Yüksekdağ için gelenlerin yerine polisler oturdu

Figen Yüksekdağ küçük salona alınan duruşmaya katılmadı. Avukatlarının duruşmanın büyük salona alınması ve tahliye talepleri ise reddedildi.

Yüksekdağ için gelenlerin yerine polisler oturdu

GÜNCEL- HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın tutuklu yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün görüldü. İlk duruşma Ankara Adliyesi'nde yapılmıştı. Duruşmaya kitlesel katılım engellenemeyince, ikinci duruşma için Sincan Cezaevleri Yerleşkesi formülü bulunmuştu. Davaya bakan Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, duruşmanın 20 kişilik bir salonda yapılacağını açıklayınca, Yüksekdağ avukatları aracılığıyla, "Bu hukuksuzluğu kabul etmeyeceğim. Eğer halkımız, yöneticilerimiz, üyelerimiz ve avukatlarımız özgürce oraya gelip söyleyeceklerimi dinleyemeyecekse dava duruşmasına katılmayacağım" mesajını iletmişti.

Sincan Cezaevi Yerleşkesi'nde yapılan duruşma, izleyicilere yönelik engeller nedeniyle bir saatlik gecikme ile başladı. Mahkeme heyetinin çok küçük bir duruşma salonu vermesi nedeniyle Yüksekdağ duruşmaya katılmadı. Yüksekdağ, mahkemeye gelmeyeceğini bildirmesi üzerine mahkeme heyetinin SEGBİS'le katılması kararına da tepki gösterdi. Yüksekdağ, SEGBİS'le katılmayı da kabul etmedi.

Duruşmada izleyiciler için 44, avukatlar için de 52 sandalye bulunuyordu. Ancak izleyici bölümünde 20'den fazla polis oturunca, içeri ancak 30 kişi alınabildi. İzleyiciler arasında HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, HDP Sözcüsü Osman Baydemir ile vekillerden Ayşe Acar, Mizgin Irgat, Müslüm Doğan, Besime Konca ve Eş Genel Başkan Yardımcılarından Beycan Taşkıran, Fatma Kurtulan ve Saruhan Oluç, Yurdusev Özsökmenler takip etti. Barış Anneleri, Suruç Aileleri İnisiyatifi, ESP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Bakır, SYKP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da duruşmayı takip edenler arasındaydı.

Duruşmaya önce Anadolu Ajansı dışında hiçbir basın kuruluşunun alınmayacağı açıklandı. Ancak avukatların mahkeme heyetiyle görüşmesi üzerine her basın kuruluşundan bir kişinin katılmasına karar verildi.

Duruşmayı izlemek için Avrupa'dan gelen heyetten sadece bir kişi salona alındı. Fransa, İtalya ve İngiltere barolarından gelen avukatlar ile insan hakları savunucuları ve gazeteciler salona alınmadı.

'ZAFER ÇAĞLAYAN KORUNUYOR, MÜVEKİLLERİMİZ YARGILANIYOR'

Ardından söz alan Av. Gülseren Yoleri, dokunulmazlıkların usule ve yasaya aykırı kaldırıldığını ve siyasi bir kararla kaldırıldığını belirterek, dokunulmazlıklar değişikliğinin yargı sürecinden de kaçırıldığını söyledi. Anayasa'nın 83. maddesinin serbest siyaset hakkını güvenceye aldığını ve HDP'li vekillerin tutuklanmasıyla bu maddenin ihlal edildiğini söyleyen Yoleri, yasama dokunulmazlığı ve yasama sorumsuzluğuna dikkat çekerek, Yüksekdağ'ın tümüyle milletvekilliği faaliyetlerinden dolayı yargılandığını hatırlattı. Yoleri, "83. maddenin çizdiği sınırlar dışında bir suçlama yok" dedi. Yoleri, sadece Yüksekdağ'ın değil HDP seçmenlerinin de haklarının ihlal edildiğine dikkat çekti.

Figen Yüksekdağ'ın mahkeme salonunda olmamasının adil yargılanma hakkının ihlali olduğunu kaydeden Yoleri, bağımsız ve tarafsız yargıya dair yasa maddeleri ve uluslararası sözleşmeleri hatırlattı. Yoleri, ancak bugünkü duruşmada savcının "gerekçeyi başkan açıklar" sözünün dahi bağımız yargıyı zedelediğini ifade etti. Yoleri, hakkaniyete uygun yargılama yapılması gerektiğine de işaret ederken, burada silahların eşitliği ve savunma hakkının önemli olduğunu söyledi. Yoleri, oysa Yüksekdağ'ın tutukluluğundan bu yana pek çok ihlal yaşadığını, ilk 3 ay avukatlarıyla görüşmelerinin kayıt altına alındığını, savunma evrak alışverişinin dahi yasaklandığını hatırlattı. Yoleri, savunma hakkı ihlalinin devam ettiğini kaydetti.

Yüksekdağ'ın duruşmaya katılmamasının aleniyet ilkesinin ihlali olduğuna vurgu yapan Av. Yoleri, eski bakan Zafer Çağlayan'la ilgili ABD'de başlatılan soruşturmaya dair hükümet yetkililerinin "soruşturmayı FETÖ üyesi savcılar yürütüyordu" açıklaması yaptığını hatırlattı.

Yoleri şöyle devam etti: "Eğer mesele buysa yani FETÖ üyesi diye suçlanan hakimler ve savcıların yaptığı her şey kumpassa, nasıl ki 17-25 Aralık suçlamalarıyla ilgili 1 yıl dolmadan takipsizlik kararı verilmiş, hakim ve savcıların FETÖ'yle ilişkisine dayandırılmışsa, -buna çokça örnek verilebilir- ama müvekkilim açısından şunu söyleyebilirim. Müvekkilimin vekilliğinin düşürülmesine neden olan Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nin başkanı Zekai Kaya, üye Müslüm Uzun ve Cumhuriyet Savcısı Hamit Mithat Temel hemen 15 Temmuz sonrasında FETÖ'den alındılar ve tutuklandılar. Diğer üye Salih Yalçın görevinden ihraç edildi. Heyetin tamamı görevinden ihraç edilmiş durumda.

Yargılamaya konu olan iddianameyi hazırlayan savcı Kurtçe Eker, haziran 2016'da AKP Antep Milletvekili Şamil Tayyar'ın açıklamalarını hatırlarsınız, Eker Diyarbakır Başsavcılığına getirilmişti, 'bu kişilerin bu görevleri almasını kimse bana dayatamaz, bunlar FETÖ'cüdür' demişti.

Biz şimdi FETÖ'cü denilen savcının hazırlamış olduğu iddianame üzerinden davayı sürdürüyoruz. Eğer bir hakkaniyet, eğer bir adil yargılanma söz konusu olacaksa, eğer hukuka uygun bir tutumdan söz edeceksek, eğer bu yargılama siyasi bir faaliyet değil de yargı faaliyetiyse o zaman bütün bu unsurların, Anayasa'nın eşitlik ilkesini gözeterek, herkes için uygulanması gerekir.

Eğer Zafer Çağlayan bu soruşturmaları hazırlayan savcılar FETÖ'cüdür diye korunuyorsa, müvekkilimiz hakkındaki bütün suçlamaların düşürülmesi gerekiyor. Bu yargılamanın bitirilmesi gerekiyor."

ADİL YARGILAMA CEZAEVİNE HAPSEDİLDİ

Duruşmanın Sincan'a alınmasını eleştiren Yoleri, "Geçen celsede ne oldu da bu duruşma tecrit altına alındı? Duruşma düzenini bozan hiçbir şey olmadı. Yüksekdağ davasında aleniyet ısrarla ihlal ediliyor. Geçen duruşma yollar kapandı, arabalar bağlandı. Bu duruşmada ise cezaevine hapsedildik. Yüksekdağ bugün burada değil. Çünkü bu şartlarda bir yargılama olabileceğine inanmıyor. Yargılama zaten hukuksuz. Yüksekdağ tutuklandı yetmedi, davasını da tutukladılar" dedi. Yoleri, yargılamanın cezaevi yerleşkesinde değil adliyede büyük salonda yapılması için yeni bir gün verilmesi ve Yüksekdağ'ın tahliye edilmesi talebinde bulundu.

BAYRAKTAR: İCAZETLE KARAR VEREMEZSİNİZ

Yoleri'nin ardından Av. Kazım Bayraktar söz aldı.Türkiye yargısında davaların nakledilme örneklerinin sıklaştığını söyleyen Bayraktar, "Önemli yüzleşme davaları toplumdan kaçırılıyor. Davaları toplumdan kaçırmak, mahkemeleri baskı altına almak, hakimleri kararlarına göre sürmek siyasi iktidar politikası" dedi.

Bayraktar, 12 Eylül askeri darbesi dönemindeki yargılamalardan daha beter yargılamalarla karşı karşıya kalındığını söyledi. "O dönemde hukuksuzluk vardı" diyen Bayraktar, "Şimdi kuralsızlık var" tepkisinde bulundu. Savcının taleplerle ilgili mütaalanın gerekçesini soran avukatlara "Başkanım açıklar" sözlerine atıfta bulunan Bayraktar, "Bugün de 12 Eylül'deki gibi yargının aldığı talimatlarla hareket ettiğini düşünüyoruz. En somut örneği bu davadır. Bu dosya da tekil bir dosya değil, HDP'ye yönelik kitlesel tutuklamaların bir parçasıdır. Organize bir iştir. İçinde bulunduğumuz ortam mahkemenizin niyetinden bağımsız yargı bağımsızlığının ortadan kaldırıldığı bir ortamdır" diye konuştu.

Mahkeme heyetine seslenen Bayraktar, "Bu davada verdiğiniz kararlara göre hakkınızda kararlar verilebilir. Adil yargılanma, hukuksal güvence, yargı bağımsızlığı hepimize lazım olacak unutmayın. Milyonların davasını küçük salonlara sığdıramaz, icazetçi yargı ile mahkum edemezsiniz" dedi ve Yüksekdağ'ın tahliyesini talep etti.

UÇAR: AVUKATLARIN BÜYÜK SALONUN TALEBİNE GÜNLERCE YANIT VERİLMEDİ

Av. Sezin Uçar söz alırken Mahkeme Başkanı "Aynı şeyler tekrarlanmasın" dedi. Uçar, "Tekrarlamak zorundayız çünkü müvekkilimiz tutuklu ve burda değil. Türkiye'nin en büyük muhalefet odaklarından birinin eş başkanının yargılandığı dava kamuoyundan gizleniyor" yanıtı verdi.

İlk duruşmada yaşanan hukuksuzlukların devam ettiğini söyleyen Uçar, "Yargının bağımsızlığından bahsedemeyiz, fakat yargı bundan öte düşman hukuku uyguluyor. 4 Temmuz duruşmasında herhangi bir güvenlik zaafiyeti olmamasına rağmen mahkeme davayı cezaevi kampüsüne almış durumda. Böylesi bir hukuksuzluk karşısında müvekkil Yüksekdağ davaya katılmak istemedi. Tüm izleyiciler ve heyetlerin burada olmasını bekliyor. Mahkemenin Yüksekdağ'ın davaya katılmama dilekçesini dakikalar içinde yanıtlayıp, avukatların salon talebini günlerce bekletmesini tartışıyoruz" diye konuştu.

AVUKATLARIN TALEPLERİ REDDEDİLDİ

Tutuklu HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın yargılandığı davanın ikinci duruşması tamamlandı. Avukatların Yüksekdağ'ın tahliyesi ve bir sonraki duruşmanın Ankara Adliyesi'nde yapılması yönündeki talepleri reddedildi.

Mahkeme, kaçma şüphesi iddiasıyla Yüksekdağ'ın tutukluluğunun devamına karar vererek bir sonraki duruşmayı 6 Aralık'a erteledi. (ETHA)

HDP Sincan Cezaevi