Yaylakonak'ta depremzedeler bir yıldır çadır ve konteynerde

Depremde 108 kişinin öldüğü Adıyaman'ın Yaylakonak beldesinde depremzedeler bir yıldır çadır ve konteynerde yaşıyor. Köylüler, yapımı süren konutların da ahır ve depo içermediği için ihtiyaçlarını karşılamayacağını belirtiyor.

Mehmet MENEKŞE

AMASYA - Adıyaman merkeze bağlı Yaylakonak Beldesi'nde 6 Şubat depreminde 108 kişi öldü. Depremde 280 hanelik beldenin tamamına yakını yıkıldı. Beldede sadece 10 ev ayakta kaldı. Depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen halk halen çadır ve konteynerlerde yaşamını sürdürüyor. Heyelan riski nedeniyle beldenin taşınmasına karar verildi. Adıyaman'a 20 kilometre uzaklıktaki Karaçalı Ovası'nda 200 tek katlı afet evinin yapımına başlandı. Halkın verdiği bilgilere göre evlerin temeli atıldı ama şimdiye kadar sadece 10 evin inşaatı başladı. 10 metre aralıkla yapılan afet evlerinde samanlık, ahır ve depo olmadığını belirten Yaylakonaklılar, tarım ve hayvancılıkla geçindiklerini belirterek, afet konutlarının ihtiyaçlarını karşılamadığını söyledi.

'BİZE AHIR, SAMANLIK, AMBAR LAZIM'

Yaylakonak sakinlerinden Halil Taşkaynatan, "Köyümüzün tamamına yakını yıkıldı. Köyde hâlâ çadırda ve konteynerlerde kalanlar var. Birçok kişi hafif hasarlı evlerinde kalıyor. Akraba olanlar aynı evde kalıyor. Köyümüzde evler yıkıldığı gibi toprak kayması da oldu ve AFAD bu bölgeye ev yapmamıza izin vermiyor. Adıyaman’a 20 kilometre mesafedeki Karaçalı Ovası'na tek katlı 200 konut yapıyor ama henüz bu konutlar da temel aşamasında. Buraya yapılan konutlar da köyün ihtiyacını karşılayacak şekilde değil" diye konuştu.

'BU EVLERE TAŞINIRSAK NASIL GEÇİNECEĞİZ?'

Halkın Karaçalı Ovası'ndaki konutlara taşınmak istemediğini söyleyen Taşkaynatan, "Evi yıkılanlar, ağır hasarlı olanlar bu yapılacak konutlara taşınacak, evi yıkılmayanlar köyde kalacak. Köylü ovada yapılan evlere gitmek istemiyor ama buraya tekrar ev yapmak için imkânları yok. İnsanlar mecburiyetten gidecek. Deprem konutları tek katlı 120 metrekarelik evler şeklinde yapılıyor. Bizler köylüyüz, çiftçiyiz, tarım yapıyoruz, hayvanlarımız var. Biz bu evlere taşınırsak nasıl geçim saylayacağız? Bize ahır, samanlık, ambar lazım. Bize bu evleri dayattılar, buraya taşınmaya mecbur bıraktılar" dedi.

'BU PARALARI NASIL ÖDEYECEĞİZ BİLMİYORUZ'

Depremde her şeylerini kaybettiklerini dile getiren Taşkaynatan, "Bize konut yapıyorlar ama yarın bizden ne kadar para isteyecekler onu da bilmiyoruz. Konutlar için üç-dört milyon TL paradan bahsediyorlar. Depremde her şeyimizi kaybetmişiz, bu paraları nasıl ödeyeceğiz? Biz AFAD’ın yaptığı evlere gidersek şehirde bekçilik, işçilik, amelelik yapabiliriz. Biz tarım yapıyoruz; arpa, buğday, tütün, nohut, fasulye yetiştiriyoruz, hayvanlarımız var. Biz üretmek, kendi geçimimizi sağlamak istiyoruz" diye konuştu.

'NİSANDAN SONRA BAŞIMI SOKACAK EVİM YOK'

Depremde evi yıkılan Abdurahman Büyükkutlu da "Nisana kadar emanet bir evde kalacağım, nisandan sonra duracak yerim yok. Benim çekirdek ailemden kaybım yok da akrabalarımdan 10 kişi yaşamını yitirdi. Karaçalı Ovası'nda yapılacak eve gitmek zorundayım. Dağın başında am başka bir çarem yok. Çaresizlikten gideceğim. Biz burada buğday, arpa, tütün ekiyoruz, hayvancılık yapıyoruz. Oraya gidince bunları yapamayacağız. Köy yerinde bize ahır, depo, samanlık lazım. Evler 10 metre aralıklarla yapılıyor. Yanında ahır, samanlık yapılacak yer de yok. Devlet para yardımı yapıyor ama bu bizim sorunlarımızı çözmüyor. Nisanda bu evden çıkarsam, başımı sokacak yerim yok" dedi.

'EŞİMİ VE ÜÇ ÇOCUĞUMU DEPREMDE KAYBETTİM'

Depremde eşini ve üç çocuğunu kaybeden Halil Polatdemir de "Benim evim ilk depreme saat 04.17’de yerle bir oldu. Hanımımı ve üç çocuğumu depremde kaybettim. Ben de yaralı kurtuldum. Hayırsever birinin verdiği konteynerde kalıyoruz. Sonradan AFAD konteyner verdi. Ben de onu bir ihtiyaç sahibine verdim. Şu an hiçbir gelirim yok. Çalışamıyorum, bir yıldır komşuların, akrabaların yardımı ile hayatımı sürdürüyorum. Karaçalı Ovası'na yapılan evlerden bana hak sahipliği geldi ama bir ev verilip verilmeyeceğini bilmiyorum. Şu an baston ile yürüyorum, hiçbir yere gidemiyorum, üzüntü içerisindeyim. Bir yıl oldu, o evler henüz bitmemiş, bize verilmedi" diye konuştu.

'EV YAPTIK ALTI AYDIR ELEKTRİĞİMİZ YOK'

Kendi imkânlarıyla Yaylakonak’ın girişinde bir ev yaptıklarını ancak ağustos ayından beri elektriklerinin olmadığını söyleyen Ayşe Tekdemir, "Elektrik için başvuru yaptık, 'gelecek, ihale olacak' dediler. biz burada tek eviz, hâlâ elektriğimiz yok. Bizim hayvanlarımız var, hayvanlara bakmak için buraya geldik. Bir an önce elektriğimizin bağlanmasını istiyorum. Depremde kız kardeşim ile dört çocuğunu kaybettik. Karaçalı Mahallesi'nin tamamı yıkıldı, komşularımızdan çoğu depremde yaşamını yitirdi. Bizler de başımızın çaresine bakmak için uğraşıyoruz" dedi.

'EVLERİ TARIM ALANINA YAPTILAR'

Kars Kafkas Üniversitesi okul öncesi öğretmenliği mezunu olduğunu ancak atanamadığını anlatan Fatoş Büyükkutlu da Kıbrıs’ta Yakın Doğu Üniversitesi'nde Özel Eğitim Öğretmenliği okuduğunu söyledi. Büyükkutlu, "Ailem Yaylakonak Beldesi Karaçalı Mahallesinde geçici olarak bir evde kalıyor. Ben de iki haftalığına ailemin yanına geldim. Köyü Karaçalı Ovasında yapılan evlere taşıdıklarında daha çok sorun yaşanacak. Çünkü bu insanların tek geçim kaynağı tarım. Bu insanlar üretimden koptuklarında geçimlerini nasıl sağlayacaklar? Karaçalı Ovası tarım alanı ve tarım alanına ev yaptılar. Köy ovaya taşındığında köylü üretimden kopacak" diye konuştu.