'Patron işten çıkarmakla tehdit ediyor, devlet ölün diyor'

'Patron işten çıkarmakla tehdit ediyor, devlet ölün diyor'
İnşaat sektöründeki işçiler için salgın koşullarında da güvenliksiz ve sağlıksız çalışma şartları devam ediyor.

Melike CEYHAN


 ARTI GERÇEK - Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınında bilanço artıyor. Vakaların artmasıyla birlikte ülke genelinde bir dizi önlemler alınsa da bu önlemler işçileri kapsamıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan,  ‘Gönüllü karantina şartlarına uyun’ diyor. Televizyon, sosyal medya gibi birçok mecrada ‘Evde kal’ uyarıları yapılıyor. Ancak işe gitmek zorunda olan milyonlarca işçi var. 

Ülkede iş cinayetlerinin en fazla yaşandığı inşaat sektöründeki işçiler için salgın koşullarında da güvenliksiz ve sağlıksız çalışma şartları devam ediyor.

Kendileri için de gerekli tedbirlerin alınmasını isteyen inşaat işçileri Artı Gerçek’e konuştu.

‘SABUNUMUZU DAHİ KENDİMİZ ALDIK’

İstanbul Zincirlikuyu’da Türk Telekom’un tadilat işinde çalışan Emre Karakoç, koronavirüse karşı, çalıştığı firmanın hiçbir önlem almadığına dikkat çekti. 

Aynı ortamda yaklaşık 200 kişinin çalıştığını belirten Karakoç, "İki ay öncesinde koşullar nasılsa şimdi de aynı. Yemekleri toplu bir şekilde yiyoruz. Yemekhanedeki tek değişen şey yemeği dağıtanların eldiven ve maske takması oldu. İdari kadro, şefler de koruyucu maske kullanıyor. Bizim için ise henüz bir şey yapılmadı. Sabunumuzu dahi kendimiz aldık" dedi.

‘ÇALIŞMAYAN GİDEBİLİR’

Hijyenin sağlanması, ücretli izin gibi temel taleplerini idari kadroya ilettiklerini aktaran Karakoç, "Kendi aralarında toplantı yaptılar. Oradan çıkan sonuç;  ‘çalışan çalışsın çalışmayan gidebilir. Biz kimseyi zorla tutmuyoruz’ oldu. Çünkü dışarda milyonlarca işsiz var. Bugün 200 kişi işi bıraktığımızda yerine yenilerinin geleceğini çok iyi biliyorlar" ifadelerini kullandı.

‘EVDE KALIRSAK AÇLIK KESİN’

Esenyurt’ta yaşayan inşaat işçisi Karakoç, işe gitmek için her gün 3 araç değiştirdiğini belirterek, şöyle konuştu: "Pendik’ten, Gebze’den gelen arkadaşlar da var. Yolda, iş yerinde salgına yakalanma ve yayma riskimiz çok fazla. Annemin kronik rahatsızlığı var. Babam 65 yaşın üzerinde. Kardeşim bedensel engelli. Yani üçü de risk grubunda. Durumun ciddiyetinin farkındayım.  Ama yapabileceğim bir şey yok. Evde kalırsak açlık kesin.  Virüse yakalanmam belki ümidiyle çalışmaya devam ediyorum. Yoksa aç kalacağız." 

‘SAĞLIĞIMIZ PATRONLARIN İNSAFINA BIRAKILDI’

AKP’nin açıkladığı tedbir paketlerini işaret eden Karakoç, "Bizler evden çalışamayız. Bu yüzden ücretli izinden başka çarem yok. Ancak iktidar bununla ilgili tek bir adım atmış değil.  Devlet ne için vardır? Olağanüstü koşullarda halkına yardım etmiyorsa devlet niye vardır? Ekonomimiz yıllarca patronların insafına bırakıldı. Bugün de sağlığımız" diye konuştu.

‘DEVLET ÖLÜN DİYOR’

Diyarbakır’dan İstanbul’a iş için gelen Yusuf Savur da Kartal’da bir okul yapımında çalışıyor. 60 kişilik bir ekip olduklarını dile getiren Savur, "Koronavirüs vakaları artınca böyle iş olmaz dedik. Taleplerimizi söyledik. Bir kolonya dahi vermediler. Usta başı kendi cebinden sabun alıp koydu. Patronu gördüğümüz yok zaten. Ayda bir kere hayalet gibi gelip gider. Şansın varsa denk gelirsin" dedi.

‘Mütehait firmanın işi durdurması gerekiyor’ diyen Savur sözlerini şöyle tamamladı: "Bunun için devletin dur demesi gerekiyor ki biz de evimize gidebilelim. Ama AKP’nin yaptığı açıklamayı görüyoruz. Gönüllü karantinaya girin, kendi OHAL’inizi ilan edin diyorlar. Bu ‘ne yaparsanız yapın. Ölen ölür kalan kalır’ demek.  Devlet bize ölün diyor. Bize de tek başına mücadele etmek düşüyor."

Öne Çıkanlar