Siz o açıklamayı doktorlara, hemşirelere yapsaydınız ya!

Siz o açıklamayı doktorlara, hemşirelere yapsaydınız ya!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cuma akşamı yaptığı açıklamada yeni ve somut hiçbir şey yok. Hala üretim ve ihracaat diyor, doktor ve hemşirelerin yakınmalarına kulaklarını kapamış.

Ragıp DURAN


ARTI GERÇEK - Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cuma gecesi Coronavirus salgınına karşı yeni önlemleri açıklayacaktı. Açıkladı ama zaten beklendiği üzere, insan hayatı, kamu sağlığı açısından yeni ve somut hiçbir şey söylemedi, söyleyemedi.

Gariptir, Erdoğan’ın konuşmasının ön anonsunu Sağlık Bakanı yaptı. Çünkü Bakanlığın Bilim Kurulu önlemler içeren yeni bir rapor hazırlamış ve Saray’a sunmuş. Anlaşılan o ki, Erdoğan kendi bakanlığının raporunu da kaale almıyor.

Sızan bilgilere göre, Bilim Kurulu ülke çapında topyekün karantina gibi önlemler öneriyor ve bu yapılmazsa gerçekleşebilecek felaketin boyutlarını somut olarak sergiliyor. Ama Tek Adam rejiminde, Bilim Kurulu’nun raporu çok da önemli değil. Bilim ne derse desin, Tek Adam’ın dediği oluyor. Erdoğan’ın Bilim Kurulu ile tartışmak gibi ne demokratik bir adeti var ne de bilgisi ve esas olarak ideolojisi buna müsait.

Salgına karşı önlemler konuşmasında salgının gidişatı ve bugün geldiği aşamaya hiç değinmedi Cumhurbaşkanı. Geçmişte ne kadar başarılı olduklarını söyledi ve salgını yeneceklerini iddia etti.

Açıkça "Sürü Bağışıklığı"nı uyguluyoruz bundan sonra da uygulamak niyetindeyiz diyemediği için eski etkisiz önlemleri tekrar etmek zorunda kaldı.

Önerdiği tedbirler de çok tartışmalı.

Özel sektörde de esnek çalışma sistemine geçilecektir.

Bu ne demek? Eskiden tam gün çalışan insanlar artık haftada 2-3 gün mü çalışacak? Peki maaşlar? Devlet mi verecek zaten yüksek olmayan eski tam maaşları?

Vatandaşlarımızın günlük hayatlarını huzurla sürdürebilmesi için tüm kurumlarımız seferberlik ruhuyla çalışıyor.

Güzel bir cümle. Ama soyut ama havada. Nasıl yapacaksınız bunu? Ücretli izin var mı? Evinden çıkamayanlara gıda yardımı organizasyonu var mı?

Bu ülkede hiç kimsenin aç kalmasına da açıkta kalmasına da izin vermeyiz.

Bu da güzel bir vaat. Ama nasıl izin vermeyeceksiniz? Başka devletlerin yaptığı gibi yurttaşa doğrudan para veriyor musunuz? Kira, elektrik, su, doğalgaz faturalarını ödüyor musunuz? Bunları yapmazsanız nasıl izin vermeyeceksiniz ki?

"Dünyanın nüfusuna göre en çok yoğun bakım yatağına sahip ülkeyiz."

Nedir bu iddianın kaynağı. Dünya Sağlık Örgütü'nün sitesinde böyle bir istatistik yok. Ayrıca daha önce söylediğiniz üzere salgını 1-2 hafta içinde yenecekseniz yoğun bakım yatağından şimdi söz etmenin alemi ne? Bırakın Türkiye’yi, Fransa, İspanya ve İtalya’da halen acil ve yoğun servisler dolmuş durumda.

"Önceliğimiz üretim ve ihracaat"!

Bu ne demek? İnsan hayatı, kamu sağlığı bizim için önemsiz, demek.

ABD, Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya felaket aşamasına geldi. Türkiye, hasta ve ölüm oranı konusunda İtalya’yı geçti. Farkında değil mi Cumhurbaşkanı? İnsan ölüyor insan! Zaten çökmekte olan ekonomiyi (Yani iş dünyasının çıkarlarını) kurtaracağım diye bu kadar duyarsız olursa bir yönetici, 80 milyon yanlış ellere emanet edilmiş demektir.

Sağlık çalışanları maske yok, eldiven yok, solunum cihazı yok, yatak yok derken, bu çağrılara "Dedikodu" derseniz, doktorlar, sağlık çalışanları herhalde Can Yücel’i anmaktan başka bir şey yapamaz:

"Bu memleketin jeopolitik konumu, küfürsüz yaşamaya uygun değil."

Öne Çıkanlar