Bakanlık engelledi, sembolik genel kurul açık havada yapıldı
İçişleri Bakanlığı’nın pandemiyi gerekçe göstererek, sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının genel kurullarını ertelemesine yönelik tepkiler sürüyor.
İzmir Barosu’nun 17-18 Ekim tarihlerinde gerçekleştirmeyi planladığı genel kurulu yargıya taşınmıştı. Baroya üye avukatlar, genel kurulun yapılacağı Kültürpark 3 Nolu Hol önünde toplanarak siyasi kararlarla alınan engelleme kararını protesto etti.
Genel kurulun yapılacağı salonun etrafı dün geceden itibaren polis bariyerleriyle kapatıldı. Avukatların salona alınmaması üzerine Genel Kurulu sembolik olarak açık bahçede gerçekleştirildi. Açıklamaya, CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, eski baro başkanlarının yanı sıra çok sayıda avukat katılırken, "Savunma Susturulmaz" pankartı açıldı.
‘SEÇİM ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ’
Açıklamada konuşan Cumhuriyetçi Avukatlar Gurubu adayı Mustafa Çetin, "Genel kurul konuşmasını yapmayı çok isterdim ama yapamıyoruz. Zor günlerden geçiyoruz. Pandemi, ekonomik kriz, barolarının bölünmesi ve genel kurulun ertelenmesi… Maalesef zor günlerden geçiyoruz. Biz bu davayı açarken birçok arkadaşımız bizimle dalga geçti, ‘hukuktan ne bekliyorsunuz’ diye. Biz çözemesek bile tarihe not düşeriz dedik. Biz genel kurulumuzu her halükarda yapacağız. Süreci Pazartesi günü yeniden başlatıp Kasım ayı içerisinde seçim çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Farklı görüşlerimiz olabilir ama oncu, buncu olmadan ortak sorunlarımızda birlikte hareket etmeyi anlamış olduk" dedi.
'HUKUKUN ÇİVİSİ ÇIKMIŞ'
Baro Başkanı ve Çağdaş Avukatlar Grubu Başkan adayı Özkan Yücel ise, Türkiye’de açık havada genel kurul toplantısını gerçekleştiren ilk baro olduklarını söyledi. "Ülke hukukun çivisi çıktı" diyen Yücel, şunları söyledi:
"Genel Kurulu 'un engellemesi demokrasiye yönelik bir saldırıdır. Bugün avukatlık ile ilgili genel kurul seçimlerini tanımayanlar, yarın genel ve yerel seçim hükümlerini de tanıyamayacaklar. Baskıların alabildiğince olduğu günleri yaşıyoruz. Soma’dan Ankara’ya yürüyenlerin işçilerin tutuklandığını duyduk. Yazıklar olsun size. Uzun süredir faşizmin ayak sesleri geliyor. Seçme ve seçilmenin önüne siyasi iktidar tarafından setler konuluyor. Bu kararların verilmesi için hakimlere hakimlik mesleğini hatırlatarak, ‘biz bu kararı tanımıyoruz’ dedik. Ve bu kararı tanımayan ilk baro olduk. Asla yalnız yürümeyeceğiz. Ankara’daki o küçük tek adam dedi ki, ‘sizin illerde desteğiniz yok’. Biz de ‘sandık koyun da kimin kaybettiğini görelim’ dedik. Biz sandık diyoruz, siz sandığı kaçırıyorsunuz. Demokrasinin değerlerine dokunulmasına asla izin vermeyeceğiz."
Açıklamaların ardından genel kurulun yapılamadığına dair tutanak tutularak tanıklara imzalatıldı. (MA)