Sezgin Tanrıkulu: AKP’nin çocuk karşıtı politikası var

Sezgin Tanrıkulu: AKP’nin çocuk karşıtı politikası var
'Çocukların hayatın her alanında şiddete, sömürüye maruz kalabilmesi, neredeyse hiçbir alanda korunur olmaması, ancak ve ancak çocuk karşıtı bir politikayla mümkün olabilir.'

CHP İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu 20 Kasım Çocuk Hakları Günü dolayısıyla hazırladığı raporu basına sundu. Tanrıkulu Türkiye’nin 1995’te imzaladığı ‘Çocuk Hakları Sözleşmesi’ nde çekince koyduğu maddeleri hatırlatarak bu çekincelerin Kürtçe ve Alevi inancı nedeniyle konulduğunu söyledi. Kabul ettiği maddelere yönelik ise sorumluluklarını yerine getirmediğini belirtti.

Tanrıkulu; "Kürtçe sadece seçmeli ders olarak okutulmaktadır. Türkiye’de özellikle Alevi inancına mensup çocukların zorunlu din dersine tabi tutulması sözleşmeye aykırıdır. AİHM’in Türkiye aleyhine vermiş olduğu çok sayıda karara rağmen zorunlu din dersi uygulaması devam ettirilmektedir" dedi.

Tanrıkulu, çocuk istismarının araştırılması amacıyla özel bir komisyon kurulmasına ilişkin verdikleri önergenin 2018 yılı Mart Ayında TBMM Başkanlığı tarafından reddedildiğini belirtti.

AKP’nin çocuklara yönelik tutumuna dair; "Ortaya çıkan genel tablo karşısında artık AKP’nin bir çocuk politikası olmadığını söylemek kesinlikle yanlış olur. Çocukların hayatın her alanında şiddete, sömürüye maruz kalabilmesi, neredeyse hiçbir alanda korunur olmaması, ancak ve ancak çocuk karşıtı bir politikayla mümkün olabilir" değerlendirmesinde bulundu;  çocuk hakları ihlallerine dair verileri paylaştı.

CİNSEL İSTİSMAR, TACİZ                                       

  • Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 2018 yılı ilk on ayında en az 1.014 çocuk cinsel istismara maruz kalmıştır.TÜİK verileri ise çok vahim bir tablo ortaya koymaktadır. TÜİK’e göre, 2014 - 2017 yılları arasında 7.466’ı erkek 51.818’i kız olmak üzere toplam 59.284 çocuk cinsel istismara maruz kalmıştır.
  • 2017 yılı ile 2018 yılının ilk 6 ayında, 21.957 çocuk gebe kayıtlara geçirilmiştir.

MÜLTECİ ÇOCUKLAR

  • 2019 yılında en az 16 çocuk mültecinin denizlerde ya da kara sınırlarında yaşamını yitirdiği bilinmektedir.
  • İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de toplam 1 milyon 703 bin 665 mülteci çocuk bulunmaktadır. Bu çocukların 568.527’i 0-4, 477.960’ı 5-9, 657.178’i 10-18 yaş aralığındadır.

ÇOCUK İŞÇİLER

  • İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre 2019 yılı ilk 10 ayında (18’i 15 yaş altında) 61 çocuk işçi yaşamını yitirmiştir.2017 yılında ise iş kazası/iş cinayeti sonucu yaşamını yitiren çocuk işçi sayısının en az (18’i 15 yaş altında) 60 olduğunu açıklanmıştı.
  • TÜİK verilerine göre, Türkiye’de yüzde 44’ü mevsimlik işçi olmak üzere 893 bin tarım işçisi çocuk bulunmaktadır.
  • Çocuk işçiliği konusunda Türkiye’ye dair erişilebilen verilere göre, 6-14 yaş grubunda 292 bin olmak üzere 18 yaşın altında 1 milyon 185 bin çocuğun çalışma yaşamında yer aldığı tahmin edilmektedir.

MAHPUS ÇOCUKLAR

  • Türkiye’de halen 7 adet "Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu" (Ankara, Diyarbakır, Hatay, İstanbul, İzmir Kayseri, Tarsus) ile ayrıca 4 adet Çocuk Eğitim Evi bulunmaktadır (Ankara, Elazığ, İstanbul, İzmir Urla). Çocuklar bu kurumlar dışında yetişkinler için düzenlenen kurumlara da yerleştirilmektedir.
  • İHD’nin Çocuk Hakları Günü nedeniyle yaptığı açıklamada da belirtildiği gibi çocuklarla ilgili davalarda kolayca tutuklama kararları verilmektedir. Tutuklu çocukların büyük çoğunluğu yetişkinlerin tutulduğu cezaevlerindeki çocuk koğuşlarına yerleştirilmektedir.

ENGELLİ ÇOCUKLAR

  • Resmi verilere göre, Türkiye’de 3-17 yaş aralığında 422 bin engelli çocuk bulunmaktadır. Yetişkin engelliler gibi çocuk engellilerin de neredeyse tümünün hak mahrumiyetlerine maruz kaldığı söylenebilir.
  • Engelli çocuklarımız en çok ihtiyaç duydukları alanlara yani parklara, açık alanlara, ticari ve sosyal merkezlere, eğitim ve kamu kurumlarına erişimde büyük sıkıntı yaşamaktadır. Kamusal alanlara ulaşmanın sadece engelli çocuklar için değil tüm engelli vatandaşlarımız için nasıl bir sıkıntı kaynağı olduğu aşikardır.

EĞİTİM

  • Sözleşme anadilde eğitim hakkı ve inançlara uygun dini eğitim alma haklarını düzenlemektedir. Ayrıca zorunlu eğitimin parasız olması ve devlet tarafından karşılanmasının zorunluluğu bulunmaktadır.
  • 2012 yılında uygulamaya konulan 4+4+4 eğitim sistemi ile eğitimin sadece ilk 4 yıl zorunlu tutulması ve bunun dışındaki yıllarda zorunluluk öngörülmemesi akabinde özel eğitim kurumlarına verilen destek ve kamu eğitim kurumlarının içine düştüğü durum ilköğretimin zorunlu ve parasız olma kuralı ile çelişmektedir. (HABER MERKEZİ)

 

Öne Çıkanlar