CFWIJ: Kadın gazetecilere en çok şiddet vakası kaydedilen ülke Türkiye
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle Gazetecilikte Kadın Koalisyonu (CFWIJ), 2021 yılında kadın gazetecilerin maruz bırakıldığı hak ihlallerine ilişkin hazırladıkları raporu yazılı açıklama ile kamuoyuyla paylaştı. "2021 yılında Basın Özgürlüğü Günü gerçeği açığa çıkardıkları için yargılanan kadın gazeteciler için ne anlam ifade ediyor?" başlıklı açıklamada, 2021 yılının ilk çeyreğinin kadın gazetecilerin oldukça zorlandığı, haklarının ihlal edildiği belirtilerek, güvenliklerinin yok sayıldığı bir dönem olarak başladığı kaydedildi.
CFWIJ açıklamasında Türkiye'ye de bir bölüm verdi. Açıklamada, Türkiye'nin kadın gaztecilere yönelik şiddetin en fazla yaşandığı ülke olması dikkat çekti.
‘KADIN GAZETECİLERE YÖNELİK 348 VAKA KAYDEDİLDİ’
2021 yılının ilk çeyreğinde kadın gazetecilere yönelik 348 vakanın kaydedildiği ifade edilen açıklamada şunlar belirtildi: "Söz konusu döneme ait en çok vaka, yazdıkları haber veya sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek hakim karşısına çıkan 74 kadın gazeteciye ait oldu. Geçen yıl pandemi nedeniyle işlerin giderek daha kötüleştiği bir dönemden geçen kadın gazeteciler için 2021 yılı da zorlu başladı. Gazeteciler için hiçbir zaman iç açıcı olmayan basın özgürlüğü kavramı, özellikle kadın gazeteciler için giderek içi boşaltılan bir kavram haline getirildi. Dünyanın dört bir yanından kadın gazetecilere yönelik tehdit, taciz ve şiddet vakalarını belgelemeye devam eden ve ilgili tüm gazetecilerin yanında olmaya çalışan bir kurum olarak 2021 yılında aylık olarak yayınladığımız raporlar da bu tezimizi kanıtlar nitelikte. Ocak ayında yayınladığımız raporda kadın gazetecilere yönelik en az 60 fiziksel saldırı, yasal yolla taciz, gözaltı, tutuklama ve çevrimiçi saldırıları ayrıntılı olarak açıklarken bu sayının Şubat ayında ise bu sayının 97'ye yükseldiğini gördük. Mart ayında ise 111 vaka ile sene başından itibaren neredeyse iki katına çıkarak, kadın gazetecilerin karşı karşıya kaldığı şiddetin giderek daha endişe verici ve ciddi bir tehlike oluşturduğunu gözlemledik."
'KADIN GAZETECİLERE EN ÇOK ŞİDDET VAKASI KAYDEDİLEN ÜLKE TÜRKİYE’
Açıklamanın devamında çeşitli ülkelerdeki kadın gazetecilere yönelik şu bilgiler yer aldı:
"Afganistan, kadın gazetecilerin hayati olarak en çok risk altında bulunduğu ülkeler arasında ilk sırada geliyor. 2021’in başından beri ülkede 3 kadın gazeteci katledildi. Afganistan'ın Celalabad kentinde, Enikass TV çalışanı Mursal Wahidi, Sadia Sadat ve Shahnaz Roafi, silahla vurularak öldürüldü. Saldırıyı IŞİD üstlendi. Koalisyon olarak yakından takip ettiğimiz ve en çok şiddet vakası kaydettiğimiz ülke Türkiye oldu. Toplamda 114 kadın gazeteciye dair yargı yoluyla taciz, saldırı ve tehdit vakası kaydettik. 2021’in başından bu yana 50 kadın gazeteci sosyal medya paylaşımları ya da yazdıkları haberler nedeniyle hakim karşısına çıktı. Haklarında en çok tazminat ve ceza davaları görüldü. 3 kadın gazeteci hapis cezasına çarptırıldı.
"Oda TV Haber Müdürü Müyesser Yıldız, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde hapis cezasına çarptırılan kadın gazeteciler arasında yer aldı. 155 gün tutukluluk süresinin ardından yargılandığı davanın ilk duruşmasında tahliye olan gazeteci, ‘yasak ve gizli bilgileri açıklamak’ ve ‘yasak ve gizli bilgileri temin etmek’ suçlamalarından toplamda 3 yıl 7 ay 10 gün hapis cezası aldı. Mahkeme cezanın bir yıl bir ay on günlük kısmını erteledi. Van’daki helikopter haberi nedeniyle tutuklanan gazeteciler Şehriban Abi ve Nazan Sala ise haklarında tamamlanan iddianamenin ardından hakim karşısına çıktı. Yaklaşık altı ay cezaevinde kalan gazeteciler görülen ilk duruşmada tahliye edildi. Türkiye’de sahada haber takibi yapan kadın gazeteciler de bu yılın başından beri giderek artan bir baskı ve polis şiddetiyle karşı karşıya kaldı. Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan rektör Prof. Dr. Melih Bulu, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda pandemi gerekçe gösterilerek planlanan etkinliklere getirilen kısıtlamalar, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi gibi ülkedeki kritik gelişmelerle birlikte oluşan kitlesel hareketleri de beraberinde getirdi. Söz konusu gelişmeleri takip eden 14 kadın gazeteci polis şiddetine maruz kalarak gözaltına alındı.
45 KADIN GÖZALTINA ALINDI, 7 KADIN GAZETECİ ÖLDÜRÜLDÜ
"2021’in başından beri 7 kadın gazeteci katledildi. Dünya çapında 45 kadın haber takibi yaparken gözaltına alındı. Meslektaşlarımızın 38’i çevrimiçi karalama kampanyalarında hedef gösterilirken, 37’si sahada haber yaparken saldırıya uğradı. 34 kadın gazeteci pandemi koşulları gözetmeksizin işlerinden kovuldu. 25’i iş yerinde mobbinge maruz kaldı. Sene başından beri en az 20 kadın gazeteci tehdit edilerek sindirilmeye çalışıldı. 17 kadın gazeteci cinsel tacize maruz kaldı. 16’sı ise fiziksel şiddete uğradı. Dokuz kadın gazeteci hakkında hapis cezası verildi. Sekizi sözlü tacize uğrarken, üçü ırkçı söylemlere hedef gösterildi. Dört kadın gazeteci devlet baskısıyla karşı karşıya kaldı. İki kadın gazeteci cinsiyetçi söylemlerin odağındayken, bir kadın gazeteci kaçırıldı. Bir kadın gazetecinin ise uğradığı suikasta yönelik davasında halen faili yakalanamadı.‘
"2021 yılı, Amerika Birleşik Devletleri’nde mesleğini icra eden kadın gazeteciler için zorlu başladı. 2020 yılı Kasım ayında yapılan başkanlık seçim sonuçlarının ardından sonucu kabul etmeyen eski ABD Başkanı Donald Trump’ın destekçileri Kongre'nin bulunduğu Capitol binasını rehin aldı. Binaya girmeyi başaran Trump destekçileri ile polis arasında çıkan çatışmada birçok kadın gazetecinin ekipmanı zarar gördü. Washington’da ilan edilen olağanüstü halle birlikte gelen sokağa çıkma yasağı sırasında kadın gazeteciler fiziki şiddete maruz kaldı. Gözaltına alındı. CFWIJ, süreç sırasında en az 10 kadın gazeteciye dair vaka kaydetti. Trump rüzgarının ardından, Huffington Post’un Buzzfeed tarafından satın alınmasından sadece bir ay sonra 47 çalışanını işten çıkardı. 47 çalışanının 31’ini başarılı kadın gazeteciler oluşturuyordu. Asya kökenli Amerikalı gazetecilere karşı pandemi sürecinden beri artan ırkçı nefret söylemleri ise artarak devam etti. Pandemi döneminde Trump’ın ırkçı söylemlerine maruz kalan kadın gazeteciler, sözlü tacizler, çevrimiçi karalama kampanyaları ve işyerinde ayrımcılığa maruz kaldı.
"Myanmar’da 1 Şubat’ta askerin yönetime el koymasıyla gerçekleşen darbenin ardından birçok gazeteci işini bırakmak zorunda kaldı. Koalisyon olarak oluşturduğumuz özel dosyada en az 7 kadın gazetecinin gözaltına alındığını, 2 kadın gazetecinin ise devlet tarafından yapılan baskısıyla işlerini bırakmak zorunda kaldığını kaydettik. 3 kadın gazeteci bize verdikleri röportajda güvenlik durumlarını, gazetecilerin maruz kaldığı baskıları aktardı. 2021 yılı, Belarus için de zorlu başladı. 2020 yılının Ağustos ayında düzenlenen şaibeli seçimle tekrar Cumhurbaşkanı olan Aleksandr Lukaşenko’nun ardından ülkede sular durulmadı. Seçimlere tepki gösteren kitlesel hareketleri takip eden kadın gazetecilerin evleri basıldı, gözaltına alındı. Sene başından beri 6 kadın gazeteci gözaltına alındı, 2’si tutuklandı, 3’ü hakkında ise dava açıldı. 15 Kasım 2020’den beri parmaklıklar ardında tutulan gazeteciler Katsyaryna Andreyeva ve Darya Chultsova hakkında ‘kamu düzenini büyük ölçüde ihlal eden eylemlerin düzenlenmesi ve hazırlanması’ suçlamasıyla 2 yıl hapis cezası verildi.
"Kadınların araba kullanma hakkı için kampanya yürütmesiyle tanınan ve 5 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılan Suudi kadın aktivist Loujain Al-Hathloul, 11 Şubat’ta serbest bırakıldı. Al-Hathloul, neredeyse üç yıla yakın tutuklu kaldı. Tutukluluk sürecinde insanlık dışı muameleye maruz kalan insan hakları savunucusu, tutukluluk koşullarının düzelmesi amacıyla açlık grevine girmişti. İnsan hakları ve kayıt dışı göç konusunda yaptığı haberler nedeniyle ‘yasadışı örgüt üyesi olmak’ ve ‘yalan haber yapmak’ suçlamalarıyla neredeyse 2 yıldır eşiyle birlikte keyfi tutuklanan Mısırlı gazeteci Solafa Magdy, 14 Nisan’da serbest bırakıldı.
"Gazetecilikte Kadın Koalisyonu olarak 2021’in ilk çeyreğinde Türkiye, ABD, Myanmar ve Belarus’un yanı sıra Rusya, Hindistan, Pakistan, Meksika ve İran kadın gazetecilere yönelik taciz, şiddet ve hak ihlallerinin uygulandığı diğer ülkeler arasında yer alıyor. Bu Basın Özgürlüğü Günü’nde de diğerlerinde olduğu gibi ifade özgürlüğümüzün korunduğu, meslektaşlarımızın güvenlik koşulları göz önünde tutularak gazetecilik yapabilecekleri bir dünyanın kurulması için dünya liderlerine çağrıda bulunuyoruz. Gazeteciler, güvenli ortamlarda özgürce mesleklerini yapabilmelidir."