Tarık Akan ölümünün dördüncü yılında mezarı başında anıldı

Tarık Akan ölümünün dördüncü yılında mezarı başında anıldı
'Sanatçı dediğin andan itibaren; dünyaya bakışı, yaşamı, görüşleri, her şeyi politiktir. Bu politik düşünce hiçbir zaman gerici, muhafazakâr, tutucu bir politika değildir.'

Akciğer kanseri tedavisi gördüğü hastanede hayatını kaybeden usta sanatçı Tarık Akan, vefatının dördüncü yıl dönümünde anıldı. Anmaya ailesinin aynı sıra oyuncular ve sevenleri de katıldı.

16 Eylül 2016'da hayatını kaybeden Türkiye sinemasının usta isimlerinden Tarık Akan mezarı başına DİSK, Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı, TAŞ koleji ve sevenleri tarafından anıldı. Pandemi nedeniyle çağrı yapılmazken, sınırlı ve mesafeli anma gerçekleştirildi. Sanatçıların anma konuşmalarının ardından  Akan'ın mezarının başına karanfiller bırakıldı.  

'SANATÇI DEDİĞİN ANDAN İTİBAREN HER ŞEY POLİTİKTİR'

Hayatı boyunca toplumsal kayıplara ve hak ihallerine karşı söz söylemekten geri durmayan Akan, Gezi direnişi sırasında bir TV kanalına yaptığı konuşmada, "Müthiş, yani tek kelimeyle müthiş lafı bile az geliyor. Biz eski solcular olarak umudumuzu tüketmek üzereydik. Bu karanlık nasıl aydınlanır derken birdenbire bir patlama oldu" demişti.

Akan, daha sonra verdiği röportajlarda da  "Sanatçı dediğin andan itibaren; dünyaya bakışı, yaşamı, görüşleri, her şeyi politiktir. Bu politik düşünce hiçbir zaman gerici, muhafazakâr, tutucu bir politika değildir" ifadelerini kullanmıştı.

Yaşamı boyunca 120'den fazla filmde rol alan, 7 kez Altın Portakal ödülüne layık görülen, Yeşilçam'ın usta oyuncularından Tarık Akan, 16 Eylül 2016'da kanser tedavisi gördüğü hastanede aramızdan ayrılmıştı.

TARIK AKAN KİMDİR?

Asıl adı Tahsin Tarık Üregül olan sanatçı, Hüseyin Yaşar Üregül ile Yaşar Üregül çiftinin üçüncü çocuğu olarak 13 Aralık 1949'da dünyaya geldi. Akan, subay olan babasının görevi dolayısıyla Erzurum Dumlupınar İlkokulu'nda başladığı eğitimini Kayseri'de tamamladı. Babasının emekliliğinin ardından ailesiyle Bakırköy'de yaşamaya başlayan sanatçı, bir yandan akşamları Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü'nde okurken, gündüz ise cankurtaranlık ve işportacılık gibi geçici işler yaptı.

Tarık Akan, 1970'te arkadaşlarının ısrarıyla girdiği "Ses" dergisinin "Sinema Artist Yarışması"nda birinci olunca, Makine Mühendisliği bölümünden ayrıldı ve Gazetecilik Yüksek Okulu'na girdi.

Sinemaya geçmeden önce bir süre düğün salonlarında müdürlük, sandal kiralama gibi işlerle uğraşan Akan, yönetmen Mehmet Dinler'in "Solan Bir Yaprak Gibi" adlı filmiyle 1971'de sinemaya adım attı ve bu filmin ardından Tarık Akan adını kullanmaya başladı.

Sanatçı, 1970-1975 arasında, yılda 12 filmde rol alarak Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden biri haline geldi.

Oynadığı filmlerde genellikle "Ferit" adını kullanan Akan, Gülşen Bubikoğlu ile "Ah Nerede", Emel Sayın ile "Mavi Boncuk", Hülya Koçyiğit ile "Sev Kardeşim", Hale Soygazi ile "Gece Kuşu Zehra" filmilerinde rol aldı. Filmler, sinemaseverlerin yoğun ilgisiyle karşılandı.

'GÖREVİNİ ÇOK GÜZEL YERİNE GETİRMİŞTİR'

Akan, 1977'de Zeki Ökten'in yönetmen koltuğuna oturduğu "Sürü" filminin ardından Cüneyt Arkın ile Maden filminde başrolü paylaştı. Akan, 1978 yapımı "Maden" filmine ilişkin verdiği bir röportajda, "O dönem Türkiye'nin en çok seyredilen filmi ve benim de en çok para kazandığım filmdir. O dönemde tüm sendikaların, işçi sendikalarının her yerinde, dağ başlarına kadar çıkartılıp oynatılan bir filmdir. Görevini çok güzel yerine getirmiştir. Sendikacılık, işçilik, işçi olmak, emek, sermaye nedir, açık ve net olarak altı çizilmiş olarak veren filmlerden biridir" dedi.

Senaryosunu Yılmaz Güney'in yazdığı, Şerif Gören ile Güney'in yönettiği 1982 yapımı Altın Palmiye ödüllü "Yol" filminde de rol alan Akan, 1990'da ise Rıfat Ilgaz'ın aynı adlı eserinden uyarlanan "Karartma Geceleri"nin başrolünde yer aldı.

HAPİSHANE GÜNLERİNİ KİTABA AKTARDI

Tarık Akan, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından 1981'in başlarında, Almanya'da yaptığı bir konuşma yüzünden Türkiye'ye dönüşünde tutuklandı. 12 yıl hapis istemiyle yargılanarak 2 buçuk ay hücre hapsi cezası alan sanatçı, hapishane günlerini ve darbe sürecini 2002'de yayımlanan "Anne Kafamda Bit Var" kitabında kaleme aldı.

Libya yapımı "Leyla ile Mecnun" filminde oynayarak uluslararası sinemaya da açılan Akan, 1991'de Bakırköy'deki Taş Mektep adlı ilkokulun ortaklarından biri oldu, 1995'te Aziz Nesin'in vefatından sonra "Nesin Vakfı" başkanlığını devraldı.

Usta sanatçı, 1997'de yönetmen Yusuf Kurçenli ile hayata geçirdiği "Antika Talanı" adlı belgeselin seslendirmesini de yaptı.

Televizyon kanalları için "Taşların Sırrı" adlı belgesele de imza atan sanatçı, Türkiye'deki antik tarihe dikkati çekmeye çalıştı.

Sanatçı ayrıca Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı adına "Atatürk'ün Alev Çiçekleri" ve Nazım Hikmet konulu "Işık Yontucusu" adlı belgesellerle "Anadolu'da Romalıların Ayak İzleri", "Afrodisias" ve "Perge'nin Lahitleri" adlı yapımların yönetmenliğini yaptı.

7 KEZ ALTIN PORTAKAL ÖDÜLÜNÜ KAZANDI

Usta oyuncu, ilk kez 1973'te "Suçlu" filmindeki rolüyle Altın Portakal'da aldığı "En İyi Erkek Oyuncu" ödülünü, 1978'de "Maden", 1980'de "Adak ve Sürü", 1984'te "Pehlivan", 1989'da "Üçüncü Göz", 1990'da "Karartma Geceleri", 2003'te ise "Gülüm" filmindeki rolüyle kazandı. Böylece 7 kez Altın Portakal ödülü alan tek erkek oyuncu oldu.

Sanatçı Akan, 1985'te Berlin Uluslararası Film Festivali'nde mansiyon, 1992'de Adana Altın Koza Film Festivali'nde "En İyi Erkek Oyuncu", 1996'da Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Yaşam Boyu Onur Ödülü", 2006'da Sinema Yazarları Derneği "Onur Ödülü", 2007'de ise Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği'nde "Sinema Emek Ödülü" kazandı.

Barış Zeki, Yaşar Özgür ve Özlem isimli üç çocuğu bulunan ve bütün servetini yardım vakıf ve kuruluşlarına bağışlayan usta oyuncu, 16 Eylül 2016'da, akciğer kanseri tedavisi gördüğü hastanede yaşama veda etti.

120'DEN FAZLA FİLMDE ROL ALDI

Tarık Akan'ın sanatla iç içe geçen 45 yıllık kariyerinde rol aldığı filmlerden bazıları şöyle: 

"Solan Bir Yaprak Gibi", "Beyoğlu Güzeli ", "Sev Kardeşim", "Mavi Boncuk", "Delisin", "Hababam Sınıfı", "Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı", "Leyla ile Mecnun", "Deli Deli Olma", "Ahh İstanbul", "Vizontele Tuuba", Koçum Benim", "Abdülhamit Düşerken", "Aşk Üzerine Söylenmemiş Herşey", "Çözülmeler", "Yolcu", "Bir Kadın Düşmanı", "Devlerin Ölümü", "Bir Küçük Bulut", "İkili Oyunlar", "Kimlik", "Çark", "Skandal", "Halkalı Köle", "Beyoğlu'nun Arka Yakası", "Adem ile Havva", "Paramparça", "Kan", "Bir Avuç Cennet", "Pehlivan", "Kayıp Kızlar", "Damga", "Kuduz / Çocuklar Çiçektir", "Beyaz Ölüm", "Arkadaşım", "Yol", "Herhangi Bir Kadın", "Adak", "Sürü", "Maden", "Şeref Sözü", "Nehir", "Babanın Evlatları", "Kader Bağlayınca", "Aşk Dediğin Laf Değildir", "Çapkın Hırsız", "Evcilik Oyunu", "Ateş Böceği", "Ah Nerede", "Memleketim", "Esir Hayat", "Yalancı Yarim", "Oh Olsun", "Canım Kardeşim, "Bebek Yüzlü", "Tatlı Dillim", "Aşkların En Güzeli"

Öne Çıkanlar