Sancar: Barışın kilidini açacak şey Kürt sorununda demokratik çözümdür

Sancar: Barışın kilidini açacak şey Kürt sorununda demokratik çözümdür
'3’üncü yolu kurduk ve büyütüyoruz' diyen HDP Eş Genel Başkanı Sancar, ‘Newroz 3'üncü Yol'un ne kadar güçlü ilerlediğinin kanıtı oldu’ dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Malatya İl Örgütü, 4’üncü Olağan Kongresi'ne katıldı. Kongrede konuşan Sancar, iktidarın "savaş ve düşmanlık" politikası yürüttüğünü ifade ederek, "Halklara, farklılıklara, inançlara karşı savaş yürütmektedir. Doğaya karşı bir savaş yürütmektedir. Emeğe, kadınlara, gençlere karşı savaşa yürütmektedir. İktidarı göndermeye kararlıysak önce savaş politikalarının tamamına karşı çıkmak zorundayız. Eğer savaş politikalarını çökertirsek, bu iktidarı da göndeririz" vurgusu yaptı. "Biz güçlü demokrasi, kalıcı barış, eşit yurttaşlık ve adalet temelinde 3'üncü Yolu'muzu kurduk, büyütüyoruz" diyen Sancar, "Newroz 3'üncü Yol'un ne kadar güçlü ilerlediğinin kanıtı oldu. Türkiye’nin 70 merkezinde milyonlar meydanları doldurdular. O milyonlar çok önemli mesajlar verdiler. Bu mesajlar elbette en başta iktidaradır. İktidara dediler ki bu politikalarda, Kürt sorununda çözümsüzlük, cezaevlerinde zulüm, ağırlaştırılmış tecritle bir yere varamazsın" ifadelerini kullandı.

MIGIRDİÇ MARGOSYAN'I ANDI

 HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, dün hayatını kaybeden Ermeni yazar Mıgırdiç Margosyan'ı anarak, "Geçmişle yüzleşmemiz gerekiyor. Yaraları iyileştirmenin yolu hakikat ve adaletten geçer. İşte, hakikat ve adaletin hafızlarından çok önemli sözcülerinden birini dün maalesef yitirdik. Mıgırdiç Margosyan ağabeyimizi sonsuzluğa uğurladık. 1915’te burada yaşanan kırımın, kıyımın hafızasıydı. Bu acının sözcüsüydü ama acıyı hiçbir zaman kine ve nefrete dönüştürmedi. Tam tersine yaraları iyileştirecek, büyük barışın yollarını aradı. Bir yandan en ağır yaraları yazarken diğer yandan bizleri tebessüm ettirmeyi becerebildi. İşte bu büyük bilgeyi, bu koca çınarı huzurlarınızda saygıyla anıyorum. Başımız sağ olsun diyorum. Ruhu şad olsun" diye konuştu.

 Sancar, katledilen Hrant Dink'in de aynı yolda yürüdüğüne işaret ederek, "Hrant Dink de geçmişin ağır yaralarını sarabilmek için barışın, adaletin, hakikatin dilini kullanıyordu. Kin ve nefreti değil, hakikat ve adaleti birlikte yaşamanın imkanlarını arıyordu. Bu egemen sistemin bütün nimetlerinden yararlanan her çevreyi ürküttü. Malatya’nın bu güzel çocuğunu, o değerli dostumuzu, o güzel yoldaşımızı bu nedenle katlettiler. Biliyorlardı ki o dil yerleşirse kendi düzenlerini üzerine kurdukları düşmanlığın temelleri ortadan kalkacaktı. Kinin, nefretin, düşmanlığın ortadan kaldırıldığı bir düzende adalet, barış ve demokrasi olacaktı. İşte Hrant’ın dili de o dildi, mücadelesi o mücadeleydi. Onu susturmalarının nedeni de o hain cinayetin sebebi de buydu" şeklinde konuştu.

‘BÜYÜK BARIŞ KADINLARA DÜŞMANLIĞIN ORTADAN KALDIRILDIĞI BİR YAŞAMDA KURULABİLİR’

"Biz HDP olarak aynı yolda yürüyoruz" diyen Sancar, şunları söyledi: "Bu yolda daha önce mücadele etmiş, tecrübe biriktirmiş, bedel ödemiş bütün insanların birikimini devraldık, büyük barışa doğru yürüyoruz. Biliyoruz ki büyük barış ancak eşit yurttaşlık üzerine kurulur. Büyük barış ancak halkların ve inançların özgürlüğü üzerine kurulabilir. Büyük barış, ancak toplumsal adalet üzerine, emeğin hakkını aldığı bir düzende kurulabilir. Biliyoruz ki büyük barış, doğayla iç içe uyumlu yaşayarak kurulabilir. Büyük barış kadınlara düşmanlığın ortadan kaldırıldığı bir yaşamda kurulabilir. Büyük barış gençlerin kendilerini yaşayabilecekleri, geleceğe umutla bakabilecekleri bir düzende kurulabilir. O nedenle büyük barışı biz büyük hedefimiz olarak belirledik ve bu yolda Malatya kongresinin bundan sonra Malatya’daki mücadelenin çok özel bir yeri olacağına inanıyoruz. Bu nedenle bundan sonra yapacağımız çalışmalara büyük dikkatle katılıp takip edeceğiz ve her türlü katkıyı sunmak adına elimden geleni yapacağımı da buradan bir kez daha söyleyeyim."

‘SAVAŞ POLİTİKALARINI ÇÖKERTİRSEK, BU İKTİDARI DA GÖNDERİRİZ’

Sancar, iktidarın "savaş ve düşmanlık" politikası yürüttüğünü ifade ederek, "Halklara, farklılıklara, inançlara karşı savaş yürütmektedir. Doğaya karşı bir savaş yürütmektedir. Emeğe, kadınlara, gençlere karşı savaşa yürütmektedir. İktidarı göndermeye kararlıysak önce savaş politikalarının tamamına karşı çıkmak zorundayız. Eğer savaş politikalarını çökertirsek, bu iktidarı da göndeririz. Bu yetmez. Savaş zihniyetini halklara, inançlara, kadınlara, toprağa, emeğe karşı savaşı besleyen kaynakları da değiştirmek zorundayız. Yani bu düzeni de değiştirmek zorundayız. Evet iktidarı göndereceğiz ama yerine benzer zihniyeti farklı bir görüntüyle sürdürmek isteyecek bir iktidar da istemiyoruz. O nedenle biz güçlü demokrasi, kalıcı barış, eşit yurttaşlık ve adalet temelinde 3'üncü Yolu'muzu kurduk, büyütüyoruz. Bu yol Türkiye'ye barışı da getirecek, demokrasiyi de getirecektir. Bu yol adaleti de getirecektir. Ezilen, sömürülen, ötekileştirilen bütün toplum kesimlerinin haklarını ve hukuklarını teslim edecek bir düzeni de yaratacaktır. O nedenler 3üncü Yol'da kararlıyız. Newroz 3'üncü Yol'un ne kadar güçlü ilerlediğinin kanıtı oldu. Türkiye’nin 70 merkezinde milyonlar meydanları doldurdular. O milyonlar çok önemli mesajlar verdiler. Bu mesajlar elbette en başta iktidaradır. İktidara dediler ki bu politikalarda, Kürt sorununda çözümsüzlük, cezaevlerinde zulüm, ağırlaştırılmış tecritle bir yere varamazsın. Biz buradayız, burada barış ve demokratik çözüm için kararlıyız, bu yoldan bizi alıkoyamazsın. İktidara bu mesajı verdi milyonlar" ifadelerini kullandı.

‘'BURADAYIZ, BARIŞ VE EŞİTLİK İSTİYORUZ’

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "Kürtler HDP'yi sevmiyor" sözlerine isim vermeden değinen Sancar, konuşmasının devamında şunları söyledi:

"Bunları burada anmak bile gereksiz ama hani birileri 'Kürtler HDP’yi sevmiyor' diyordu. Öyle bir gür cevap verdi ki milyonlar, kimin neyi sevdiğini dünya alem gördü. Dünya alem kim barışı, kim gerçek özgürlüğü eşitliği istiyor meydanlarda gördü. Kürt sorununa demokratik çözüm için iktidara güçlü bir mesaj verdi. 'Ne kadar saldırırsan saldır, HDP’yi ne kadar kuşatmaya çalışırsan çalış, savaş politikalarında ne kadar ısrar edersen et biz buradayız' dedi. 'Buradayız, barış ve eşitlik istiyoruz', milyonların söylediği buydu.

‘NEWROZ MEYDANININ MESAJI SADECE İKTİDARA DEĞİL, BÜTÜN KESİMLEREYDİ’

Gerçekten HDP halktır. Bütün baskılara, kumpaslara karşı halkın bu kararlı yürüyüşü, inancı, desteğiyle mücadelesini büyüterek yürüyor. Demokrasi İttifakı’nı da en geniş kesimleri kapsayacak şekilde kurma kararını sürdürüyor. Bu yolda da başarılı ve önemli gelişmeler yaşanıyor. Newroz meydanının mesajı sadece iktidara değil, bütün kesimlereydi. Diğer muhalefet partilerine de mesaj vardı. 'Ürkek davranmayın, değişim istiyorsanız cesur olun.' Bu ülkede değişim büyük barış ile gelir. Büyük barışın kilidini açacak şey Kürt sorununda demokratik çözümdür. Kürt sorununda demokratik çözüm konusunda inandırıcı tutarlı herhangi bir program önüne koymadan toplumu değişime ikna etmeden istediğinizin sonuçlara varamazsınız. Yani kuru değişim mesajlarıyla, teknik programlarla, ürkek mesajlarla bu kadar ağır sorunları çözemezsiniz.

‘GÜCÜMÜZÜ HALKTAN ALIYORUZ’

O nedenle eğer değişim istiyorsak, ki biz istiyoruz, halklar istiyor, demokratik dönüşüm ve büyük barış istiyorsak şimdi HDP zamanıdır. Şimdi HDP’nin yürüttüğü 3’üncü Yolu büyütme zamanıdır. Bu irade ve kararlılığı, inandırıcı, tutarlı politikaları kimse görmezden gelemez. Kimsenin görmezden gelmesine halklar izin vermez. Biz buradayız, gücümüz halkımızdandır, haklılığımız inandığımız değerlerdendir. Gerçekten bu ülkede Alevi-Sünni düşmanlığını körükleyenlere 'dur' diyecek, Kürt sorununda zulmü, cezaevlerinde zorbalığı sürdürecek her türlü anlayışı durduracak güç sizlersiniz. Sizlerin ayakta tuttuğu HDP’dir, HDP’nin birlikte yürüdüğü demokrasi güçleridir. Alternatif vardır, bu alternatifi hayata geçirecek güç de imkan da vardır.  En başta kendimize inanıp, güvenelim. Bu yolda şimdiye kadar gösterdiğimiz kararlılığı büyütüp hep ileriye doğru bakalım. Göreceksiniz, işte o zaman mutlaka kazanacağız. Ödediğimiz bedeller boşuna olmayacak. Cezaevlerinde siyasi rehine olarak tutulan yoldaşlarımızın da özgürlüğe kavuşacağız. Burada birlikte özgürlük halayı çekeceğimiz günler de yakındır. 

‘NEWROZ BİZLERİN, HDP’NİN SORUMLULUĞUNU ARTIRDI’

Newroz adalet, eşitlik, özgürlük temelinde büyük barışın kurulabileceğini ve kurulması konusunda büyük bir halk talebinin bulunduğunu bir kez daha ortaya koydu. Newroz bizler için Kürt sorununda demokratik çözüm, özgürlük ve büyük barış demektir. Bütün halkların eşit yaşayacağı, bütün inançların özgür olacağı bir yeni başlangıç yapmak demektir. Bu finalde halkların gücü kazanacak, halkların birlikte, eşit yurttaşlık temelinde barış içinde yaşama umudu kazanacaktır. O nedenle Newroz önemliydi, o nedenle Newroz’un verdiği mesajlar dikkatle değerlendirilmelidir. Herkese mesaj verdi, bize de verdi. Newroz bizlerin, HDP’nin sorumluluğunu da artırdı. Bizim bu halkların iradesine, umuduna, kararlılığına layık olmak için daha çok çalışmamız gerektiğini bize çok açık bir şekilde gösterdi. Biz bu mesajı aldık. Biz milyonların bize verdiği mesajı da aldık. Ona layık olmak ve gereğini yerine getirmek için elimizden geleni her alanda yapmaya devam edeceğiz. Bütün gücümüzle sizlere layık olmak ve sizin hedeflerinize bu ülkeyi ulaştırmak için çalışmaya devam edeceğiz.

 ‘GENÇLER AKIN AKIN GELİYOR’

 Kemal Kurkut’u, o güzel insanı bir kez daha burada analım. Açık cinayet ve adaletsiz bir yargı, zalim bir düzen. Apaçık bir cinayeti aklayan bir mekanizma. İşte bu adaletsizliğin sadece Kürtlere yönelik olmadığını son yıllarda pek çok örnek ortaya koyunca HDP’nin yıllardır yaptığı çağrılar daha iyi anlaşılır oldu. Kemal Kurkut’a karşı bu cinayet sadece bir şahsı hedef almıyor. Gençliğin iradesini, coşkusunu, geleceğe barışla yürüme iradesini de hedef alıyor. Gençleri ürkütmek, korkutmak sindirmek içindir. Mahkeme’nin verdiği karar da aynı amaca yöneliktir. Ama Newroz meydanlarında da kongre salonlarımızda da görüyoruz ki gençler akın akın buraya geliyorlar. Gençler geleceklerini kendi elleriyle kuracaklar. AKP Genel Başkanı çıkıp gençlere "Seyahat edin, gidin dünyayı gezin, görün" diyor ama burada gençlere yaşam hakkı tanımıyor. Gençlerin şimdi aradığı şey kendini yaşama hakkı ve bir iş, kaliteli ve ücretsiz eğitim. Bunu arıyor gençler. Demokratik, özgür bir ülke istiyor gençler. Ama bu iktidar gençleri de, halkın yüzde 90’ını da açlığa ve yoksulluğa mahkum etmiştir.

‘DOĞAYI, EMEĞİ, ÜRETİCİNİN EMEĞİNİ TALAN EDİYORLAR’

İşte Malatya’nın durumu. Malatya tarımla, hayvancılıkla geçimini sağlayan bir kentimiz, ama hayvancılık bitmek üzere; tarımda da en önemli ürün olan kayısının durumu ortada. Dünya kayısı üretiminin yüzde 70’i bu güzel şehirde yapılıyor. Yüzde 70 üretimin emekçileri yoksulluğa mahkum edildi. Bunun rantını büyük şirketler ve aracı tacirler yiyor. Emekçi tarlada, ağaçta, bahçede ürettiği ürünü yok pahasına satıyor, markete 8-10 kat fazla ücretle geliyor. Bu iktidar doğayla da savaşıyor. Şimdiye kadar 505 maden açılmış, 800’den fazla maden için de ruhsat hazırlığı yapıyor. Bunun ne demek olduğunu burada yaşayan değerli halkımız, yani siz çok iyi bilirsiniz. Başka yerde de aynı şeyi yapıyorlar. Doğayı, emeği, üreticinin emeğini talan ediyorlar. Bu ülkenin verimli topraklarını talan ediyorlar. Bu talan bu ülkeyi kıtlığa, yoksulluğa, açlığa sürüklüyor.

 ‘EMEK MÜCADELESİNİ ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİYLE BULUŞTURMAMIZ LAZIM’

İşte bu düzen değişmeli arkadaşlar. Yıllarca, on yıllarca yeşil Malatya diye anılan bu şehir gri Malatya oldu, beton Malatya oldu. Hak mıdır bu? Buna dur dememiz gerekiyor. Buna dur demek için de aş ve iş mücadelesini demokrasi mücadelesiyle, emek mücadelesini özgürlük mücadelesiyle buluşturmamız lazım. Her yerde ve alanda halkları, inançları, emekçileri, köylüleri, yoksulları, gençleri, kadınları bir araya getirecek büyük bir mücadele birlikteliği lazım. Demokrasi ittifakı hedefimiz işte bu mücadele birlikteliği içindir. Bunu kurduğumuz zaman bu iktidarı durduracak, değiştirecek ve bu rejimi de değiştireceğiz. Bu düzeni de değiştireceğiz. Umut sizdedir, güç sizdedir.

‘ŞİMDİ HDP İLE BİRLİKTE BÜYÜK DEMOKRASİ İTTİFAKININ ZAMANIDIR’

Şimdi yeni bir başlangıç zamanıdır. Ne mevcut iktidarın soygun, yalancı, imhacı, savaşçı politikaları ne de değişim adına makyaj ile yeni bir dönem vaatleri. İkisi de olmayacak. Şimdi 3’üncü yol zamanıdır. Şimdi HDP ile birlikte büyük demokrasi ittifakının zamanıdır. Değişim burada bitecek. Sözlerimi Mevlana’nın dizeleri ile bitereceğim; 'Dünle beraber gitti cancağızım, Ne kadar söz varsa düne ait, Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.' Evet şimdi yeni şeyler söylemek lazım. Şimdi yeni başlangıç lazım, o irade buradadır. Bunu başaracak güç buradadır. Tamamlıyor Mevlana sözlerini şöyle: Uçmak dostlara, uçmak, geride kalmayı kendime yediremem. Biz geride kalmayı bu halkların kendine yedirmeyeceğini biliyoruz. Biz geriye dönüp bakma anlamında küçük yeniliklere asla yetinmek istemiyoruz. Şimdi biz ileriye, yeni başlangıca, büyük barışa, demokrasiye, eşit yurttaşlığa, adalete yürüyoruz. Bu ülkenin bütün mağdurları, ezilenleri refah, barış ve adalet içinde yaşayacakları bir düzene taşıyacağız. İleriye yürüyoruz, yolumuz açıktır."(MA)

Öne Çıkanlar