Erdoğan: Dinlerler ya da dinlemezler, yüksek faizle bir yere varamayız

Erdoğan: Dinlerler ya da dinlemezler, yüksek faizle bir yere varamayız
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe Ofisi'nde yaptığı konuşmada Türk lirasının değer kazandığını söyledi.

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk lirasının değer kazandığını belirterek, "Bana yatırım, istihdam, üretim, ihracat lazım. Bu 4 başlık yoksa hiçbir şey. Şu anda dünyaya bakalım. ABD'de faiz oranı ne? Japonya'da ne? Avrupa'da eksi, İsrail'de eksi. Bütün bunlar ortadayken biz yüksek faizlerle övünüyoruz. Birçok şirketimizi adeta batırmakla övünüyoruz. Arkadaşlar beni dinlerler dinlemezler, ben bunlara karşıyım ve bunlarla mücadelemi de sonuna kadar devam ettireceğim. Kim ne derse desin çünkü ben buna inanmıyorum, inandığım tek şey var yüksek faizle bir yere varamayız. Asıl işi faizi aşağı düşürmek suretiyle enflasyonu aşağı çekmektir" diye konuştu.

Erdoğan, Dolmabahçe Ofisi'nde, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yönetim Kurulu üyelerini kabul etti. Burada yaptığı konuşmada, Türk lirasının değer kazandığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:

"Türk lirasının değer kazandığını görüyoruz. Bu da borç stokunu azaltıyor. Ekonomideki gelişmelerle risk olan CDS 200 baz puan geri geldi. Büyümenin kendisi kadar istikrarını da önemsiyoruz. Yüksek faize karşı olduğumu söylemem boşuna değil. Bu işi yaşayarak gördük. Birçok yatırımcı, girişimci faiz yükü altında eziliyor. Bu bankaların sizi nasıl sömürdüğünü biliyorum. Yeri geldiği zaman Türkiye'yi bir faiz cenneti haline getirmekten bahsediyoruz. Öbür yandan bankalarımız ne kadar kâr etmişler bunu konuşuyor. Tamam da sen ne kadar yatırımcı kazandırdın, bir de bunu söylesene! Ne kadar istihdam sağlıyoruz. Bir de bunu konuşun! Bana yatırım, istihdam, üretim, ihracat lazım. Bu 4 başlık yoksa hiçbir şey. Biz bununla övüneceğiz. Şu anda dünyaya bakalım. ABD'de faiz oranı ne? Japonya'da ne? Avrupa'da eksi, İsrail'de eksi. Bütün bunlar ortadayken biz yüksek faizlerle övünüyoruz. Birçok şirketimizi adeta batırmakla övünüyoruz. Arkadaşlar beni dinlerler dinlemezler, ben bunlara karşıyım ve bunlarla mücadelemi de sonuna kadar devam ettireceğim. Kim ne derse desin çünkü ben buna inanmıyorum, inandığmı tek şey var yüksek faizle bir yere varamayız... Asıl iş faizi aşağı düşürmek suretiyle enflasyonu aşağı çekmektir. Enflasyonla mücadele bunun bir numaralı altyapısınI faiz oluşturuyor. Faizi ne kadar aşağı çekerseniz enflasyon da o kadar aşağı gelir."

'TÜRKİYE OLARAK TİCARET DİPLOMASİSİ ALANINDA YENİ BİR SIÇRAMAYA İHTİYAÇ DUYUYORUZ'

ANKA'nın haberine göre; salgın döneminde üretim, araştırma, geliştirme ve ürün çeşitliğinin öneminin anlaşıldığına dikkat çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

"Önümüzdeki dönemde salgın şartlarının hafiflemesiyle beraber inşallah DEİK bünyesindeki çalışmalarımıza hız vereceğiz. Öyle veya böyle, ama video konferans vasıtasıyla, ama telekonferans vasıtasıyla şu ana kadar nasıl bu çalışmaları yürüttüysek bundan sonra da en kötü ihtimalle bu şekilde bunu yürütmeye devam edeceğiz. Durmak yok yola devam. Türkiye olarak ticaret diplomasisi alanında yeni bir sıçramaya ihtiyaç duyuyoruz. Salgın döneminde güçlü sağlık alt yapısının yanı sıra üretimin, araştırma, geliştirmenin, ihracatın, ticaretin ve ticarette pazar ve ürün çeşitliliğinin önemini de gördük. Sadece iç piyasaya odaklanan şirketler salgından olumsuz etkilenirken ihracata, inovasyona, Ar-Ge'ye önem veren firmalar ise süreci en az zararla atlattı. Özellikle ihracat odaklı çalışan şirketlerimizin salgın döneminde müşteri yelpazesini genişlettiklerini görüyoruz."

'GEREKİRSE YENİ DESTEK PROGRAMLARI AÇIKLAYACIĞIZ'

Salgın döneminde gerekirse yeni destek programlarının açıklanacağını belirten Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Salgın nedeniyle yapmak zorunda kaldığımız kısıtlamaların üretici ve çalışanlarımızın üzerinde oluşturduğu yükü, en az seviyeye indirebilmek için pek çok ilave desteği uygulamaya geçirdik, gerekirse yeni destekleri de devreye alacağız. Türkiye'nin her türlü zorluğa, yeni gelişen fırsatlara ve farklı senaryolara hazırlıklı olduğunu herkese gösterdik. Salgının etkileriyle mücadeleyi hem makro ekonomik hem de mali alanda atacağımız adımlarla destekleyeceğiz."

'TÜRK LİRASI, DOLARA KARŞI YÜZDE 12, AVROYA KARŞI YÜZDE 10 DÜZEYİNDE DEĞER KAZANDI'

Türk lirasının değerinin arttığını belirten Erdoğan, "Kasımdan bu yana merkezi yönetim borç stoku 150 milyar lira azaldı" diyerek şöyle devam etti:

"Son aylarda ülkemize yurt dışından 15 milyar doların üzerinde portföy girişi gerçekleşti. Paramızın değerindeki artış, altın fiyatlarındaki gerileme sayesinde kasımdan bu yana merkezi yönetim borç stoku 150 milyar lira azaldı. Kur cephesine baktığımızda TL'nin dolara karşı yüzde 12, avroya karşı yüzde 10 düzeyinde değer kazandığını görüyoruz. Ekonomi ve hukuk alanındaki reform gündemimizle ilgili yoğun bir hazırlık dönemini geride bıraktık. Ekonomide bu sene temel hedeflerimizden birisi fiyat istikrarını sağlamak olacaktır. Salgının uzamasına bağlı olarak 2020'de bütçe gelirlerinden feragat edip hayata geçirdiğimiz düzenlemelerin bir bölümünü, bu senenin ilk çeyreğine ve hatta bazılarını 2021'in ilk yarısına kadar uzattık. Bir taraftan maliye politikasını aktif bir biçimde kullanırken, diğer yandan bütçe açığını aşağıya çekecek tedbirleri hayata geçireceğiz. 2021 yılı için bütçe açığını milli gelirin yüzde 3,5'i seviyesinde tutmayı, yeni hedef olarak belirledik. Hizmetlerimizi artırırken kamu olarak vatandaşın bize emanet ettiği vergileri en doğru şekilde ekonomik ve verimli kullanacağız." 

'VATANDAŞLARIMIZ MÜSTERİH OLSUNLAR, BİZE 18 YILDIR GÜVENDİLER VE NETİCE ORTADA'

Kamu harcamalarını daha verimli hale getirerek bir tasarruf programı oluşturulacağını duyuran Erdoğan, "Vergi politikalarımızı adil, öngörülebilir, sade, yatırımı, üretimi, istihdamı, ihracatı teşvik edecek bir temele oturtacağız. Özellikle kamu harcamalarını daha verimli hale getirecek bir tasarruf programını hayata geçireceğiz. İktisat tarihi kitaplarına geçecek böylesine zorlu bir küresel konjonktürü 18 yılın birikimi ve tecrübesi sayesinde başarıyla atlatacağımıza olan inancım tamdır. Vatandaşlarımız müsterih olsunlar, bize 18 yıldır güvendiler ve netice ortada. Bundan sonraki süreçte de bize güvensinler" dedi. 

NE OLMUŞTU

Uzun zamandır bağımsızlığı tartışma konusu olan Merkez Bankası’nda Erdoğan tarafından görevden alınan Eski Başkan Murat Çetinkaya’nın ardından yerine atanan Murat Uysal da görevden alınmıştı. 7 Kasım 2020'de ise Uysal'ın yerine Naci Ağbal getirilmişti. Erdoğan'ın bu atamaları yapmasının sebebi ise Merkez Bankası'nın Erdoğan'a rağmen yüksek faiz uygulamasıydı. Göreve geldiği andan itibaren iktidarın talimatlarına uyan Murat Uysal, ekonomik kriz, enflasyon ve döviz kurundaki artışın sorumlusu ilan edilmişti. Uysal'ın ardından göreve gelen Ağbal ise hemen akabinde faizleri yükseltmişti.

Öne Çıkanlar