Yoksulluk derinleşiyor: Masraflarını karşılayamadı, çocuğunu okuldan aldı

İzmir'in Konak ilçesinde yaşayanlar, yoksulluk ve ekonomik krizi derinden hissediyor. Katibe Tan, yol parasını karşılayamadığı için bir çocuğunu okuldan almak zorunda kaldığını söyledi.

Yoksulluk derinleşiyor: Masraflarını karşılayamadı, çocuğunu okuldan aldı

Artı Gerçek - Büro Emekçileri Sendikası Araştırma Merkezi (BES-AR) Ocak ayı açlık ve yoksulluk sınırı verilerine göre, Aralık 2024'te açlık sınırı 30 bin 617 TL, yoksulluk sınırı ise 80 bin 940 TL’ye yükseldi. Verilere göre sağlıklı beslenmenin maliyeti günlük 1020 lirayı geçtiği vurgulandı. Ayrıca tek başına çalışan bir kişinin yaşam maliyeti 41 bin 476 TL olarak açıklandı.

Buna rağmen 2024 yılında 17 bin 2 lira 13 kuruş olan asgari ücrete yüzde 30 oranında zam yapıldı. Yeni asgari ücret 22 bin 104 TL oldu. Yine emekli aylığının enflasyon oranın altında zam yapılarak, 14 bin 469 TL'ye çıkarıldı.

'İSTEDİĞİMİZİ ALAMIYORUZ'

İzmir’in Konak ilçesine bağlı Çimentepe Mahallesi'nin sakinleri, derinden hissettikleri yoksulluk ve ekonomik krize dair konuştu. Asya Doğan, ülkedeki ekonomik krizden yakınarak, "Halkın durumu hiç iyi değil. İşçilere gereken zam verilmedi. İnsanlar perişan" dedi.

Markette pahalılıktan kaynaklı istedikleri ürünü alamadıklarına dikkati çeken Asya Doğan, "Evimiz sobayla ısınıyor, sürekli kömür satın almak zorundayız. Zaman zaman elektrikli soba kullanıyoruz. 2 bin 500 veya 3 bin lira elektrik faturası geliyor. Sadece bir tane oğlum çalışıyor ama onun kazandığı para da yetmiyor. Evde ya bir çeşit ya da iki çeşit yemek yapıyoruz. Hayat pahalı daha fazlasını yapamıyoruz. Ne devlet ne de belediye bize yardımda bulunmuyor. Mahallemize de gereken hizmetler verilmiyor" diye konuştu.

EMEKLİ ZAMMINA TEPKİ

Emekli Ömer Gezgin, aldığı maaşla geçinemediğini ifade etti. Bu nedenle pazarda süpürge satarak geçimini sağladığını aktaran Gezgin, "Kazandığım paranın yetmesi mümkün değil. Evim kira değil ama buna rağmen ay sonunu zor getiriyorum. Marketlere girip de erzak almıyoruz. Nerede ucuz varsa oradan temin etmeye çalışıyoruz. Evde genelde bir çeşit yemek pişiriyoruz. Ya çorba ya da makarna. Emeklilere verilen zam çok yetersiz. Geçinecek oranda zamlar yapılması lazım. Her şeye zam geliyor, nasıl geçineceğiz?" ifadelerini kullandı.

'BİR ÇOCUĞUMU OKULDAN ALDIM'

Ekonomik durumunun kötü olduğunu dile getiren Katibe Tan, krizden en fazla kadınların etkilendiğini dile getirdi. Katibe Tan, "Bütün yük biz kadınların omuzunda. Evde 5 kişi yaşıyoruz. Bir çeşit yemek yaptığımız için şükrediyoruz. Pazara gittiğim zaman patates, soğan alıyorum ve param bitiyor. Zaman zaman ek iş olarak temizliğe gidiyorum. Kazandığım para daha eve gelmeden bitiyor. 3 tane kızım var. Maddi durumumuzdan dolayı bir çocuğumu okuldan aldım. Yol parasını yetiştiremedik. Belediye gereken yardımları vermiyor. Bunun yanı sıra ben 17 yıldır bu mahalledeyim, mahallemizde gereken hizmetler sağlanmıyor. Evimiz sobayla ısınıyor, yakacağımız yetmiyor. Ara ara tanıdıklarımız odun getiriyor” şeklinde konuştu.

İKİ BİBER BİR PATLICAN...

Bir diğer mahalle sakini Hacı Kaya, "Bu ekonomik şartlarda geçimimizi sağlamak zor. Kazandığımız para yetmiyor. Mal alamıyoruz, her gün zam geliyor. Herkesin ekonomik düzeyi zayıf. Evim bana ait olmasaydı kendime bakamazdım. Bir çuval kömür 130 lira olmuş. Biz nasıl ısınacağız? Eskisi gibi yardımlaşma kültürü de kalmadı. Zaten herkes ancak kendine bakabiliyor. Artık insanlar pazara gittiği zaman tane tane alıyor. Kimsenin kilo kilo almaya gücü yok. Ekonomik durumunuza göre evde yemek pişiriyoruz" ifadelerini kullandı.

Mahalle esnafından Leyla Bilgiç ise, özellikle kış aylarında geçim derdinin daha da zorlaştığını belirtti. Marketlerde fiyatların günlük değiştiğini kaydeden Leyla Bilgiç, "Malzeme almaya gittiğimiz zaman halden borçlu dönüyoruz. Pazara gelen kimi insan iki tane biber bir tane patlıcan alıyor. İnsanların alım gücü düşük. Mahallemizde insanlar birbirileriyle yardımlaşıyor. Bir kilo fasulye ve patatesle geçimini sağlayan insanlar var. Nasıl yetecek peki” diye belirtti. (MA)

İzmir konak yoksulluk