Yeni çözüm süreci tartışmaları... Akın Birdal: Öcalan'ın konuşması süreci kolaylaştırır

Yeni çözüm süreci tartışmaları... Akın Birdal: Öcalan'ın konuşması süreci kolaylaştırır
İnsan Hakları Derneği (İHD) Onursal Başkanı Akın Birdal, yeni çözüm süreci tartışmalarıyla ilgili Artı Gerçek'in sorularını yanıtladı. "Öcalan'ın konuşması süreci kolaylaştırır" diyen Birdal, sürecin yasal güvence altına alınması gerektiğini vurguladı.

Sinan ŞAHİN


ANTEP - Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 1 Ekim'deki açılışında DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve parti yöneticilerinin yanına giderek tokalaşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 22 Ekim'deki grup toplantısında "Öcalan gelsin TBMM'de DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün bittiğini açıklasın, sonra da umut hakkı için başvurusunu yapsın" sözleri yeni çözüm süreci tartışmalarını alevlendirdi. Ertesi gün (23 Ekim) DEM Parti Urfa Milletvekili Ömer Öcalan İmralı'da PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüştü. 43 ay sonra yapılan ilk görüşmede PKK Lideri Öcalan "Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim" mesajını iletti.

İHD Onursal Başkanı Akın Birdal, yeni çözüm süreci tartışmalarını Artı Gerçek'e değerlendirdi.

'SÜRECİN KESİNTİYE UĞRAMAMASI, BARIŞIN TOPLUMSALLAŞTIRILMASI GEREKİYOR'

- Yeni çözüm süreci tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

"Demokratikleşme, barış, adalet isteyenlerin her zaman gündemindeydi bu konu. Karşı güçlerin gündemine girmemişti Kürt sorununa demokratik barışçıl çözüm. Şimdi özellikle Devlet Bahçeli tarafından 1 Ekim’de gündeme getirilmiş olması kuşkusuz sürpriz oldu. TBMM 1 Ekim'de her zaman savaş tezkereleriyle açılırken bu kez 'barış eliyle’ açıldı. Bu tabii önemliydi. Bu bence Bahçeli'nin iradesiyle değil, uluslararası bir konseptin, iradenin oraya yansıması. Ama neden, niçin böyle bir el uzatıldığı tartışmalarında boğulmamak gerekiyor. Nedeni, niçini ne olursa olsun bu sürecin kesintiye uğramaması, barışın toplumsallaştırılması ve nihai olarak silahların susması ve de Kürt sorunun demokratik barışçıl çözüme ulaşması gerekiyor."

'HERKES BARIŞIN BİR UCUNDAN TUTMALI'

- 2015'te sona eren süreçte eksiklikler ve hatalar nelerdi? Yeniden çözüm süreci başlarsa süreç nasıl yürütülmeli?

"2013 -2015 Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve hükümet arasında biraz kapalı devre gitti. Oysa barış herkesin bir sorunu. Barışın toplumsallaştırılması ve savaş karşıtlığı bilincini ve duruşunu güçlü kılmamız halinde o süreç, bu kadar kesintiye uğramazdı. Bu bakımdan şimdi savaş karşıtı olan bütün insan hakları savunucuları, barış savunucuları, emek örgütleri, sanatçılar, kadınlar, gençler barışın bir ucundan tutmalı ve bunu gündem dışı bırakmamalı."

'TARTIŞMA ORTAMINDAN YOL HARİTASI ÇIKACAKTIR'

- Bunu konuyu biraz daha açabilir misiniz? Bu süreçte toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde yeni bir 'derhal barış' çağrısı yapılmasının sürece ne gibi katkılar sunabilir?

"Barışın toplumsallaştırılması derken sanatçılar, aydınlar, sivil toplum örgütleri, emek örgütleri, kadınlar, gençler her bir kişi barışa el vermeli, barışa ses vermeli, barışa söz vermeli. Böyle bir konferanstan kolektif bir irade ile oluşturulan bir kurul olur. Bu kurul formel olarak herkesle görüşebilir. Tartışma görüşme alanı da biraz genişletilmiş olur. Böylece herkes yolunu biraz daha iyi görebilir. Böyle bir yol haritası çıkacaktır oradan."

'DEVLET ÇATIŞMA ALANINI DARALTMAK İSTİYOR'

"Tabii Ortadoğu’nun yeniden dizayn edilmesinin bir yansıması bu süreç. Türkiye, AKP, MHP ya da devlet, kendisinin çatışma alanını daraltmak istiyor olabilir. Şimdi İran’a müdahale oldu. Yarın bu çatışmanın nereye uzanacağını kestiremeyiz. O nedenle Türkiye'de olası. Çünkü Orta Doğu’da, bölgede, Kafkaslar’da, güneyde bir egemenlik çatışması var. Kuzey Atlantik Paktı (NATO) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ortadoğu’da egemenliği sağlamak istiyor. Bunu da İsrail üzerinden yapıyor."

'DİL, KİMLİK, KÜLTÜR HAKLARINI GÜVENCE ALTINA ALAN BİR ANAYASAYA HERKES 'BENİM ANAYASAM' DİYEBİLİR'

- Yeni anayasa tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Kürt sorunun demokratik çözümü için ne gibi değişikler yapılmalı?

"Bu konuda yine demokratik ülkelerde referans olacak örnekler var. Herkesin bir anayasası var çantasında. Çünkü bu, bugünün sorunu değil. Özellikle 1982 darbe anayasasına karşı demokratik sivil bir anayasa nasıl olmalı konusunda herkesin bir çalışması var. Yeter ki buna gereksinim duyulsun. Demokratik, sivil, eşitlikçi, özgürlükçü, herkesi, çoğulculuğu kabul eden; dil, kimlik, kültür haklarını bir yurttaşlık hakkına bağlı kılan ve güvence altına alan bir anayasaya herkes, ‘benim anayasam' diyebilir."

'SÜRECİN YASAYA BAĞLI KILINMASI GEREKİYOR'

"Demokratik çözüm ve barış süreci de aynı zamanda bu anayasaya bağlı kılınabilir. 2013 -2015 yıllarında böyle bir yasaya bağlı kılınmadığında, biraz kendiliğinden süren bir süreçti, kesintiye uğradı ve bitti. Ama şimdi bu sürecin yeni bir yasaya bağlı kılınması gerekiyor. Bunu da anayasanın içine yedirmek gerekiyor."

'ÖCALAN'IN BU KONUDA HER NE SÖYLEYECEKSE; SÖYLEME OLANAKLARI YARATILMALI'

- Bahçeli'nin açıklamasının ardından başlayan 'umut Hakkı tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Nasıl bir değişiklik gündeme gelebilir?

"Uluslararası platformların, Avrupa Konseyi'nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) böyle bir kararı var. İyi hal durumu ve serbest bırakılması. Bu hakkın artık PKK Lideri Öcalan tarafından da kullanılması ve kullandırılması gerekiyor. 43 aydır süren tecritin kapısı 'aile görüşmesi' adlandırmasıyla da olsa Urfa Milletvekili Ömer Öcalan tarafından bir görüşme yapıldı ve tecrit kapısı aralandı. Biz şimdi tecrit kapısının tam demokrasiye ve barışa açılmasını istiyoruz. PKK Lideri Öcalan'ın bu konuda her ne söyleyecekse; söyleme, konuşma olanakları yaratılmalı. Bu süreci kolaylaştırır.

'ETKİ AJANLIĞI'NIN MECLİS'TEN GEÇMEMESİ GEREKİYOR'

- Kamuoyunda 'etki ajanlığı' düzenlemesi olarak da bilinen 'casusluk' düzenlemesi 23 Ekim’de Meclis Adalet Komisyonunda kabul edildi. Birçok STK ve basın örgütü anayasaya aykırı olduğunu ve sivil toplumu tehdit ettiğini vurgulayan açıklamalar yaptı. Bu yasa değişikliğinin yaratacağı riskler neler?

"Bu konuda bizim düşüncemiz de farklı değil. Etki ajanlığı insan hakları, düşünce, ifade ve basın özgürlüğü açısından ciddi bir sorundur. Bu yasanın Meclis'ten çıkmaması gerektiğini düşünüyorum. Biz insan hakları sunucuları olarak etki ajanlığı yasasına sonuna kadar karşıyız."

Öne Çıkanlar