Zamlara karşı tencereli, tavalı protesto: Köylünün, işçinin, emekçinin alın teri çalınıyor

'Zamlar Geri Alınsın' talebiyle bir araya gelen yurttaşlar, zamları tencere ve tava çalarak protesto etti.

Zamlara karşı tencereli, tavalı protesto: Köylünün, işçinin, emekçinin alın teri çalınıyor

+GERÇEK- Zamlara Karşı Şişli İnisiyatifi, elektriğe, doğalgaza ve temel tüketime yapılan zamları tencere ve tava vurarak protesto etti.

Şişli'de bir araya gelen her yaştan yurttaş, eylemde, "Elektirik, doğalgaz, temel tüketimde zamanlar geri alınsın" yazılı pankart açarak, "Zam zam zam, faturayı halk ödemeyecek", "Elektrik çok geliyorsa ampulü söndür", "Aylık akbil 602 TL, asgarî ücret 4 bin 253" dövüşleri taşındı.

"Yaşam alanlarının, doğanın talan edilmesine, yoksuldan alıp zengine verene karşı ses çıkar" diyerek yoksulluğa ve yoksulluğa dikkat çekti.

Basın açıklamasını Hulusi Mutlu okudu.

"İnsanca bir yaşam için, bu düzeni değiştireceğiz" başlıklı basın metnini okuyan Hulusi Mutlu, şunlara değindi:

Her güne yeni bir zam haberiyle uyanıyoruz. En temel ihtiyaçlarımızı dahi karşılayamıyoruz. Gıda, akaryakıt, doğalgaz, elektrik, ulaşım zamlarıyla adeta nefes alamaz hale geldik.

Marketlerde neredeyse her gün yenilenen etiketlerin hızına yetişemiyoruz. Halkın neredeyse tek gündemi var: Zamlar, hayat pahalılığı ve geçim derdi. Geçinemiyoruz, ödeyemiyor, yoksullaşıyor, tükeniyoruz.

Bizlerin payına yoksulluk düşerken, halk sefaletle boğuşurken, iktidarın zenginleri, yandaş şirketler zenginliklerine zenginlik katıyor. Rakamlar ortada. Halk derin bir yoksulluğa sürüklenirken bankalar başta olmak üzere pek çok büyük şirket ve sanayi kuruluşu, tarihlerinin belki de en kârlı dönemlerinden birisini yaşıyorlar. Bu yılın ocak ayında bankalar kârlarını geçen yılın aynı döneminde göre %370 artırarak neredeyse dörde katladı. Halkın ekmeği küçülürken onlar kâr rekorları kırıyorlar.

Kapitalist sistemin, patronların ve zenginlerin sistemi olduğu en bariz şekilde kriz dönemlerinde açığa çıkıyor. "Hepimiz aynı gemideyiz" diyorlar ama ekonomik kriz yoksulu farklı, zengini farklı etkiliyor.

Ekonomik krizin sorumlusu siyasi iktidar, bize sadece 'sabredin' diyor. Resmi enflasyon yüzde 61’e, gerçek enflasyon yüzde 147’ye ulaşmasına rağmen asgari ücretliler başta olmak üzere emekçilerin, emeklilerin, sabit gelirlilerin ücretlerinde artışa yanaşmıyor. Çiftçinin mazotuna, gübresine destek vermekten bile imtina ediyor. Tarım ve hayvancılığı bitiriyor. Köylü, toprağını ekmekten vazgeçiyor, pahalı yeme gücü yetmeyen üretici süt hayvanlarını kesip satmak zorunda kalıyor. Sadece bugünümüzü değil geleceğimizi de yok ediyorlar. Esnaf, artan maliyetler, borçlar, hacizler ve icralar nedeniyle kepenk kapatıyor.

20 yıldır memleketi yönetenler, kendi yarattıkları krizin faturasını halka yüklüyorlar. Bizler 'mutfakta yangın var' derken, yangınla mücadele etmesi gereken iktidar, kıyaslamanın mümkün olmadığı ülkelerle kıyaslama yapıp, 'ama başka ülkelerde de sıkıntı var' diyerek durumun vahametini hafifletmenin gayretinde.

Oysa hakikaten mutfaklarımızda yangın var. Çarşıda, pazarda, markette yangın var. Açlık sınırının altında gelirle yaşamaya çalışan milyonlarca insana, yoksulluk sınırının altına düşen yeni milyonlar eklendi. Ülkeyi bataklığa sürükleyen bu iktidarın bizlere açlık ve sefaletten başka verebilecek hiçbir şeyinin olmadığı ortada.

Ülkeyi ve ekonomiyi yönetemeyenlerin sebep olduğu krizin yansıması olan zamları kabul etmiyoruz. Bu hayat pahalılığı son bulana, yoksulların, emekçilerin, sabit gelirlilerin alım gücü artana kadar, yaşamın her alanında sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.

Yoksuldan alıp zengine veren, halkı daha da yoksullaştıran bu politikalara tahammülümüz kalmadı. Bıçak kemiğe dayandı. ARTIK YETER diyoruz.

Bu düzene mecbur değiliz! Bizler, insanca yaşamak istiyoruz!

Gün yan yana gelip, hayatlarımıza, emeğimize, ekmeğimize birlikte sahip çıkma günü.

Birlikte mücadele ederek bizim olanı geri alma zamanı! Yoksulluğa ve sefalete boyun eğmeyelim. Bu saldırılara ancak birlikte karşı koyabiliriz. Sesimizi yükseltelim. İktidara 'dur' diyelim."

Mutlu, talepleri ise şu şekilde sıraladı:

-Enerji ve ulaşım zamları derhal geri alınsın.

-Enerji temel bir haktır. Yandaşlara peşkeş çekilen elektrik dağıtım ve üretim hizmetleri özel sektörün elinden bedelsiz olarak alınsın ve kamu yararına uygun olarak yönetilsin.

-Elektrik, akaryakıt, doğalgaz, ulaşım ve tüm temel ihtiyaç maddelerindeki özel tüketim vergisi ve KDV kaldırılsın.

-Her konuta aylık 230 KWh elektrik ve 140 metreküp doğalgaz, parasız verilsin.

-Enerji şirketlerinin borcu halktan değil, şirketlerden tahsil edilsin.

-Faturaları ödeyemeyenlerin elektrik ve doğalgazlarının kesilmesi yasaklansın."

Krizin sonuçlarıyla mücadelenin yeterli olmadığını, asıl mücadelenin krizin sorumlularına karşı verilmesi gerektiğini vurgulayan Mutlu, "İnsan haklarından özgürlüklere, ekonomiden adalet ve hukuka, eğitimden sağlığa, sosyal ve kültürel alandan demokratik değerlerin aşındırılmasına kadar, yaşamın her alanında kötülük, felaket, sefalet üreten bu düzen çürümüştür. Bu düzeni değiştireceğiz!

'İŞÇİNİN, EMEKÇİNİN, KÖYLÜNÜN ALIN TERİNDEN ÇALINIYOR'

Kamusal kaynakları özel sektöre devreden, emeğin özgürlüğünü kısıtlarken sermayeye sınırsız özgürlük tanıyan bu düzene karşı, kamu yararını esas alan, halkın temel ihtiyaçlarını karşılamanın devletin görevi olacağı, emekten yana demokratik bir düzen için yaşamın her alanında mücadeleyi birlikte büyütelim. İşçinin, emekçinin, köylünün alınterinden çalarak, kamu kaynaklarını yandaşlara peşkeş çekerek zenginleşenlerin düzenini değiştirip insanca yaşanacak bir ülkeyi birlikte kuralım.

1 MAYIS'A ÇAĞRI

Bu vesileyle, emekten, adaletten, demokrasiden ve özgürlüklerden yana olan herkesi, emeğin birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta alanlarda olmaya, emeğimiz, ekmeğimiz ve haklarımız için mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz" diye konuştu.

HDP protesto avm zamlar Tencere