DAD Eş Genel Başkanı: Yasal güvence olmadan Aleviler için kararın önemi yok
Eskişehir’de Hasan El isimli yurttaş ilköğretim 4’üncü sınıf öğrencisi olan çocuğuna zorunlu din dersi verilmesine karşı 2014 yılında Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuruda bulundu. AYM, 8 Nisan’da El’in yaptığı başvuruyu karara bağladı. AYM kararında, "Anayasa’nın 24. Maddesinin 4’üncü fıkrasında güvence altına alınan ebeveynlerin eğitim ve öğretimin kendi dinî ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama hakkının ihlal edildiği" yönünde ihlal kararı verdi. AYM’nin verdiği ihlal kararını değerlendiren Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Musa Kulu, "AKP-MHP rejimi tarafından siyasi sıkışmışlığını atlatabilmek için AYM böyle bir kararı yaptırdı. Ama bunun hiç kimseye faydası olmaz. Bu ülkenin dörde biri Alevilik inancını taşıyor. Alevilerin hakları yasal güvenceye alınmazsa böyle kararlar bir anlam ifade etmez" ifadesini kullandı.
‘ETNİK KİMLİK OLARAK KÜRTLER, İNANÇ KİMLİĞİ OLARAK ALEVİLER HALEN ASİMİLASYON İÇERİSİNDE’
Alevilik inancının halen Türkiye’de resmi olarak tanınmamasına karşın AYM’nin verdiği ihlal kararını değerlendiren Kulu Mezopotamya Ajansı’na konuştu. Türkiye’de 1924 Anayasası ile birlikte var olan etnik ve inanç kimliklerinin yok sayıldığını, sadece Türk ve Hanefi kimliğinin kabul görüldüğüne dikkat çeken Kulu, 21’inci yüzyıl Türkiye’sinin halen "ceberut sistem" ile yönetildiğini ifade etti. 1982 Anayasası’nda hiç kimsenin kendi inancından dolayı zorlanamayacağı yönünde bir ifade yer aldığını ancak Türkiye’de halen farklılıkların yok sayıldığını kaydeden Kulu, "Etnik kimlik olarak Kürtler, inanç kimliği olarak Aleviler halen asimilasyon içerisinde" diye belirtti.
‘HİÇBİR İKTİDAR VEYA SİSTEM KENDİLİĞİNDEN HAKLARINI VERMEZ SANA’
Yok sayılma, ötekileştirme ve asimilasyona karşı farklıların kendi varoluşu, hak ve talepleri için çabalaması gerektiğini belirten Kulu, "Hiçbir iktidar veya sistem kendiliğinden haklarını vermez sana. Bunun için çaba gerekiyor. Yoksa hiçbir zaman haklarımız altın tepside bize sunulmayacak" dedi.
‘AKP-MHP REJİMİ TARAFINDAN SİYASİ SIKIŞMIŞLIĞI ATLATABİLMEK İÇİN VERİLMİŞ KARAR’
AYM’nin zorunu din dersine yönelik verdiği ihlal kararına ilişkin ise Kulu, şunları söyledi: "Ne oldu da bir hafta önce AYM bir hak ihlali kararı verdi. Alevilere yönelik Çorum, Sivas, Gazi Katliamları yaşanırken, halen Alevileri kapıları işaretlenirken, AYM bunlara yönelik vicdani bir karar vermemiş. Bu katliamları yapanlar halen ellerini kollarını sallayarak geziyor. Tüm bunlara karşı mahkemenin zorunlu din derslerine yönelik ihlal kararı vermesi, AKP-MHP rejimi tarafından siyasi sıkışmışlığını atlatabilmek için AYM böyle bir kararı yaptırdı. Ama bunun hiç kimseye faydası olmaz. Bu ülkenin dörde biri Alevilik inancını taşıyor. Alevilerin hakları yasal güvenceye alınmazsa böyle kararlar bir anlam ifade etmez. Alevi ve kurumları olarak eşit yurttaşlık temelinde güvenceye alınmış, kimse tarafından tarif edilmeyen ve kabul gören bir inancın insanı olmak istiyoruz" şeklinde konuştu.
‘KATLİAMLARA YÖNELİKTE BİR KARAR VERMEMİŞ’
Kulu, mahkemenin kararına dair sözlerini şöyle sürdürdü: "AYM bir karar vermiş ama Alevilere, Kürtlere yönelik yapılan katliamlara yönelikte bir karar vermemiş. Bunu bir hak ihlali olarak görmüyor mu? Eğer bir Alevi çocuğun zorunlu din dersi görmesi hak ihlali ise, kendi kimliği, dili ile yaşamak isteyen Kürdün inkarı, daha büyük bir hak ihlalidir. Doğrudur zorunlu din dersi hak ihlali ama çocukların kendi anadilleri ile eğitim alamaması, asimilasyona uğraması ve yok sayılması da bir hak ihlali ve anayasa mahkemesi bununla da ilgili bir karar vermeli. Kürt çocuklarına zorla kendi dilleri dışında zorunlu eğitim görmesinden daha büyük bir hak ihlali mi olur?"
‘ALEVİLİĞİN İNKAR EDİLMESİ VE ASİMİLASYONA TABİ TUTULMASI SUÇTUR’
Son olarak geçtiğimiz hafta Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu’nun (AABF) başvuruları ve talepleri sonucu Avusturya hükümetinin Aleviliğinin bağımsız tek başına bir inanç olarak kabul etmesine değinen Kulu, "Orada 50 ile 100 bin dolayında Alevi yaşıyor ve talepleri doğrultusunda hükümet böyle bir karar vermiş. Tabi biz Avusturya’da değil burada yaşıyoruz. Aleviliğin diğer semavi dinlerle bir ilgilisi yoktur, kendisine has bir inançtır. Aleviliğin inkar edilmesi ve asimilasyona tabi tutulması suçtur. Bu sorun çözülmedikçe sorun katmerleşerek devam edecektir" şeklinde konuştu.