3 yaşındaki Müslüme'nin ölümü faili meçhul kaldı: 'Dokuz günlük arama faile zaman kazandırdı'
Üç yaşındaki Müslüme Yağal'ın öldürülmesiyle ilgili davada, dede Hasan Yağal delil yetersizliğinden beraat etti. Müslüme'nin ölümü kayıtlara 'faili meçhul cinayet' olarak geçti.
Abidin YAĞMUR
MERSİN - Mersin'in Gülnar ilçesine bağlı Yanışlı Mahallesi'nde 10 Kasım 2021'de kaybolan üç yaşındaki Müslüme Yağal'ın ölü bulunmasıyla ilgili davada dede Hasan Yağal, delil yetersizliğinden beraat ederken, Müslüme'nin annesi olan gelini S. Y.’ye yönelik ‘nitelikli cinsel saldırı’ suçundan 28 yıl, bu ilişkiden dünyaya gelen biyolojik kızı A.Y.'ye 'sarkıntılık' suçundan ise 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Silifke Ağır Ceza Mahkemesi, karar yazısına Müslüme'nin ölümünü 'faili meçhul cinayet' olarak kayıtlara geçirdi ve katil zanlısı hakkında suç duyurusunda bulunulmasına hükmetti.
'ARAMA EKİPLERİ BİLEREK FARKLI YÖNLENDİRİLMİŞ OLABİLİR'
Avukat Şerife Arıcı Yıldız, soruşturma ve dava sürecini Artı Gerçek'e değerlendirdi. Arama çalışmalarını izleyen Yıldız, "Aslında ilk eksiklik çocuğu arama çalışmalarında oldu. Orada bir hata yapıldığını düşünüyorum. Çocuğun cansız bedeninin bulunduğu yerde değil, farklı yönlerde ve uzak yerlerde arama yapıldı. Çocuk dokuz gün sonra ekipler aramayı bitirdikten sonra bir çoban tarafından bulundu. O bölge ihmal edildi bana göre. Aileden ya da olaya karışanlardan biri arama ekiplerini bilerek farklı yönlere yönlendirmiş olabilir. Dedede zaten aşırı bir soğukkanlılık vardı. Çocuğun geç bulunması failin işine yaradı, ona zaman kazandırdı” dedi.
'ERKEN BULUNSA ADLİ TIP BAZI BULGULARA ULAŞABİLİRDİ'
Müslüme'nin cesedinin dokuz gün sonra bulunmasının bazı fiziki bulguları ortadan kaldırmış olacağına işaret eden Yıldız, "Çocuğun ölüm sebebi tam olarak tespit edilemedi. Dokuz günlük süre uzun. Çocuk bulunduğunda vücudu kurtlanmaya başlamış. Kurtlanma genital bölgesinden başlamış. O nedenle adli tıp çocuğun istismara uğradığını bir olasılık olarak tespit etmiş ama bu tam olarak kesinleştirilememiş. Bulunduğu yer, o yaşta bir çocuğun tek başına gitmesinin mümkün olmadığı bir nokta. Çadıra çok uzaktı ve yokuştu. Ağaçların sık olduğu bir yerdi. Daha erken bulunsaydı Adli Tıp birtakım bulgulara ulaşabilirdi. Ben o çocuğun doğal olarak oraya gidip doğal yollardan öldüğünü düşünmüyorum. Cinsel istismarın ötesinde bir de ölüme terk etme var. Planlanmış da olabilir, bir panikle de yapılmış olabilir" diye konuştu.
'UZMAN EKİPLERE İHTİYACIMIZ VAR'
Çocuk istismarı vakalarına kolluktan başlayarak uzman ekiplerin bakması gerektiğine dile getiren Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kolluğuyla, Adli Tıbbıyla, soruşturma ve yargı süreciyle bir uzmanlık alanı oluşturulması gerekiyor. Delillerin bir an evvel hassasiyetle toplanabilmesi açısından bu önemli. Delillerin toplanması süreci gerçeğe ulaşmak açısından çok önemli. Burada bizim hukuk sistemimizin eksik olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de bu tür davalarda bırakın delil toplamayı, delil karartılması ve bazı yöneticilerin bu süreçte aktif olması, nüfuz kullanması olayına tanık oluyoruz. Aileler susturuluyor, çocuk susturuluyor. Kayıp çocuk vakalarına sıradan bir kayıp vakası gibi yaklaşmak değil de çocuğun şiddete ya da istismara uğramış olabileceği şüphesini öne almamız gerekiyor. Bu nedenle o şüpheleri öne alıp çok hızlı bir soruşturma yürütmek gerekiyor."
Müslüme'nin öldürülmesinden beraat eden dedeye, gelinine cinsel saldırıdan 28 yıl hapis
Üç yaşındaki Müslüme Yağal’ın ölümüne ilişkin davada mütalaa açıklandı
Müslüme'nin annesi: Kayınpederim bana cinsel saldırıda bulundu