Sırrı Süreyya Önder hakkında 2 yıla kadar hapis istendi

Remzi BUDANCİR

+GERÇEK-Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillilerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının ardından, 4 Kasım 2016 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla gözaltına alınan HDP eski Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in, o sırada verdiği ifadede kullandığı, "Geçmişi şaibelerle dolu Erdoğan’ın" sözleri yargılama konusu olmuş, bu ifadeler nedeni ile Önder’e "Cumhurbaşkanı’na hakaret" suçlaması ile 10 ay hapis cezası verilmişti.  

AYNI KONUŞMADAN İKİNCİ DAVA
Önder’in aynı ifadelerden dolayı hakkında  "Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Yargı Organlarını Alenen Aşağılama" suçundan da dava açılmıştı. Bu davanın dördüncü duruşması Diyarbakır 4’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya Önder’in avukatı Serdar Çelebi katıldı. 

SAVCI ÖNDER HAKKINDA CEZA İSTEDİ
Duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasında Önder’e, "Türkiye Cumhuriyeti devletini, hükümetini ve devletin yargı organlarını alenen aşağılamak" suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi.  Bunun üzerine Önder’in avukatı Serdar Çelebi, savcının mütalaasına karşı beyanda bulunmak için süre istedi. Süre talebini kabul eden mahkeme duruşmayı 21 Eylül'e erteledi.

SUÇALAMA KONUSU OLAN İFADE
Söz konusu suçlama Önder gözaltına alındığı Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına 04 Kasım 2016 tarihli ifadesi ile ilgili. Savcılık ifadesinde kendisinin seçilmiş halk temsilcileri olduğunu hatırlatan Önder, dokunulmazlığının olduğunu hatırlatarak şunları söylüyor: "Milletvekili sıfatıyla karşınızdayım. Adil ve tarafsız bir yargı huzurunda hesap vermekten asla çekinmiyorum. Veremeyeceğim hiçbir hesabımda yoktur. Ülkemizde yargının saygınlığı ayaklar altında iken muhtemelen bu fezlekeleri düzenleyen birçok savcı ve yargı mensubunun bugün vatan hainliği suçlamasıyla tasfiye edilmiş olması muhtemeldir. Sizin şahsınıza ve kişiliğinize yönelik hiçbir tereddüttüm ve saygısızlığım yoktur. Ancak şaibelerle dolu bir siyasi geçmişe sahip olan Erdoğan emretti diye başlatılan bu yargılama faaliyetini kabul etmem mümkün değildir."

ÖNDER: ERDOĞAN’IN SÖZLERİNİ TEKRAR ETMİŞ OLDUM
Önder’in bu sözleri "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Yargı Organlarını Alenen Aşağılama" suçu kapsamında sayılarak hakkında dava açıldı. 2019’da suçlamaya ilişkin ifade veren Önder, "Erdoğan emretti" cümlesinin kendisinin Erdoğan’a atfetmediğini, bizzat Erdoğan’ın kendisinin kullandığını hatırlattı. Önder şunları söyledi: 

"Bizzatihi Sayın Erdoğan ‘biz yargıya gereken talimatı verdik’ diyor.  Yani Erdoğan'ın cümlesini tekrar etmiş oldum. Ayrıca söz konusu ifadem iki ayrı savcı tarafından alınmıştır. Şu an vermiş olduğum ifade de savunmamın savunmasıdır.  Bu şekilde olursa sonsuza kadar devam eder. Söz konusu suçlama yargısal faaliyetten kaynaklı bir itham değildir. Yargının kendisine dair bir ifade olmayıp süreci anlatması bakımından söylenmiş bir belirlemedir."

"BU TOPRAKLAR SİZDEN DAHA ÇOK ZALİMLERİ GÖRDÜ" İFADESİ SUÇ SAYILDI
Önder’in suçlandığı başka bir konuşması Diyarbakır DBP Bağlar İl binası önünde yaptığı konuşma. Haklarında yakalama karan bulunan HDP milletvekillerinin gözaltına alınmasını protesto etmek amacıyla gerçekleşen etkinlikte konuşan Önder, IŞİD’in bombalı saldırılarını, partilerine yönelik baskılara tepki gösteren konuşma yapıyor. Suç unsuru olarak görülen ise "bu topraklar sizden çok daha zalimleri gördü" sözleri oldu. 2019 tarihli ifadesinde Önder, "bu topraklar sizden çok daha zalimlerini gördü" cümlesinin kendisine ve partisine yönelik bombalı saldırı düzenleyen IŞİD’e yönelik olduğunu söyledi. 

"MAHKEME KADIYA MÜLK DEĞİLDİR" SÖZLERİ İDDİANAMEDE YER ALDI
Önder’in "Mahkeme kadıya mülk değildir" ifadesi de iddianamede suçlama konusu oldu. Ancak bu sözler ise yanlış çözülerek "Mahkeme kadıyan büyük değildir" şeklinde iddianamede yer aldı. Yapılan çözümün yanlış olduğunu hatırlatan Önder, şunları söyledi: "Mahkeme kadıyan büyük değildir zulüm hiçbir zaman ilelebet değildir’ şeklindeki sözlerin başı ‘Mahkeme kadıya mülk değildir’ şeklinde olacağını düşünüyorum. Ama bu haliyle bile cümleye bakıldığında demokratik irade demokrasi ve hukukun üstünlüğüne vurgu yapılmaktadır. Bundan devletin hükümetin yada başka hiç kimsenin aşağılama anlamı çıkabilecek hiçbir şey yoktur."