Öğrenciler gözaltına alındı, gazeteciler darp edildi

Öğrenciler gözaltına alındı, gazeteciler darp edildi
'Cumhurbaşkanı’nın 'Bunlar…' diye başlayan, görünüşte iddialı ama içi kof söylemleri bizi korkutmaya yetmedi, yetmeyecek.'

Yağmur KAYA


ARTI GERÇEK- Kayyım rektör Prof. Dr. Naci İnci’nin şikayetçi olması nedeniyle gözaltına alınan öğrencilerden ikisinin tutuklanması üzerine Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri kararı protesto etmek amacıyla Güney Kampüsü kapısı önüne gelen öğrencilere kolluk müdahelede bulunarak gözaltına aldı. 

Güney Kapısı yoğun polis ablukası altındayken kolluk gazetecileri "Talimat var" diyerek alandan uzaklaştırdı.

Kampüs içerisinde bulanan öğrenciler Güney Kapısı önüne gelerek, "Kayyumlar gidecek biz kalacağız", "YÖK, Polis, medya bu abluka dağıtılacak", "Polis değil üniversiteler bizimdir" sloganları atıyor. Güney Kampüsü kapısı önü kolluk tarafından ablukaya alındı. İçerde ise öğrencilerin önü güvenlik görevlisi ve kolluk kuvvetleri tarafından engellenmiş durumda.

Kampüs içerisinde bulanan öğrenciler ters kelepçe takılarak gözaltına alındı.

 

Öğrenciler gözaltına alınan arkadaşlarımızı serbest bırakılması için sloganlar atmaya devam ediyor.Gazetecilerin görüntü alması engelliyor.

Kolluk güçleri; gazetecilere güvenlik alanlarına girdiklerini ve silahlarını alarak kendilerine saldırıda bulunabileceklerini söyleyerek alandan uzaklaşmalarını istiyor.

 

Alanda haber yapmak üzere bulanan gazetecilere müdahele edilirken Halk TV muhabiri Erdinç Yılmaz ciddi derecede darp edildi.

Basın mensupları müdahele edilmekle tehdit edilerek abluka altına alındı.

Artı Gerçek muhabiri Yağmur Kaya'nın basın kartına el konuldu. Muhabirimiz kartını kolluktan defalarca geri istemesine rağmen verilmedi.

Öğrenciler, ablukaya altına alınan ve çekim yapması engellenen basın mensuplarını "Basın buraya"  diyerek çağrıda bulunuyor.

Öğrencilerden barikatın ardından polise "Halkın haber alma hakkını engelleyemezsiniz" diye seslenerek "Basın mensupları buraya geldiği takdirde, onlar engellenmediği takdirde basın açıklamamızı burada gerçekleştireceğiz.

Bizim sözümüz var. Siz bizim sözümüzden eylemimizden korkuyorsunuz. Biz de sesimizi yükseltmek için toplandık. Arşivimizde, çöplüğünüzde sallayacak sözümüz yok bizim." dediler.

'KAYYIM SİYASETİNE KARŞI DİRENMEYE DEVAM EDECEĞİZ'

Basın mensuplarının açıklamanın yapıldığı Güney Kapısı önüne alınmazken, öğrenciler basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, "Kayyım siyasetine karşı direnmeye devam edeceğiz" denildi.

Toplam 11 kişinin gözaltına alındığı ifade ediliyor. Öğrenciler açıklamaları sonrası slogan atarak kampüs içerisind doğru yürüdü.

Konuşma yapmak isteyen Boğaziçili bir öğrenciye müdahele edilerek gözaltına alındı. Basına müdahale edildi. Burada bir öğrenci daha gözaltına alındı.

13 ÖĞRENCİ TERS KELEPÇE İLE GÖZALTINA ALINDI

13 öğrenci darp edilip ters kelepçe takılarak gözaltına alındı. Eylemde basın darp edilerek abluka altına alınırken kolluk basını gözaltına almakla tehdit etti. Basın mensuplarının açıklamanın yapıldığı alana alınmazken,  öğrenciler açıklamalarında şu ifadelere yer verdi: 

"Boğaziçi Üniversitesi kayyumu Naci İnci’yi protesto eden sıra arkadaşlarımız, kayyum İnci'nin ihbarı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ortağı Bahçeli’nin hedef göstermesi sonucunda polis saldırısıyla gözaltına alındılar.

Bu olayları takiben, arkadaşlarımız Berke Gök ve Caner Perit Özer hakkında apar topar tutuklama kararı verildi. Boğaziçi Üniversitesi’nde aylardır süren kayyum karşıtı eylemliliğin Cumhurbaşkanı’nın istediği yönde ilerlememesi bu tutuklamaların ve ardından gelmesi beklenen "esir siyasetinin" başlıca sebebidir.

 'ESİR PAZARLIĞI HEVESİNE AŞİNAYIZ'

Bizler, daha önce de pek çok arkadaşımızı talimatla tutsak aldıran Cumhurbaşkanının bu gayrimeşru söylemlerine, esir pazarlığı hevesine ve onun piyonlarının gerek açıktan gerekse gizli saldırılarına aşinayız. Evet aşinayız, fakat alışmıyoruz! Bize biçilen "mağdur edilmiş öğrenciler" kaftanını giymeyeceğimizi tekrar ilan ediyoruz. Tayyip Erdoğan ve onun kukla takımı bilsin ki, direnmeye devam edeceğiz.

'KAYYUM ERDOĞAN BİLSİN Kİ BİZ NEYSEK O'YUZ'

Kendisini, kendi efradı tarafından yazılan derme çatma hukuktan bile üstün gören Cumhurbaşkanının şimdiki uğraşı bilirkişilik oldu. 'Böyle öğrenci olmaz...' diyerek bizlere parmak sallayan Baş Kayyum Erdoğan bilsin ki biz neysek o’yuz, savunmaya çekilmeye, kendimizi açıklamak için düşman hukuku ile üstümüze gelenlere dil dökmeye razı değiliz.

 'BİZLERİN KİM OLDUĞUNA YÜREĞİ BİZİMLE ATANLAR ÇOK İYİ BİLİR'

Bizlerin kim olduğunu sıra arkadaşlarımız, hocalarımız, üniversitemizin emekçileri, ülkede demokrasi mücadelesine omuz verenler, bizimle mücadelesini ortaklaştıranlar, bu saldırılar karşısında yüreği bizimle birlikte atanlar; yani herkes çok iyi biliyor. Bu şartlar altında, ülkenin en büyük meşruiyet tartışmasının nesnesi olan şahsın bizlerden kim olduğumuzu kanıtlamamızı istemesi abesle iştigaldir.

Kendisine biat etmeyen herkese parmak sallamaya alışan bu şahsın bizlerden de 'makul bir tebaa' olmamızı bekliyor. Boyun eğmiyoruz, Erdoğan ve kayyum siyasetine karşı direnişimize aynen devam ediyoruz. Arkadaşlarımızın, onların şahsında da atadığı kayyuma tabi olmayan herkesin 'Üniversiteye sızmış kişiler' olduğunu iddia eden Cumhurbaşkanı’na, 'Üniversiteye sızmak' fiilinin daha önce atadığı kayyum tarafından her sabah gizlice rektörlük binasında konuşlanmak biçiminde uygulandığı gerçeğini hatırlatmakta fayda görüyoruz.

'SONUNUZ YAKLAŞIYOR' 

Bulduğu her fırsatta düzmece 'üyelik listeleri' yayınlama yarışına giren Cumhurbaşkanı’nın ve onun partili piyonlarının; ülkede üyelikleri ve aidiyetleri en çok tartışma konusu olan kişiler olması bir tesadüf değil. Kendi zayıflıklarını ve meşruiyet tartışmalarını öğrencilere ve tüm gayrimemnun kesimlere 'Terörist' niteliği atfederek aşabileceğini düşünen bu tartışmalı iktidar fena halde yanılıyor. Kriziniz büyüyor, sonunuz yaklaşıyor.

Ülkede demokrasi mücadelesine yönelik bu tip saldırılar tüm hızıyla sürmekteyken, bu mücadelenin içinde yer alan Boğaziçi’ne yeniden saldırılmasını bir sürpriz olarak görmüyoruz.

'GAYRİMEŞRU HUKUKA TABİ OLMADIK'

İki arkadaşımızın bir gecede tutsak edildiği Türkiye zindanlarında, henüz yargılamaları bile tamamlanmamış on binlerce siyasi mahkumun olması bunun açık delilidir. AKP’nin saldırılarından aldığımız pay kadar, mücadelede üzerimize düşen payın da bilincindeyiz!Ne baş kayyuma, ne de ülkenin dört bir yanına atadığı piyonlara biat etmedik, bizi tabi kılmak istediği gayrimeşru hukuka tabi olmadık.

'İLKELERİMİZİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Cumhurbaşkanı’nın "Bunlar…" diye başlayan, görünüşte iddialı ama içi kof söylemleri bizi korkutmaya yetmedi, yetmeyecek. Tutsak arkadaşlarımızın bize seslenme fırsatı buldukları ilk anda "Mücadele umuttur!" diye haykırmaları bu gerçeği apaçık gösteriyor. Daha önce olduğu gibi arkadaşlarımızı alacağız, bir kişiyi dahi geride bırakmadan ilke ve taleplerimizi savunmaya devam edeceğiz. Burada hem kamuoyuna, hem de Boğaziçi Üniversitesindeki tüm insiyatiflere ve arkadaşlarımıza çağrıda bulunuyoruz:

'BİRLEŞİK MÜCADELE İLE KARŞI KOYALIM'

Arkadaşlarımızın tutuklanmasına ve kayyum saldırılarına birleşik mücadeleyle karşı koyalım! Anti-demokratik yönetime karşı olan öğrencilerin tamamı tarafından benimsenecek ilkeler etrafında, Öğrenci Meclisi’nde birleşelim! Saldırıları birlikte püskürtelim!"

Öne Çıkanlar