülmesiyle ya da mafya lideri Ayhan Bora Kaplan'la ilgili soruşturmalarda olayların siyasi yönü nedeniyle bu konuyla ilgili haber yapan, soru soran meslektaşlarımız siyasetçiler tarafından sert ifadelerle suçlanmış, hakarete uğramış, hedef gösterilmiştir" denilen açıklamaya şöyle devam edildi:

"Meslektaşımız, üyemiz Yıldız Yazıcıoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye Sinan Ateş cinayetiyle ilgili Ocak ayında yönelttiği soru nedeniyle TBMM çatısı altında ite kaka uzaklaştırılmış, parti yetkililerince çok ağır ifadelerle suçlanıp hedef gösterilmiştir. Yine üyemiz, kıdemli meslektaşımız Tolga Şardan, Ayhan Bora Kaplan olayıyla ilgili haberleri yayınlayarak olayın iç yüzünü kamuoyuyla buluşturmasının ardından eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından hedef gösterilmiş operasyon' yürütmekle suçlanmıştır. Son olarak yine Sinan Ateş cinayetiyle ilgili soruşturmanın arka planına ilişkin haberleri nedeniyle üyemiz, meslektaşımız Alican Uludağ MHP'li siyasetçiler tarafından çok ağır ifadelerle hedef gösterilmiştir."

'GAZETECİLİK KAMU ADINA YÜRÜTÜLEN BİR GÖREVDİR'

TGC, gazetecilik mesleğinin demokrasilerde 'dördüncü kuvvet' olarak yasama, yargı ve yürütmenin yanı sıra "denetim" görevi olduğunu hatırlattı:

"Gazeteciler kamuoyunun merak ettiği, gizli kalmış olayları aydınlatmakla mükelleftir. Bu kamu adına yürütülen bir görevdir. Meslektaşlarımız edindikleri bilgi ve belgeleri gazetecilik etik kurallarına harfiyen riayet ederek kamuoyuna aktarmaktadırlar. Ancak siyasetçilerin gazetecileri hedef gösteren açıklama ve davranışları tüm meslektaşlarımızı zor durumda bırakmakta, kamuoyunun haber alma hakkını engellemektedir."

Açıklamada, siyasetçilere hukukun üstünlüğü hatırlatması yapılması ve 'mafya' uyarısı dikkat çekti:

"Türkiye bir mafya ülkesi değildir. Siyasetçiler Anayasa'nın ve yasaların üzerinde olmadıkları gibi denetimden de azade değildirler. Gazetecilerin kamu adına yürüttükleri haber görevi aynı zamanda bir denetim işlevi taşır. Bir gazeteci kamu görevi olarak siyasi bir cinayetin arka planını soruştururken kimseden izin ya da onay almak zorunda değildir. Ve bu denetimden çekinmeyen siyasetçilerin de gazetecilere saldırganlık beslememesi beklenir. Çünkü gazeteciler siyasetçilere düşmanlık olsun diye değil kamu yararı için bu haberlerini yapmaktadırlar."

TGC, Uludağ ile dayanışma içinde olduklarını da vurguladı:

"77 yıllık bir basın meslek örgütü olan Gazeteciler Cemiyeti olarak, hedefe konulan meslektaşımız, üyemiz Alican Uludağ'ın ve haberleri nedeniyle saldırıya uğrayan, uzun tutukluluk süreleriyle baskılanan, cezalandırılan tüm meslektaşlarımızın arkasındayız. Haberleri nedeniyle siyasetçilerin ya da diğer güç gruplarının hedefi haline gelen meslektaşlarımızı savunmayı sürdüreceğiz.

Meslektaşlarımıza yönelen saldırganlık karşısında yetkilileri ve siyasetçileri uyarıyoruz. Gazetecilerin haberleri nedeniyle sözlü saldırganlığa uğraması, bu saldırılara cezasızlık uygulanması beraberinde hep daha ağır saldırıları getirmiştir. Meslektaşlarımızın göreceği en ufak zararın sorumlusu sizler olursunuz. Gazeteciler sizin düşmanınız değildir, elinizi gazetecilerin üzerinden çekin!" (HABER MERKEZİ)