Ucuz etin yahnisi tüketiciye ne getiriyor?
Geçen hafta başlatılan “ucuz kırmızı et” uygulaması, tartışılmaya devam ediyor. Uygulamayı başarılı bulanlar olduğu gibi, indirimin yerli üreticiye zarar vereceğini savunanlar da var.

Aynur TEKİN
ARTI GERÇEK - Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Fakıbaba, iki markette indirimli kırmızı et satışı başlayacağını açıklamış ve "Amacımız dar gelirli vatandaşlarımızın, alt gelir grubunun daha ucuza et yemesi." demişti. Çok tartışılan uygulama, bazı uzmanlar tarafından piyasaya radikal bir müdahale olarak değerlendirilmişti. Düzenleme, satışa indirimli sunulacak kırmızı etin ithal edilmesi ve küçük esnafın seçilen marketlerle rekabet edemeyecek olması gerekçeleriyle de tepki toplamıştı. Fakıbaba, eleştirileri şöyle yanıtlamıştı: "Her zaman söylüyoruz, biz rekabet etmiyoruz. Piyasayı regüle etmeye çalışıyoruz. Piyasa tam stabil hale geldiği zaman biz görevimizi yapmış oluyoruz. Önemli olan gerçek fiyatların tüketiciye yansıması."
BİM ve A101’lerde satılan "ucuz kırmızı eti" yerinde görmek ve yurttaşlara ne düşündüklerini sormak için yola çıktık. Görünen o ki hem A101’in hem de BİM’in şubelerinde, "ucuz kırmızı ete" çok büyük bir talep var. İndirimli et, öğle saatlerinde tükeniyor. Yalnızca et almak için bu marketlerin yolunu tutanların sayısı hiç az değil. Ayrıca market görevlileri, tüketicilerin sürekli olarak ucuz kırmızı et sormasından yorgun düşmüş durumda. Görevliler günde ortalama 50 kişinin sadece "indirim başladı mı ve elinizde var mı" sorularını yönelttiğini belirtiyor. Bomonti A101’den Özge Meşeli ve Feriköy BİM’den Murat Yiğit, talebe karşılık verebilmek için indirimli etin daha çok gönderilmesi gerektiğini belirtiyor.
"HERKESİN ET YEMEYE HAKKI VAR"
Uygulamayı duyunca evine çok yakın olmamasına rağmen indirimli kırmızı etin satıldığı marketin yolunu tutan Ani Melkonyan, herkes için olmasa da dar gelirli kesimler için kırmızı et satın almanın çok zor olduğunu söylüyor: "Çok iyi bir uygulama, herkese hitap edeceğini umuyorum. Herkesin et yemeye hakkı var diye düşünüyorum, en önemlisi o" diye konuşuyor. Bizim için fazla sorun değil belki ama bir sürü alamayan insan var. Onlara çok iyi oldu diye düşünüyorum. Belki bu vesileyle küçük esnaf da daha farklı yerlerden et alacak ve daha uygun fiyata satacaktır."
Uygulamayla ilgili endişeye sebep olan başka bir nokta ise, satılan etlerin güvenilir gıda olup olmadığı. Görüşlerini paylaşan Sevgi Osman, "Acaba içeriği gerçekten et mi yoksa başka şeylerden karışım var mı konusunda tedirginim. Biliyorsunuz bir şey ucuzlayınca, insanlarda soru işareti oluşuyor" diyor. Osman, uygulamanın küçük esnaf ya da yerli üretici için herhangi bir mağduriyet yaşatmayacağını düşünüyor: "Küçük esnaf da yerli üretici de kaybolmaz, çünkü onun da ayrı bir alıcı kitlesi var."
Feriköy’deki BİM’in önünde konuştuğumuz Osman Aldemir, yerli üreticilerin fiyatı yüksek tuttuğu ve bunun tepki topladığını söylüyor: "Üreticiler, hayvan tekelleri var birkaç tane. Bunlar eti alıp stok ediyorlar. Piyasanın dengesini bozuyorlar. Şimdi ucuz et durumu belki onları ıslah eder diye düşünüyorum. Çünkü kırmızı et stokçuların elinde kalacak, kalmaması için de fiyatını düşürüp piyasaya sürecekler."
Açıklanan iki markete ek olarak Migros da bir hafta boyunca indirimli kırmızı et satacağını duyurdu. Şişli Merkez’de bulunan Migros’un şarküteri reyonunda konuştuğumuz Vedat Bilici, Migros’un da bir indirime giderek kırmızı et fiyatını 45 TL civarından 31TL’ye çektiğini söyledi. Bilici: "Herkesin et yemesini sağlayacak bir uygulama olduğu için çok avantajlı. Daha çok insan gelip kırmızı et alabiliyor" diye konuştu. Uygulamanın haksız rekabete yol açtığı eleştirisiyle ilgili, "Küçük esnafa yazık oldu. Bu durum onların satışlarını etkiler" diyen Bilici, küçük esnafın zarar etmemesi için bir önlem düşünülmesi gerektiğini belirtiyor.
KASAP ETKİLENMEZ AMA BESİCİ BİTER
Durumu bir de küçük esnafa sormak için bir mahalle kasabının yolunu tuttuk. Şişli Merkez Camii’nin hemen arka kısmında yer alan Güler Kasap’ın çalışanlarından Polat Karakoç, uygulamanın kasaplara zarar vermeyeceğini fakat yerli besicileri derinden etkileyeceğini söylüyor. Kandemir, "Bizden kırmızı et alan insanlar, gidip o marketlerden et almaz çünkü güvenemez." diyor. Yakın akrabalarının besicilik yaptığını belirten Karakoç, şöyle devam ediyor: "Ucuz kırmızı et uygulamasının söylentisi çıktığı anda bile hayvan fiyatları düştü. Şimdi uygulama faaliyete geçince bu fiyat aşağı doğru inmeye devam ediyor. Kırşehir’de besicilik yapan akrabalarım bu işi bırakmaya karar verdiler. Bu karardan sonra bu fiyatlarla rekabet etmeleri mümkün değil. Bu yüzden işlerini bırakıp hayvanlarını satıp göçecekler. Sonra ne olacak hayvancılık bitecek ve her şeyi ithal eder konuma geleceğiz."
"ÜRETEN DEĞİL TİCARETİNİ YAPAN KAZANIYOR"
Kasap Polat Karakoç’la konuştuğumuz sırada, et almaya gelen Gülfer Kadıgil ise "O et nereden geliyor bilmiyorum, kasapların eti daha güvenilir" diyor. Özellikle tanıdık esnaftan ve kooperatiflerden alışveriş yaptığını belirten Kadıgil, şöyle konuşuyor: "Benim annem babam köyde hayvancılık yapıyordu. Bizim yediğimiz süt kaymakları, ayranlar, tereyağlar bugün yok. Sanki bunları üretemeyecek bir ülke miyiz? Ama önümüzü kestiler, üretilen her şeyin önünü kesiyorlar. Hal böyle olunca bu işin ticaretini yapanlar daha çok kazanıyor. Onlar kazandıkça biz kaybediyoruz. Ya gidip hormonlu bitki alıyoruz, ya da arz bu şekilde olduğu için ithal et alıyoruz."