Kanal İstanbul bilirkişi heyetinden ayrılan akademisyen: Tehdit edildim

Kanal İstanbul bilirkişi heyetinden ayrılan akademisyen: Tehdit edildim
Bilirkişi heyetinden ayrılan akademiyen, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri tarafından gayri resmi bir toplantıya çağrıldığını belirtti.

ARTI GERÇEK- Kanal İstanbul Projesi için oluşturulan bilirkişi heyetine resen atanan Yıldız Teknik Üniversitesi'nden bir akademisyen 'tehdit edildiğini' belirterek, görevlendirilmesinin iptal edilmesini istedi.

İstanbul halkının ve uzmanların tüm uyarılarına rağmen AKP iktidarının Kanal İstanbul ısrarı sürerken, 2020 yılının Aralık ayında bilirkişi heyetine resen atanan Yıldız Teknik Üniversitesi'nde görevli akademisyen H.A., davaya bakan İstanbul 10. İdare Mahkemesi’ne bir dilekçe gönderdi ve görevlendirmesinin iptal edilmesini istedi. 

HAZIRLADIKLARI RAPOR KABUL EDİLMEDİ

H.A., 22 Ocak'ta verdiği dilekçede, 2013 yılında özel bir firma ile İstanbul Karayolları Bölge Müdürlüğü’nden bir kişinin kendisiyle irtibata geçerek İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ile birlikte iki tane de Vakıf Üniversitesi olmak üzere dört üniversiteden teknik rapor almak istediklerini belirttiklerini kaydetti. Kendilerinden talep edilenin Karayolları Bölge Müdürlüğü’nün topoğrafyaya göre kabaca ve yaklaşık olarak belirlediği dört güzergahtan hidrolojik ve çevresel etkilerinin en az olacağı güzergahın tespit edilmesi olduğunu ifade eden H.A., hazırladıkları raporun kabul edilmediğini aktardı. H.A., yeniden düzenlenme talebine, hazırlanan raporun bilimsel bir rapor olduğunu ve düzenlemeyi kabul etmedikleri yönünde yanıt verdiklerini söyledi.  

AKADEMİSYEN, TEHDİT EDİLDİĞİNİ SÖYLEDİ

Dilekçede, yazdığı raporun İTÜ'de deşifre edildiği ve görüşleri ile ilgili açık ve üstü kapalı tehditler aldığını belirten H.A., söz konusu ismin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Mūdürlüğü’nün Barbaros Bulvarındaki binasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yetkililerinin katılımıyla İTÜ’deki diğer hocalarla birlikte gayri resmi bir toplantıya çağrıldığını, bu toplantıda kendilerinden güzergahla ilgili çekincelerini detaylıca incelemelerinin ve tekrar değerlendirmelerinin talep edildiğini, buna karşın kendisinin çalışmadan ayrıldığını, İTÜ’deki akademik grubun ise bu istek doğrultusunda çalışmalarına devam ettiğini kaydetti.

TMMOB: HALKA YALAN SÖYLENMEKTEDİR

Konuya ilişkin bir açıklama yapan Türk Mimar ve Mühendisler Odası (TMMOB) "Kanal İstanbul projesi bilimsel gerçeklere rağmen, tüm bu bilgileri göz ardı ederek yapılmaya çalışılmaktadır. Projenin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporu şaibelidir. Rapor, bilimsel verilerle değil verilen talimatlarla oluşturulmuştur ve bu Rapor ile halka yalan söylenmektedir" denildi.

Açıklamada şunlar kaydedildi:

Toplum için çalışması gereken, toplumun kendi emeğiyle finanse ettiği, toplumun üzerinde doğrudan hak sahibi olduğu kamu kurumlarının ise kapalı kapılar ardında toplantılar düzenleyerek akademiyi politik istekleri doğrultusunda yönlendirmeleri ve baskı kurmaları topluma karşı işlenmiş bir suçtur. Toplumsal güveni zedeleyen bu durum Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın toplumu değil doğrudan taraflı bir siyasi otoriteyi temsil ettiğini göstermektedir.

Kurgusu baştan yapılmış, kararı bilimsel ve teknik incelemeler önemsenmeksizin önceden verilen bu projede ne kamu yararından bahsedilebilir ne de halkın katılımcılığından. Bu proje halka dikte edilen bir rant projesidir ve yapımında ısrar edilmesi İstanbul kenti başta olmak üzere büyük bir coğrafyayı geri döndürülmesi mümkün olmayan bir ekolojik kırımla baş başa bırakacaktır.

'SÜREÇ YOK HÜKMÜNDEDİR'

Kanal İstanbul Projesi ÇED sürecinin derhal sona erdirilmesi ve projeye karşı açılan tüm davaların akabinde düşürülmesi gerekmektedir. Yönlendirilmiş ve bilimsel olmayan verilerle bezenmiş ÇED Raporu, süreci baştan hatalı kılmaktadır ve süreç yok hükmündedir.

Bir kez daha ifade ediyoruz: Kanal İstanbul projesinin ÇED süreci hukuka, bilimsel ve teknik esaslara aykırı yürütülmüştür ve bu süreç neticesinde hazırlanan ÇED raporu hatalıdır. Bu durum, projenin yol açacağı çevresel tahribatı ve bu tahribatın telafisini imkânsız kılmaktadır. Projeye, yönlendirilmiş ve gerçeği yansıtmayan görüş bildiren akademisyenlerin meslek etiği mutlaka sorgulanmalı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta olmak üzere ilgili tüm kamu kuruluşları üzerlerindeki şaibeyi kaldıracak adımı atarak bu projeyi iptal etmelidir."

NE OLMUŞTU?

TMMOB'un Kanal İstanbul projesine karşı açtığı ÇED olumlu kararının iptali davasında mahkeme ara kararı ile uyuşmazlığın teknik yönden açıklığa kavuşturulabilmesi için alanında uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulması gereğinden bahisle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmişti.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar