Türkiye’de kadın grevi mümkün mü, kadınlar ne diyor?

Son 3 yıldır 50’den fazla ülkede kadınlar 8 Mart’larda greve çıkıyor. Türkiye’de ise bu konuda farklı yaklaşımlar var. Ağırlıklı görüş, Türkiye’nin henüz hazır olmadığı.

Türkiye’de kadın grevi mümkün mü, kadınlar ne diyor?

Derya OKATAN

ARTI GERÇEK-Dünyanın birçok ülkesinde kadınlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü yine grevle karşılayacak.

2017’den bu yana 50’den fazla ülkede 8 Mart’larda kadınlar greve çıktı. Bazı ülkelerde kürtaj yasağına karşı, bazı ülkelerde "eş değer işe eşit ücret" talebiyle gerçekleştirilen kadın grevlerinin zirve noktası, geçen yıl İspanya’da oldu. İspanya’daki kadın grevine 5 milyon kişi katıldı.

Türkiye’de ise kadın grevi örgütlenip örgütlenemeyeceği konusu ilk kez ciddi olarak 5-6 Ocak 2019 Türkiye Kadın Buluşması’nda ele alındı. Ekim ayında da Kadınlar Greve İnisiyatifi kuruldu. İnisiyatif’in bu yıl için bir kadın grevi çağrısı yok. Ancak çalışmalarını sürdürüyor. İnisiyatif, yakın zamanda bir anket çalışması da gerçekleştirdi.

KADINLAR TÜRKİYE’DE GREVİN MÜMKÜN OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR

Politik aidiyet ve örgütlülük açısından yüzde 47'sinin kendisini feminist olarak nitelendirdiği, yüzde 34'ünün toplumsal bir harekette, yüzde 29'unun kadın örgütünde yer aldığı katılımcılardan yüzde 75,8’i kadın grevini duyduğunu, yüzde 24'ü ise kadın grevinden haberdar olmadığını belirtiyor. Kadın grevinden haberdar olan katılımcıların yüzde 92’si bir kadın grevine katılacağını ifade ederken, grev olgusundan haberdar olanların yüzde 68,6'sı, grevi ilk defa anket ile duyanların ise yüzde 49,7'si Türkiye’de grevin mümkün olduğunu düşünüyor.

"Feminist ağlar veya kadın örgütleri ile ilişkili dahi olsalar katılımcıların yaklaşık dörtte bir gibi yüksek bir oranı böyle bir olguyu daha önce duymamıştır" değerlendirmesi yaparak, bu yıl için grev çağrısı yapmayan İnisiyatif, "Hayatı durdurduğumuz bir grevi örgütleme hayalini cebimize koyarak; sokaklara, meydanlara, alanlara akalım" diyor.

AKTAŞ: KADINLAR DURURSA HAYAT DURUR

Türkiye’de kadın grevi konusunda kadın örgütleri arasında farklı yaklaşımlar bulunuyor.

Bu sene grev çağrısı yapan tek kadın örgütü Sosyalist Kadın Meclisleri. Grevin sembolü olarak sarı bezi belirleyen SKM, 8 Mart günü sarı toz bezlerini balkona asarak kadınları sokağa çağırıyor.

Artı Gerçek’e konuşan SKM Sözcüsü Deniz Aktaş, grevin taleplerini "kadına yönelik şiddetin durması, kadınların haklarının gasp edilmesine son verilmesi, ev içi emeğin ücretlendirilmesi, Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un uygulanması" olarak açıklıyor. Aktaş, 8 Mart için kadınların tüm işlerini ve tüketmeyi bırakmalarını istiyor.

Sokak sokak, ev ev gezerek kadınlara "8 Mart’ta hayatı durdur" çağrısı yaptıklarını belirten Aktaş, "Kadınlar durursa hayat durur" diyor.

Kadın grevini birleşik kadın hareketi ile örgütlemek istediklerini, Kadınlar Greve İnisiyatifi’nin önümüzdeki sene böyle bir perspektifi olduğunu ifade ederek, "Ama biz bugün de bu çağrıyı yapıyoruz" diyen Aktaş, kadınların kendisine güvenmesini istiyor.

ERGÜN: KADIN GREVİ YAPABİLİRİZ, AMA ÖNCE HAYAL ETMEMİZ LAZIM

Feminist Özengül Ergün de Türkiye’de bir kadın grevinin mümkün olduğunu düşünenlerden. Kadınlar Greve İnisiyatifi’nin de aktivisti olan Ergün, inisiyatifin Türkiye’de kadın grevinin imkânlarını oluşturmak için kurulduğunu belirtiyor. Geçen yaz küçük bir çalışma grubu olarak tek tek ülkelerdeki deneyimleri incelediklerini ve bir anket yaptıklarını anlatan Ergün, kadın grevinin daha çok kadına anlatılması gerektiğini düşünüyor. "Ciddi bir örgütlenme gerekiyor" diyen Ergün, İstanbul’da kurulan Kadınlar Greve İnisiyatifi’nin her ilde kurulması niyetinde olduklarını dile getiriyor. Ergün, "Bir kadın grevi/feminist grev gerçekleştirebiliriz ama öncesinde hayal etmemiz lazım" diyor.

Mart ayı sonunda kadın örgütleri, tek tek kadınlar, emek ve meslek örgütleri, siyasi partiler, belediyelerin de katıldığı bir toplantı planlandıkları bilgisini veren Ergün, çalışmalarını 8 Mart’tan sonra sürdüreceklerini ifade ediyor.

8 Mart eylemlerinin yasaklanmak istenmesine dair de konuşan Ergün, "Sokakları terk etmek gibi bir niyetimiz yok. Patriyarkaya ve erkek şiddetinin bütün biçimlerine karşı orada olacağız. Hem gündüz hem gece olmak üzere bütün kadınları bekliyoruz. Hakkımız olanı yapıyoruz" diyor.

ÇIDAMLI: YETERLİ HAZIRLIK YOK

Kadın Savunması’ndan Çiğdem Çıdamlı, Türkiye’de bugün bir kadın grevi yapmanın koşullarının olmadığı görüşünde. Bunu da kadın hareketinin henüz bu düzeyde bir örgütlülükte olmamasına bağlıyor.

Çıdamlı, ikinci gerekçe olarak da somut talepler olmamasını öne sürüyor. İspanya ve Arjantin kadın grevlerini hatırlatarak, bu ülkelerde kadınların taleplerini işsizlik, ırkçılık gibi diğer sorunlarla birleştirdiğini belirten Çıdamlı, "Türkiye’de ise toplum içe doğru patlıyor; intiharlar, depresyon vs…Bunun dışa dönük sağlıklı tepkiye dönüşmesi gerekir" diyor.

Çıdamlı, Türkiye’de kadın hareketinin toplumsal muhalefetin önde gideni, çağrıcısı, moral kuvveti olabileceğinin altını çizerken, "Yani bir dönemin gençlik hareketinin yaptığını bugün kadın hareketi yapabilir" diye ekliyor.

Çıdamlı, ayrıca yeterli hazırlık olmadığını da düşünüyor: "Mesela İspanya ve Arjantin’de neredeyse bir yıl boyunca yerel komiteler, meclisler çalışma yürüttü. Türkiye’de de kadın hareketi böyle bir çalışmanın altına girebilse tabii ki mümkün. Bütün mücadele alanlarında kadınlar önde. Hem kadınların taleplerinin kaybolmadığı hem de genel taleplerle birleştirildiği uzun vadeli, sabırlı bir örgütlenme süreci ile kadın grevi mümkün olabilir."

DOĞAN: EV İŞLERİ ÜZERİNDEN BİR GREV, SİSTEMİN TEŞHİRİNİN ÜSTÜNÜ ÖRTÜYOR

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Şükran Doğan, kadın grevinin sadece "ev işleri" üzerinden örgütlenmesini eleştiriyor.

"Grevin bir tanımı var; işçi sınıfının en önemli mücadele aracı" diyen Doğan, 8 Mart’ın ortaya çıkışının da proleter kadınların greviyle olduğunu hatırlatıyor.

Türkiye’de kayıt dışı çalıştırılanlar dahil 4 buçuk milyona yakın işçi, 1 milyona yakın da kamu emekçisi kadın ve milyonlarca ‘ev kadını’ olduğunu ifade eden Doğan, şunları belirtiyor: "Ama burada grev tartışılırken ağırlıklı olarak ‘ev kadınları’ üzerinden, görünmeyen ev içi emek üzerinden tartışılıyor. Böylece ne tam anlamıyla 8 Mart’ın tarihine denk düşüyor ne de proleter kadın hareketine denk düşüyor. Ev işleri üzerine kurulan bir grev, erkeği bir sınıf olarak görüp kapitalist emperyalist sistemin kadınların ezilmişliğindeki asıl rolünün görülmesini de engelleyen bir işlev görür. Yoksa hiç kadın grevi olmaz demiyoruz, 8 Mart’ı yaratanlar zaten bu grevi yapan kadınlar oldu."

8 Mart’a "Krize, şiddete, eşitsizliğe ve savaşa karşı gücümüz birliğimiz" sloganıyla hazırlandıklarını söyleyen Doğan, 8 Mart’ta her kesimden kadınlarla kendi özgün talepleri etrafında bir araya gelmek istediklerini dile getiriyor.

ATASOY: SENDİKALAR ÖZELEŞTİRİ VERMELİ

Sendikalar da kadın grevi konusunda fikir birliğine varabilmiş değil.

KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy, dünyada çok kitlesel kadın grevleri örgütlenirken Türkiye’de sendikaların hala güçlü bir söz üretememiş olmasının bir eksiklik olduğunu söylüyor. "Özeleştiri yapmamız gerekiyor" diyen Atasoy, kadın grevinin ataerkil kodlara karşı ortak bir örgütlenme seçeneği sunduğunun altını çiziyor.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ev işçileri