Çavuşoğlu: AB Türkiye aleyhine ilave kararlar alırsa karşılığını vermek zorunda kalacağız

Çavuşoğlu: AB Türkiye aleyhine ilave kararlar alırsa karşılığını vermek zorunda kalacağız
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ankara’da AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell Fontelles ile görüştü.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Avrupa Birliği Türkiye aleyhine ilave kararlar alırsa bunun karşılığını vermek zorunda kalacağız. Bu da çözüme katkı sunmaz" dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ankara’da AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell Fontelles ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Bakan Çavuşoğlu'nun ortak basın toplantısındaki açıklamaları şöyle:

Türkiye ve AB arasındaki ilişki, Türkiye ile AB üyeleri arasındaki ilişkiler daha çok önem kazanıyor. Sayın Borrell'in de çabalarını görüyoruz ve teşekkür ediyoruz. Elbette AB'den beklentilerimiz var. Sayın Cumhurbaşkanımızın, sayın Şansölye Merkel ile bu yönde gerçekleştirdiği telekonferanslar hakkında malümatımız var. Son derece verimli geçtiğini söyleyebiliriz. AB'nin taahhüdü olan gümrük birliğinin güncellenmesi, vize serbestisi ortak beklentimiz ve hepimizin yararınadır.Almanya dönem başkanlığını üstlendiği diye tüm meseleler çözülecek değildir. Şu anda aramızda arzu etmediğimiz sorunlar var. Ve üstesinden birlikte gelmemiz gerekir. Siyasi saiklerle değil objektif kriterler çerçevesinde Türkiye'ye yaklaşmasını arzu ediyoruz.  İlişkilerimizi rehin alan Rum kesimi ve Yunanistan var. Bu AB ve Türkiye için haksızlık. Son zamanlarda da açık söyleyeyim Fransa var. Bu siyasi konularla teknik konuları ayırt etmemiz lazım.

Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konusunda bir tıkanma görüyoruz. Bunun da sebebi biz değiliz. Türkiye bir garantör ülke olarak Kıbrıs Türk halkının haklarını korumakla mükellef. Biz hep başından beri diyoruz ki Türkiye olarak ve Kıbrıs Türkleri olarak, KKTC olarak paylaşmaya varız, diyalog başlatmaya hazırız.

Yeter ki burada hakkaniyet ölçüsünde paylaşmayı bilelim, öğrenelim. Başka da bir derdimiz yok. Bu konularda neler yapabileceğimizi sayın Borrell ile konuştuk. Baştan dürüst açık konuşalım ki, birbirimizi aldatmış olmayalım. Sorunları da o zaman daha iyi çözebiliriz. Bizim aramızda bir göç mutabakatı var. 2016'dan bu yana hangi taraf yükümlülüğünü yerine getirmiş ya da getirememiş... Objektif bakan herkes bunu çok rahatlıkla söyler. Bugün farklı dinamiklerle karşı karşıyayız. Yarın pandeminin etkisiyle çok farklı sınamalarla karşı karşıya kalacağız. Özellikle kaçak göçmen bakımından.

'TÜRKİYE EPEYDİR ZİRVELERE DAVET EDİLMİYOR'

Yüz milyonlarca insan açlık sebebiyle ülkelerini terk etmek zorunda kalacak. Bunu uluslararası kuruluşlar da BM de söylüyor. Bundan hepimiz etkileneceğiz. Pandemi gelir geçer ama sorun biraz daha devam edecek önümüzdeki süreçte. Ortak hareket etmemiz lazım. Her şeyi Türkiye'den beklemek ve AB'ye gelince yükümlülüğü yerine getirmemek sorunu çözmez, daha da derinleşir. Dolayısıyla Türkiye'ye verilen taahhütlerin de yerine gelmesi lazım. Gümrük birliği anlaşmasının modernizasyonu önemli. AB pek hoşlanmıyor ama vize serbestisi AB'nin bir sözüdür. Hoşunuza gitse de gitmese de bu sözünüzü yerine getirmek zorundasınız. 67'sini yerine getirmişiz. Bunu yapmayan ülkelere esneklik gösteriliyor, Türkiye'ye gelince daha fazla şart doğru değil. AB'nin sözünü yerine getirmemiz gerekiyor. Biz olumlu adımlar görmek istiyoruz. Türkiye epeydir zirvelere davet edilmiyor.

Aldığı kararları da tersine çevirmesi lazım AB'nin. Önümüzdeki günlerde komisyon toplantısında, Türkiye'nin yine malum ülkeler yüzünden Fransa dahil, yine gündemde olacağını görüyoruz. Biz gereken iyi niyeti gösteriyoruz. Ama AB Türkiye'ye yönelik kararlar alırsa, bunun karşılığını vermek zorunda kalacağız.

AB'den beklentimiz sorunun tarafı olmak yerine çözümün tarafı olmasıdır. Gerek Akdeniz, gerekse Kıbrıs konularında üyelik dayanışması anlayışı yerine dürüst bir ara bulucu olarak yaklaşırsa AB, sorunların çözümüne katkı sağlayabilir. Bu beklentimizi de Borrell'e samimi bir şekilde söyledik.

'FRANSA DARBECİ HAFTER'İ TUTUYOR'

Uluslararası konularda geldiğimiz zaman bugün Libya konusunda bazı AB üyesi ülkeler, Hafter'i tutuyor. meşru olmayan darbeci bir kişinin; Fransa çok açık net. Silah yardımı yapıyor, desteği veriyor. Şimdi sahada kaybedince agresifleşerek bunun acısını da Türkiye'den çıkartmaya çalışıyor. En son Doğu Akdeniz'de taciz iddiasında bulundu. Bunun doğru olmadığını biz ispatladık. NATO ve AB bunu söyleyemez ama biz çok açık söylüyoruz. Fransa burada dürüst davranmadı. Fransa'nın açık ve net şekilde Türkiye'den özür dilemesi gerekiyor. AB ve NATO'dan da özür dilemesi lazım onları da yanılttığı için.

TÜRKİYE'YE CORONAVIRUS YASAĞI

AB'nin bir güvenli ülkeler listesi var. AB, objektif kriterler çerçevesinde bir karar alsaydı buna büyük bir saygı duyardık. Ama AB, bu kriterlere hiç uymayan bazı üye ülkelerin bastırmasıyla Afrika ve ötesinde bazı hiç şeffaf bilgiler gelmeyen ve Corona bakımından durumu çok vahim ülkeleri güvenli listeye alıp Türkiye'yi almadıkları zaman adil davranmadıklarını söylemek bizim hakkımız. Almanya'da buranın öncülüğünde en azından aşamalı bir adım atacağınızı düşünüyoruz. Bu konuda da AB'nin hakkaniyetli düşünmesini istiyoruz. Sonuç olarak biz bütün bu konuları samimi bir şekilde görüştük. Çabalarını takdirle karşılıyoruz. Bu nedenle Kıbrıs'a gitti, Yunanistan'a gitti, bize geldi. Türkiye olarak yapıcı yaklaşıma devam edeceğiz. Çalışmalarını kolaylaştırmak için de gerekli desteği vereceğiz.

Öne Çıkanlar