Validebağ için 'Nefes Nöbeti': Korudan para kazanamamak onları deli ediyor
'176 bin metrekare bir alana çim serilmesi, korunun bitki örtüsünün yok edilmesi demek. Korunun doğallığını tamamen yok edecek ve burayı bir şehir parkına indirgeyecek bir proje.'
Yağmur KAYA
ARTI GERÇEK- Validebağ Gönülleri ve Validebağ Savunması, Validebağ Korusu'nun yapılaşmaya açılmasına karşı üç gündür "Nefes Nöbeti" tutuyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un 21 Haziran'da Validebağ Korusu'nda çalışmalara başlayacakları yönünde yaptığı açıklama sonrası yurttaşlar çadır kurarak nöbet eylemi başlattı. 1'inci Derece Sit Alanı ve aynı zamanda 1'inci Derece Tarihi Sit Alanı olan Validebağ Korusu'na proje kapsamında 176 bin metrekarelik bir alanda yapay çimlerin serilmesi ve 500 araçlık bir otopark yapılması planlanıyor. Bu da Validebağ Korusu betonlaşmaya açılmasıyla bitki örtüsü ve yaban hayatının yok olacağı demek.
Yurttaşlar öte yandan ihalenin iptali için gün boyu koruda imza toplarken, TMMOB Mimarlar Odası ve Şehir Planladıkları Odası İstanbul şubeleri, imar planının iptal edilmesi için dava açtı.
Validebağ Savunması'ndan Figen Küçüksezer, korunun İstanbul'un merkezinde kalan son doğal alan olduğunu ifade ederek, korunun 1980'li yıllardan beri hem yerel hem de merkezi iktidarın dikkatini çeken, iştahını kabartan bir alan olduğunu vurguladı.
'KORU GERÇEK BİR ORMAN PARÇASI'
Koruya yönelik iştah kabarıklığının son yıllarda giderek arttığına dikkat çeken Küçüksezer, nedenini şu sözlerle dile getirdi:
"2014 yılından beri Üsküdar Belediye Başkanı Hikmi Türkmen, önce 'Çılgın proje' daha sonra 'Hayat Park' yapacağını söylemiş ardından 2018 yılında 'Millet Bahçesi' yapılması gündemi gelmişti. Oysa Millet Bahçeleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın kendi tanımlarına göre, atık alanların yani kullanılamayan alanların yeşillendirilmesi ile ilgili elde edilecekti. Oysa burası bir koru. Gerçek bir 'Orman Parçası'. Ekolojik sistemi olan doğal bir alan. Koru'nun doğal haliyle korunması gerekiyor. Bu, yasalarla da belirlenmiş durumda.
'MİLLET BAHÇESİ'NDEN PEYZAJ UYGULAMASINA, ONDAN DA REHABİLİTASYON MERKEZİ'NE DÖNÜŞTÜ'
"Herhangi bir inşaat faaliyeti yapılması mümkün değil. Biz bu duruma 2014 yılından beri karşı çıkıyoruz. Ve bu karşı çıkışın yarattığı sonuçla söylem önce Üsküdar Belediyesi'nin daha sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 'Millet Bahçesi Projesi'nden 'Peyzaj Uygulama Projesine', sonra da 'Rehabilitasyon Merkezi'ne dönüştü. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum geçtiğimiz günlerde 'Validebağ Korusu içler acısı bir durumda' dedi. Evet, korunun bazı alanlarına çok ciddi problemler var. Çünkü bakımsız, temizliği yapılamıyor ama bakım ve temizliği Üsküdar Belediyesi'nin sorumluluğunda ve şimdiye kadar temizliği yapılmadığı için bu halde.
'KORUNUN DOĞALLIĞINI TAMAMEN YOK EDECEK'
"Son aldığımız bilgi de koruma kurulları tarafından onaylı bir proje olmadığı halde bir ihaleye çıkılmış olması. Burada bir peyzaj uygulamasının hayata geçirilecek bu ihaleye göre. 88 metrekare dönümlük bir alana yapay çim serilmesi, altına otomatik sulama sistemi yapılması öngörülüyor. Geri kalan bir 88 metrekare dönümlük araziye ise yani toplamda 176 bin metrekare bir alana toprak serilmesi korunun bitki örtüsünün yok edilmesi amaçlanıyor. Bu, korunun doğallığını tamamen yok edecek, bitki örtüsünü ve yapan hayatını olumsuz yönde etkilecek.
'İNANMAYANLAR GİDİP EMİRGAN KORUSU'NU GÖREBİLİR'
Ve burayı bir şehir parkına indirgeyecek bir proje. Buna inanmayanlar gidip Fethi Paşa Korusu'na, Emirgan Korusu'na bakıp ne halde olduğunu görebilirler. Her taraf taşla kaplanmış, suni çimle kaplanmış durumda. Ayrıca o sunni çimler çok kısa süre sonra ölüyor. Ya yenilemeleri gerekiyor altındaki sulama sistemleri ile birlikte ya da orayı da zaten yine yabani otlar bürüyor. Bir de üstüne üstlük halkın parası çarçur edilmiş oluyor.
'PROJEYİ UYGULATMAYACAĞIZ'
21 Haziran'da bu projenin yapılacağını duyurduğu için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı biz dünden beri daha önce başlattığımız 'Nefes Nöbeti'ni kalabalık bir şekilde tutmaya başladık. Firmada bu işten zarar görecektir çünkü bu projeyi burada uygulatmayacağız."
Koru'ya "Nefes almaya geldik" diyen İngilizce öğretmeni Ayşen Saja, projesinin iptal edilmesini ve korunun doğal haline dokunulmaması yönünde bir çağrıda bulundu.
'İSTANBUL'UN AKCİĞERİ, AMAÇ NE?'
Saja, "Millet Bahçesi denilen kavram nedir? Boş bir araziyi alır ağaçlandırırsınız, spor malzemeleri koyarsınız, insanların yaşayabileceği yoğun iş ortamından sonra bir yer oluşturursunuz. Zaten Validebağ Korusu böyle bir yer. Bu kadar ağacı, bu yeşili İstanbul'un akciğeri olarak düşünebilirsiniz. Buradaki amaç nedir? Millet Bahçesi'ni korudan ayıran olay nedir? Ha buraya bakım yapabilirsiniz, ağaçlar kesilmeden bir takım şeyler konulabilir. Bu ağaçların kesilmesine karşıyım. Buraya insan elinin değmesi demek ağaçların kesilmesi anlamına geldiği için ben Validebağ Korusu'nun bakirliğinin bozulmasına karşıyım" ifadelerine yer verdi.
'ELİMİZDEN ALINMASINI İSTEMİYORUM'
Saja'dan sonra söz alan Edebiyat Öğretmeni ise şunlar dile getirdi: "Buralı olalım ya da olmayalım gelip şehir hayatından kaçıp nefes alabildiğimiz bir yer burası. Elimizden alınmasını, taşların döşenmesini istemiyorun. Sahip çıksınlar, duyarlı olalım. Burası bir nimet. Ormanın tadını aldığımız bir alan."
'30 YILDIR İSTANBUL'DAYIM, 30 YILDIR UĞRAŞIYORLAR'
Nermin Pınar ise 30 yıldır Validebağ Korusu'nun halka ait olduğunu söyleyerek tepkilerini şu sözlerle ifade etti: "Rant olarak kullanılmasını istemiyorum. Sanki başka yer yok! Gitsin babasının yerine yapsın burayı almak isteyen. Çok sinirleniyorum ya, yeter! İlla ki para vererek girdiğimiz zaman mı park oluyor. Buraya arkadaşlarını getirebilmek için hepsine ayrı ayrı ücret ödemem gerekiyor. O zaman park oluyor burası. Herkes her isteyen girebildi mi olmuyor! İnşallah hedeflerine ulaşamazlar. Ama ben 30 yıldır buradayım 30 yıldır uğraşıyorlar (Validebağ Korusu). İnşallah uğraşmakla kalırlar devamı gelmez. 'Ağzım su dolu ama konuşamıyorum' demişler."