DiEM25 Ağdaşları Bolu’da: Türkiye ‘Yeni normal’ politik ikliminde çalışmalarına nasıl devam edecek?

DiEM25 Ağdaşları Bolu’da: Türkiye ‘Yeni normal’ politik ikliminde çalışmalarına nasıl devam edecek?
Yerleşik nizamın aracına dönüşerek demokrasiden uzaklaşan Avrupa Birliğini dönüştürme hedefi ile yola çıkan Avrupa Demokrasi Hareketi DiEM25 ağdaşları, 18-19 Eylül tarihlerinde toplandı.

Seda TAŞKIN 



ARTI GERÇEK- DiEM25, küresel anlamda post-kapitalizmin sürdürülemezliğinden yola çıkarak ulus-devletler ve güvenlikçi politikalarının demokrasiyi gittikçe zayıflattığını iddia ediyor. İçinden geçtiğimiz tarihsel sürecin yakıcı olduğu kadar yıkıcı sorunları daha da derinleştirdiğini; bunlara kuşatıcı bir anlatı ürettiğini ileri sürüyor. Bu anlatının yapı taşları arasında sosyal ekoloji, büyümeme ekonomisi, evrensel temel gelir, ekofeminizm, Tum-Avrupacılık, ulus-ötesilik ve alternatif küreselleşme yer alıyor. 

Avrupa'da Demokrasi Hareketi 2025 ya da kısaltması DiEM25, 2016’da Yunanistan eski maliye bakanı ekonomi profesörü Yanis Varoufakis, Hırvat filozof Srećko Horvat ile Tüm-Avrupacı bir grup Avrupalı tarafından 9 Şubat 2016'da Berlin'deki Volksbühne Tiyatrosu’nda ve Roma'da 23 Mart 2016'da düzenlenen törenlerle başlatılan politik bir hareket. Kuruluşunun hemen ardından Avrupa Birliği’nin 27 ülkesinde de örgütlenen DiEM25, AB üyesi olmayan Birleşik Krallık, Eski Yugoslavya ülkeleri, Norveç, İsviçre ve Türkiye gibi Avrupa ülkeleri yanında Amerika Birleşik Devletleri ile dünyadaki onlarca ülkede 60.000 üyeye, ağdaşa ulaştı.

DiEM kısaltması, Latince "carpe diem"e atıfta bulunur. 25 ise 2025’e. Varlık nedeni AB’nin gittikçe temel ilke ve değerlerinden uzaklaşması olan DiEM25’in "ilerici ajandası"nda sekiz temel madde yer almakta; bunlar: Saydamlık; sınırları ilga eden ulus-ötesilik; fosil yakıtlarla, işgalci savaş politikalarının da sonucu olan edilen göç ve mülteci sorunu; Yeşil Yeni Mutabakat; evrensel temel geliri de içeren türcü olmayan sürdürülebilir ekonomi; Post-kapitalist ekonomiye ekolojik geçiş; Tüm-Avrupacılığı referans alan yeni bir Avrupa Anayasası; teknolojiyi ve yenilikleri ile post-kapitalizmin ürettiği tekno-feodalizm; sınırları aşan bu kuşatıcı anlatının zamkı olan bir kültür vizyonu. 


DiEM25 Hareketi, Şubat 2019’dan bu yana Türkiyeli ağdaşlarının çabasıyla örgütlenme çalışmalarını sürdürmekte. İstanbul, İzmir, Ankara’da yerel kolektifler yanında bir de Cinsiyet Kolektifi olan Türkiye Kolektifi, pandemiyle aksayan çalışmalarını canlandırmak, "yeni normal"de ve özellikle Türkiye’nin politik ikliminde çalışmalarına nasıl devam edeceğini tartışmak üzere Bolu’da bir araya geldi.  

DiEM25 Bolu Buluşması, pek çoğu birbirini çevrimiçi ortamda tanıyan ağdaşların ilk kez fiziki ortamda bir araya gelmelerini sağladı. Covid19 pandemisi ya da Post-pandemide politik çalışmaların nasıl sürdürülebileceği yanında iki buçuk yılı aşan Türkiye deneyiminin kritiği yapılan toplantıda DiEM25’in ilerici ajandasında yer alan iklim krizi, göç ve göçmen krizi, derin yoksulluk ve demokrasinin tahribatı gibi konular yerel ve ulus ötesi perspektifle ele alındı.

Gelecek dönem için DiEM25 Türkiye’nin kurumsallaşması, kolektifin yatayda genişleyip Türkiye'nin yakıcılaşan sorunlarına DiEM25’in onlarca ülkedeki ağından süzdüğü deneyimleri Türkiye’ye taşıyarak Türkiye’nin politik ve entelektüel ekosistemine katkıda bulunmanın yöntem ve araçları ele alındı. 

Onlarca DiEM25 ağdaşının da bütün gün süren tartışmaları canlı takip ettiği hibrit gerçekleşen buluşmaya çevrimiçi ortam üzerinden DiEM25 koordinasyon kolektifi üyesi Beral Madra, Almanya’dan Johannes Fehr ve Deniz Özkan, Türkiye’den Anıl Aba, Uygar Özesmi, Kıbrıs’tan CTP Milletvekili Asım Akansoy katkıda bulundu.

 

Öne Çıkanlar