Emekliler kazanılmış haklarını yitiriyor: 'Zorunlu ihtiyaçları karşılayamaz olduk'

Emekliler kazanılmış haklarını yitiriyor: 'Zorunlu ihtiyaçları karşılayamaz olduk'
Emekli Dayanışması Sendikası Genel Başkanı Mahinur Şahbaz, "Dün ödediğimiz primlerin, bugün ödediğimiz vergilerin karşılığını istiyoruz" diyor.

Esra ÇİFTÇİ


+GERÇEK- Türkiye'de enflasyonla birlikte çalışanların hak mücadelesi yükselirken, emekliler de yoksullaşma karşısında korumasız kaldı. +Gerçek’e konuşan Emekli Dayanışma Sendikası (EDS) Genel Başkanı Mahinur Şahbaz, emekli aylığı artışlarının 11 yıldır enflasyon oranına bağlanmasının, milli gelirden ve ülkenin büyüme hızından pay verilmemesinin emeklileri yoksullaştırdığını anlattı. 

"Bizler dünün çalışanı bugünün emeklileri olarak ülkenin dört bir yanında çeşitli alan ve sektörlerde devletin belirlediği koşullarda çalıştık ve emekli olduk. Çalışırken hukuki statüsünü devletin belirlediği emeklilik koşullarını yerine getirdik" diyen Şahbaz, ödedikleri primlerin karşılığı olarak geçinebilecekleri kadar aylık, ihtiyaçları kadar erişebilir-güvenli-ücretsiz sağlık hizmeti hakkı kazandıklarını hatırlatıyor.

'TEŞHİSTEN TEDAVİYE HER KALEMDE ÖDEME YAPMAK ZORUNDA KALIYORUZ'

Emeklilerin zamanla kazanılmış birçok haklarını kaybettiğini söyleyen Şahbaz’a bu kayıpların neler olduğunu sorduğumuzda şöyle yanıtlıyor:  

"Geçtiğimiz 20 yıl içinde ve daha öncesine dayalı olarak ülkenin ekonomik-sosyal yapısında yapılan değişim-dönüşüm yeniden yapılandırma, özeleştirmeler sonucu kazanılmış haklarımızı kaybettik. İhtiyacımız olan sağlık hizmeti için 14 kalemde ödeme yapıyoruz."Şahbaz, emeklilerin yaşlıların çok ciddi sağlık ve bakım hizmeti sorunu yaşadıklarını, bu hizmetlerin ekonomik sosyal statüsü yüksek olan yaşlılara göre düzenlendiğini söylüyor.

Açlık sınırının altında aylık alan emeklilerin bu hizmetlere erişemediğini söyleyen Şahbaz, "Telefonla hastaneden randevu alırken ödeme başlıyor. Hastalığın teşhisinden tedavisine kadar her kalemde ödeme yapmak zorunda kalıyoruz" diyor.

'BİZLER DİJİTAL GÖÇMENLERİZ'

Doktora gitmeye korktuklarını söyleyen Şahbaz, "Dün kuyrukta bekliyorduk bugün dijital randevu sırası bekliyoruz. Emekliler-yaşlılar, bizler dijital göçmenleriz" diyor.

Şahbaz, yaşlıların dijital aletleri kullanamadıkları için internetten randevu almada, işlem yapmada, doktora ulaşmakta zorlandıklarını anlatıyor. Emeklilere, yaşlılara yönelik sağlık hizmetlerinin geliştirilmediğini, ekonomik, sosyal statülerinin dikkate alınmadığını ifade eden Şahbaz, yaşlıların gelişen, değişen dünyaya ve kent yaşamına uyum sağlamaları için teknolojik yeniliklerin tanıtılmadığını, dijital aletleri kullanmayı öğrenmeleri için olanak sunulmadığını vurguluyor.

'100 KİŞİDEN 10'U 65 YAŞ ÜSTÜ'

Şahbaz, "Oysa yaşama dair ihtiyaç duyulan her konuda yerel yönetimler yardımcı olacak, sorunları çözecek. Yasalar, böyle söylüyor ama bu konuda yapılan çalışmalar özel veya çok az sayıdadır" diyor ve ekliyor: "Bugün nüfusun 100 kişiden 10'u 65 yaş üstü vatandaşlar. Zorunlu yaşamsal ihtiyaçlara ilişkin sorunların tespit edilmesi ve çözülmesi yerel, genel tüm yöneticilerin işlerini de kolaylaştıracak toplumsal yaşamı da rahatlatacaktır. Sadece seçimden seçime seçmen olarak saymak bu insanlara saygısızlık ve emeklerini inkardır."

'AYLIK VE İKRAMİYE HESABINDA BENZERİ OLMAYAN EŞİTSİZLİK'

Emeklilerin sürekli azaltılan, alım gücü düşürülen emekli aylığıyla zorunlu ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz olduklarını söyleyen Şahbaz, "aynı prim-gün çalışmış işçilerin emekli aylık ve ikramiye hesabını 2000 yılı öncesi, 2000 yılı sonrası ve 2008 yılı sonrası diye ayırarak dünyada benzeri olmayan eşitsizliğe imza attılar" diye anlatıyor.

Şahbaz adını 'intibak' koydukları bu haksız hukuksuz uygulamanın emekliler arasında eşitsizliğe, ayrımcılığa neden olduğunu, kazandıkları emeklilik haklarını, hukuk geriye doğru işletildiği için kullanamaz olduklarını, yaşa takıldıklarını belirtiyor. Şahbaz, dul ve yetim aylığı bağlama oranını düşürdüklerini, tercihli hale getirip emekli hakkı sahibi olmayı engellediklerini söylüyor. 

'OECD ÜLKELERİNDE DOLAYLI VERGİ YÜZDE 35, TÜRKİYE'DE 65'

Şahbaz, kadınların yaşlılıkta daha güvencesiz olmalarının önünü açtıklarını, dayanışmayı, devlete güveni besleyen kuşaklararası dayanışmayı yok ettiklerini söylüyor. Şahbaz sözlerine şöyle devam ediyor; 

"İçtiğimiz her yudumda, bastığımız her düğmede dolaylı vergi ödüyoruz. Aylığın yüzde 42’si vergiye gidiyor. KDV-ÖTV yüzde 52, diğer vergiler yüzde 48’dir. OECD ülkelerinde dolaylı vergi oranı yüzde 35 iken Türkiye’de yüzde 65’tir. Emeklilerin yaşlıların iş gücüne katılma oranı yüzde 12’dir. AB ülkelerinde ise yüzde 4’tür. Günümüzde emeklilerin-yaşlıların yüzde 53’ü çalışıyor ve yüzde 92’si kayıt dışı çalıştırılıyor ve en düşük ücret alan kesimin içinde."

'HAKLAR SOSYAL GÜVENLİK REFORMU ADI ALTINDA YOK EDİLDİ'

Altı milyona yakın hanede en az bir emekli-yaşlı birey olduğunu söyleyen Şahbaz, emeklinin yaşlının sorununun toplumun sorunu olduğunu söylüyor. Şahbaz, "Devletin toplumsal taahhütlerinden vazgeçerek emeklilerin kazanılmış haklarını "Sosyal Güvenlik Reformu" adı altında yok etmesi sonucu emekliler yoksullaşmıştır" diyor.

Bütün değer ve hizmetleri beyni ve bedeniyle çalışarak var eden emeklilerin, toplumsal yaşamın önemli bir parçası olduğunu söyleyen Şahbaz, biriktirdikleri bilgi beceri, deneyimleri gelecek kuşaklara taşıyan, geleceğin yaratılmasına hizmet eden vatandaşlar olduklarını ifade ediyor. Şahbaz, "Bu gerçeklerden hareketle bütçede yok sayılmayı açlık sınırının altında aylıkla bize dayatılan yoksulluğu, ayrımcılığı eşitsizliği hak etmiyoruz. Dün ödediğimiz primlerin, bugün ödediğimiz vergilerin karşılığını istiyoruz" diyor. 

'MÜCADELEMİZ İNSANCA ONURLU YAŞAM MÜCADELESİDİR'

"Mücadelemiz insanca onurlu yaşam mücadelesidir" diyen Şahbaz, toplumun ihtiyaçlarına uygun ve toplumun bütününü kapsayacak sosyal devlet olmanın ön koşulu olan yaşlılığın güvencesi olacak bir emeklilik sistemi talep ediyor. Şahbaz son sözlerini şöyle bitiriyor: 

"Bizleri görmezden gelen, sorunlarımızı çözmeyen, erteleyen siyasilere sesimizi duyurmak, sorumluluklarını, görevlerini hatırlatmak ve taleplerimizi toplu sözleşme masasında görüşmek için: Ulusal ve uluslararası yasalarda var olan iç hukukta uygulamaları ve yargı kararları bulunan sendika hakkımızı beraber kullanarak mücadelemizi birlikte yürütmeye davet ediyoruz!"

Öne Çıkanlar