'956 kadın ve bin 716 çocuk şiddet gördü'

'956 kadın ve bin 716 çocuk şiddet gördü'
Kadına yönelik şiddet artıyor. Sadece Diyarbakır’da 4 ay içerisinde 954 kadın şiddet gördü.

Remzi BUDANCİR


ARTI GERÇEK - Kadına yönelik şiddet artarak devam ediyor. Diyarbakır’da son iki ay içinde Müzeyyen Boylu, Merve Ünal ve Aygül Günler erkekler tarafından katledildi. Kadına yönelik şiddete karşı mücadele eden Şiddetle Mücadele Ağı, Rosa Kadın Derneği'nde basın toplantısı düzenledi.

KADINLARDAN ŞİDDETE KARŞI EYLEM

Kadına yönelik yaşanan şiddetin artarak devam ettiğini belirten Gurbet Yavuz, kadın cinayetlerinin politik olduğunu söyledi. Şiddet üreten sistemin kadını koruyamadığını ifade eden Yavuz, "Son yıllarda tüm dünyada ve Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri ürkütücü biçimde artmaktadır. Coğrafyamızda, bu genel durumun yanı sıra, devletin özel savaş politikalarının da etkisiyle şiddet topluma sirayet etmiş; kadın ve çocuğa yönelen şiddet evlere, okullara, iş yerlerine kadar yayılmıştır. Diyarbakır’da şiddet ve kadın cinayetlerinin gittikçe artmasından dolayı 8 Mart haftasında Şiddetle Mücadele Ağını deklare ederek tüm kadın kurumlarıyla ve STK’lerle birlikte ortak mücadele edeceğimizi basına ve kamuoyuna duyurmuştuk. Bu ağı kurarken en büyük amacımız ortak bir veri tabanı oluşturarak şehrin şiddet haritasını çıkarmaktı. Bugün sizlerle paylaşacağımız veriler bu çalışmanın bir sonucudur" dedi.

4 AYLIK RAPOR AÇIKLANDI

Açıklamanın ardından Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı tarafından kadına yönelik gerçekleştirilen şiddete ilişkin rapor açıklandı. Mart-Nisan-Mayıs ve Haziran aylarını kapsayan raporda Diyarbakır’da kadına yönelik gerçekleşen şiddete ilişkin veriler yer aldı. Raporu, Rosa Kadın Derneği üyesi Ruken Özgüneş  açıkladı. Şiddete maruz kalmış kadın ve çocukların başvuru sayıları ve maruz kalınan şiddet türleri dikkate alınarak hazırlanan raporda yer alan veriler şunlar:

954 BAŞVURU YAPILDI

- Şiddet ağı imzacı ve destekleyici kurumlara son dört ayda gelen toplam başvurucu sayısı 954 tür. Bu süreçte 3 kadın katledilmiştir. Kurumlara ulaşan kadınlar aile içinde ve aile dışında erkekler tarafından fiziksel, cinsel, ekonomik, psikolojik, sosyal ve dijital şiddete maruz kaldıklarını ifade etmişlerdir. Başvuru gerekçesi ne olursa olsun başvuruda bulunan her kadın birden fazla şiddet türüne maruz kaldığını ifade etmiştir.

418 KADIN FİZİKSEL, 160 KADIN CİNSEL ŞİDDETE MARUZ KALDI

- 954 başvurucunun 701 i farklı şiddet türleriyle beraber ‘psikolojik şiddete’ sürekli olarak maruz kaldığını beyan etmiştir. 418 kadın fiziksel şiddete maruz kaldığını beyan etmiştir. 160 kadın cinsel şiddete maruz kalmıştır. 301 kadın başvuru gerekçesi farklı olsa da sürekli olarak ekonomik şiddet gördüğünü ifade etmiştir. 129 kadın sosyal şiddete sürekli maruz kaldığını ifade etmiştir. 9 kadın dijital şiddete maruz kaldığını beyan etmiştir.  258 kadın can güvenliği riski altındadır. 6 kadın hürriyetinden mahrum bırakılmıştır. Sığınakta kalma talebiyle 106 başvuru yapılmıştır.

BİN 716 ÇOCUK ŞİDDETE MARUZ KALDI

- Diyarbakır barosu çocuk hakları merkezi verilerine göre son 4 ayda 1716 çocuk şiddete maruz kalmıştır.  Ayrıca kentimizde son dört ayda 1526 çocuk suça sürüklenmiştir.

Elimizdeki verilerin sadece şiddet ağına dâhil STK ve meslek odalarına yansıyan sonuçlar olduğunu kaygıyla belirtiyoruz. Sunduğumuz sayıların tüm Diyarbakır’da son dört ayda meydana gelmiş kadın ve çocuklara yönelik şiddet sayısının bir kısmını oluşturduğunu biliyoruz. Bu rakamlar karakolların, resmi kurumların verilerini içermemektedir.

ÇOCUKLARIN MAĞDURİYETLERİ ARTIYOR

- Mağdur çocukların, adli yargılama içerisinde örselenmemeleri adına faaliyet gösteren ÇOCUK İZLEM MERKEZLERİ VE ADLİ GÖRÜŞME ODALARI‘nın niteliksizliği çocukları bir kez daha mağdur etmektedir. Çocuklarda CEZAEVİ algısı yaratarak kendilerini ifade etmelerini olanaksızlaştırmıştır. Faaliyet gösteren bu kuruluşların MAĞDUR ÇOCUK psikoanalizine uygun olması gerekmektedir. Bu hususlarda onarım yapılmadıkça mağduriyet farklı bir mağduriyeti beraberinde getirecektir. Bu alanlar, yetişkin ruhuna değil de SAF ÇOCUK ruhuna uygun  görsel vb metaryeller kullanılarak tasarlanmalıdır. Bu konuda kurumları ve tüm uzmanları sorumluluk almaya davet ediyoruz.

ÇOCUKLARDA İNTİHAR GİRŞİMİ ORANI ARTTI

- Son olarak çocuk ve kadınların intihar girişimi sebebiyle resmi makamlara yansıyan rakamlar ise oldukça endişe vericidir. İntihar girişimlerinin en küçüğü 11 ve ağırlıkta olarak 15-16 -17 yaşta olan çocuklarda görüldüğünü ifade edebiliriz. Ayrıca kadınlarda 18 yaş üstü intihar girişimleri de 18-19 yaş aralığında ciddi bir artış göstermektedir. İntihar girişimi toplam başvuru sayılarına dâhil edilmemiştir. Sorumluluk gereği sayıyı kamuoyuyla paylaşmayı uygun bulmuyoruz. Konuya ilişkin çalışma yürüten kurumlarla bilgileri paylaşma ve ortak mücadele etme konusunda hazır olduğumuzu bildirmek isteriz. Kentimizde son aylarda intihar sebebiyle hayatını kaybeden çocukların ve kadınların olduğunu gerek şiddet ağındaki kurumlara yansıması ve gerekse de basında yer alması sebebiyle bilmekteyiz. İntihar gerekçeleri genellikle evliliğe zorlama, gelecek kaygısı ve bunlar gibi toplumsal baskılar olmakta ve kişiyi çözümsüz bırakarak ölümüne alenen sebebiyet vermektedir."

KADINLARDAN DEVLETE ÇAĞRI

Kadın ve çocuklara yönelik gelişen şiddete karşı tedbir alınması gerektiğinin vurgulandığı raporda, şu çağrıda bulunuldu:  

"Raporumuzu oranlar ve karşılaştırmalar üzerinden değil doğrudan sayılarla paylaşmamız bir tavır sonucudur. Her bir rakam bir veri değil bir kadının, bir çocuğun yaşadığı şiddeti ifade etmektedir. Kadına ve çocuğa yönelik şiddetle mücadelede sivil toplum örgütleri etkin bir şekilde mücadele ediyor olsa da bu rakamların azaltılmasındaki başat aktör devletler ve hükümetlerdir.

Devletin, ailenin ve toplumun ortaya çıkan bu sonuçlarda sorumlulukları vardır. Dolayısıyla her bir çocuğun maruz kaldığı şiddetten, geleceğe umutsuz bakmasına sebep olan gerekçeleri ortadan kaldırmamaktan kaynaklı başta devlet, aileler ve toplum sorumludur. Bu sebepten biz kadın örgütleri olarak, kadın ve çocuğa uygulanan şiddete karşı başta devlet olmak üzere aileleri, çocuklara bakmakla yükümlü tüm bireyleri, STK’ları, duyarlı tüm demokratik çevreleri acil eylem planı oluşturup birlikte mücadele etmeye davet ediyoruz."

Öne Çıkanlar