Soylu'dan 10 büyükelçiye tepki: Edepsizsiniz
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 4 yıldır tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala hakkında verilen AİHM kararının uygulanması çağrısında bulunan 10 büyükelçiye tepki göstererek " Ne pervasız, ne edepsizsiniz siz ya! 10 büyükelçi diyecek ki şu adamı çıkarın! Yarın bizden Apo'yu da çıkarmamızı isteyebilirler. Yarın PKK'nın oyuncağı Selahattin Demirtaş'ı çıkarmamızı da isteyebilirler. Hepsini isteyebilirler." görüşünü savundu.
Türkiye'nin kara para aklama ve terörün finansmanı konusunda gri listeye alınması hakkında da konuşan Soylu, "Mali suçlar konusunda uluslararası bu kurumun bizim hakkımızda böyle bir tasarrufu oldu. Bunun doğru olmadığını, siyasi bir karar olduğunu biliyoruz. Avrupa ile ilişkilerimizde hala bu ayrımcılığı anlamak mümkün değildir." ifadelerini berlitti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hak-İş Konfederasyonu 46. Kuruluş Yıl Dönümü ve Başkanlar Kurulu Toplantısı'na katıldı.
Soylu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
BÜYÜKELÇİLERE TEPKİ
Biz kimsenin kaçak göç bekçisi değiliz. Hem terör örgütlerine destek verip hem de kendi evinizde oturup Müslümanın zafiyete düşmesini seyredemezler. Taliban, Afganistan'daki yönetimi ele aldı, Avrupa'daki dostlarımız hemen telaşlanmaya başladılar. 'Türkiye olarak sınırlarınızı koruyabilir misiniz?' , 'Acaba bize gelmezler mi?' Bu çifte standardı yıllardır görüyoruz. Batı'nın yaptığı ahlaksızlıktır, Türkiye eski Türkiye değil. Daha şimdiden bir panik halindeler. Batı bu kafayı değiştirmesi lazım. Hukukun üstünlüğünden bahsedenler bunlar. Ne pervasız, ne edepsizsiniz siz ya! 10 büyükelçi diyecek ki şu adamı çıkarın! Yarın bizden Apo'yu da çıkarmamızı isteyebilirler. Yarın PKK'nın oyuncağı Selahattin Demirtaş'ı çıkarmamızı da isteyebilirler. Hepsini isteyebilirler.
FATF'NİN TÜRKİYE'Yİ GRİ LİSTEYE ALMASI
Terörizmin en çok maliyet yüklediği ülke biziz. Terörü finanse eden, güç veren Avrupa'dır. Bu kadar yüzsüzlük olabilir. Bu kadar gerçeklerden aykırı tespitler yapılabilir.
Mali suçlar konusunda uluslararası bu kurumun bizim hakkımızda böyle bir tasarrufu oldu. Bunun doğru olmadığını, siyasi bir karar olduğunu biliyoruz. Avrupa ile ilişkilerimizde hala bu ayrımcılığı anlamak mümkün değildir.