Gazeteci Ensar Özdemir, zırhlı araçların yol açtığı ölümleri kitaplaştırdı: 'Çürüme'

Kürt kentlerinde, son 15 yılda polis ve askeri araçların çarpmasıyla 45 sivilin öldürülmesini konu alan, gazeteci Ensar Özdemir imzalı 'Çürüme' adlı kitap çıktı. Kitap, olaylarda doğrudan ya da dolaylı sorumluluğu bulunan kişi ve kurumlara gönderildi.

Gazeteci Ensar Özdemir, zırhlı araçların yol açtığı ölümleri kitaplaştırdı: 'Çürüme'

SİNAN ŞAHİN

ANTEP - Türkiye'de son 15 yılda özellikle Kürt nüfusun yoğun olduğu kentlerde zırhlı araçların yol açtığı sivil ölümlerini konu alan kitap, Almanya, Fransa Büyükelçiliklerinin yanı sıra, AB Türkiye delegasyonu ile Türkiye Adalet ve İçişleri Bakanlıkları'na da gönderildi.

Özdemir'in, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Diyarbakır Barosu verilerinden yararlanarak hazırladığı ve öldürülen sivillerin yaşamlarını konu alan kitap, bir yüzleşmeye kapı aralamayı amaçlıyor.

Artı Gerçek'e konuşan gazeteci Ensar Özdemir, kitabı gazetecilik refleksi ile kaleme aldığını söyleyerek, "Zırhlı araçların yol açtığı ölümlerin sadece yaşamını yitirenlerin değil hepimizin canını yakması gerekiyor" dedi.

'HAYATINI KAYBEDEN ÇOCUKLARDAN ÇOK ETKİLENDİM'

Son 15 yılda Kürt kentlerinde meydana gelen olaylarda 21'i çocuk, 6'sı kadın ve 18'i yetişkin erkek olmak üzere 45 sivilin öldürüldüğünü, 98 kişinin de yaralandığını dile getiren Özdemir, "Bunların da 24'ü çocuktu. Evlerinde uyurken duvarı yıkarak içeri giren bir polis zırhlı aracının altında can veren Muhammet ve Furkan kardeşlerin hikayesinden haberdar olup da etkilenmemek mümkün değil. Kitabın arka kapağında adı geçen Maziye'nin okul yolunda üzerine bir zırhlı araç sürülmesi olayını nasıl izah edecek ve kendinizi nasıl anlatacaksınız? 'Kaza' diyerek olayın tüm sorumluluğunu reddederseniz. Bu topluma 'adalet', 'hukuk' gibi kavramların neye karşılık geldiğini anlatamazsınız" dedi.

'AĞIR İHLALLER KARŞISINDAKİ ÖLÜM SESSİZLİĞİ 'ÇÜRÜME'Yİ GÖSTERİYOR'

"Yaşanan olaylara verilen tepki, cezasızlık meselesi, toplumun neredeyse tamamına sirayet etmiş olan bir duyarsızlık hali topyekün bir çürümüşlüğü gösteriyor bize" diyen Özdemir, şöyle devam etti:

"Bizleri rahatsız eden, huzurumuzu kaçıran ve öfkelendiren olayların yalnızca hayatını kaybeden sivillerin yakınlarının değil hepimizin canını yakması gerekir. Yaya trafiğinin yoğun olduğu, hatta araç trafiğine kapalı olan alanlarda bile sivillerin ölümüne yol açan araçların kullanımındaki keyfilik de göz önündedir. Olaylarda yaşamını yitirenler bazen sokağında oynayan, okulundan evine dönen, evden okuluna giden, hatta evinde uyuyan çocuklar oldu. Bazen de araçların girişine yasak olan alanda yürüyen bir yaşlı kadın olarak çıktı karşımıza. Bu ağır ihlaller karşısında yaşanan ölüm sessizliği de parça parça nasıl bir çürümenin içerisinde olduğumuzu bize gösteriyordu."

'BU KİTABI GAZETECİLİK REFLEKSİ İLE HAZIRLADIM'

Özdemir, sivil ölümlerinin yanı sıra gazeteciliğin giderek baskı altına alınmasının da kendisini 'Çürüme'yi yazmaya ittiğini dile getirerek, "Beni kitabı hazırlamaya iten şey tamamen gazetecilik refleksidir. Son yıllarda artan baskılar ve birbiri ardına kapatılan mecralar gazetecilik yapmaya çalışan tüm meslektaşlarımızın karşılaştığı en büyük engellerdi. Ama habercilik yapmamızın önünde engeller olsa da bu engelleri belirli ölçüde aşabilmek de bizim elimizde. Bu motivasyondu tam olarak bana kitabı yazdıran" diye konuştu

'BİR YÜZLEŞMEYE KAPI ARALAMAYI AMAÇLADIM'

Savaş araçlarının sivil yerleşim yerlerinde kullanılmasına son verilmesi gerektiğini de vurgulayan Özdemir, şöyle konuştu:

"Yaklaşık bir yıldır İHD ve Diyarbakır Barosunun verilerinden yararlanılarak hazılanan kitap Avrupa Birliği Sivil Düşün Programının desteğiyle basıldı. Kitap, geniş bir rapor özelliğiyle hem bir hafıza çalışması niteliğinde olup hem de bir yüzleşmeye kapı aralamak istiyor. Kentlerimizde, köylerimizde, sokağımızda, yanı başımızda yaşam hakları ellerinden alınan sivillere en azından bir ses çıkarma borcumuzun bulunduğunu düşünüyoruz. Bu açıdan içerisinde yaşamını yitiren siviller anısına üretilmiş birer eserin de yer aldığı kitap, olaylarda doğrudan ya da dolaylı sorumluluğu bulunan kişi ve kurumlara gönderilecek."