Yeni Akit, trol gazetecileri açıkladı
'Ne söylesen eksik kalıyor, hangisine baksan miden bulanıyor'
HABER MERKEZİ- Rasim Ozan Kütahyalı'nın canlı yayındaki skandal sözlerine tepkiler sürerken yandaşlar da kendi içlerindeki kavgayı alevlendirdi. Yeni Akit yazarı, 'trol' dediği gazetecilere AKP'nin neden ses çıkarmadığını söyledi. "Ne söylesen eksik kalıyor, hangisine baksan miden bulanıyor" diyen Kenan Alpay, o isimleri tek tek saydı; Rasim Ozan Kütahyalı, Cem Küçük, Cemil Barlas, Kurtuluş Tayiz, Salih Tuna...
İşte Kenan Alpay'ın "Bir talihsizlik eseri midir troller?" başlıklı yazısının ilgili bölümü:
"Kütahyalı’nın en son terbiyesizliğine yönelik kamuoyunda tepkiler çığ gibi büyürken Hükümet veya AK Parti adına kamuoyuna hiçbir tepki açıklaması yapılmadı. Yapılan da işte sayın Turan’ın (eğer biz hüsnü kuruntu yapmadıysak) Grup Başkan Vekili olarak isim, adres, olay vs. hiçbir netlik taşımayan bir siteminden ibaret. Üstelik bu sitem öyle bir naif ki ‘talihsizlik’ olarak nitelenerek adeta önüne geçilemez bir kader gibi lanse ediliyor. Devamındaysa sistematik ve bir silsile halinde işleyen örgütlü kabahatlere ‘resmi görevi olmadan, derinlikli hiçbir konuşma yapmadan’ kategorisinde bir muamele yapılıyor. Mesajın final kısmında ise resmi görevi ve derinliği olmayanlar için "neden bunlara parti adına konuşuyormuş gibi muamele ediliyor?" sorusuyla mesuliyetin meçhul bir sorumluluk alanına paslandığını görüyoruz. Enteresan tabii, parti adına görev ve yetki verilmeyen milletvekili, il veya ilçe başkanı konuşamıyor, ekran ekran koşturamıyor ama talihsizlik eseri birileri bu role soyunup sahne alabiliyorlar!
Mesele Kütahyalı’nın sergilediği rezilliklerden ibaret olsa bir yere kadar anlaşılabilir belki. Ancak burada son dönemde zuhur eden ve her türlü kirli, karanlık ve rezilce söylem ve politikayı öngören örgütlü bir mekanizmanın çürütücü faaliyetlerinin görmezden gelinmesidir.
(...)Cem Küçük isimli trol tehdit ve şantajlarla, yalan ve iftiralarla siyaset ve toplumu dizayn etme işini günü gelince Mavi Marmara direnişine kirletmeye kadar nasıl vardırmıştı? "Radikal İslamcılar, Mavi Marmara’daki manyak tipler, kafadan İsrail ve Batı düşmanı tipler" gibi Siyonist yaftalamalarla psikolojik operasyonlar tertipledi ve sırtı hâlâ sıvazlanıyor. Küçük’ün ekürisi Cemil Barlas iftiralarına İHH’yı FETÖ’cü olma iftirasını da ekledi ama makbul gazeteci olarak "yürü ya trolüm" muamelesi görüyor. Kurtuluş Tayiz’in "mahallenin siyasal İslamcı münafıkları" iğrençliğine "hop, o kadar da edepsizlik etmeyin" diyen kimse çıkamıyor siyaset sahnesinden. Öte taraftan TGB’nin sergilediği kahramanlıkları öve öve bitiremeyip Doğu Perinçek’in öngördüğü Kemalizmine iman etmeyen Müslümanları "deist/nihilist kafalı İslamcılar, tekfirci vahhabiler" vs. gibi dipsiz bir ahlaksızlık bataklığından, duvardibi namıyla maruf fosseptik çukurundan pislikler saçan Salih Tuna’nın sergilediği kepazelikler. Oryantalistlerin literatürüyle, Siyonistlerin kara propaganda usulleriyle köşe tutan ‘yerli’ misyonerlerle karşı karşıyayız. Ne söylesen eksik kalıyor, hangisine baksan miden bulanıyor."