Mahkeme 'mağdur çığlık atmadı' diyerek, tecavüz sanığını serbest bıraktı

Mahkeme 'mağdur çığlık atmadı' diyerek, tecavüz sanığını serbest bıraktı
Avukat Nazlı Ceren Şendoğan, tecavüz sanığı Yunus Emre Çakır'ın mahkeme tarafından, 'tecavüz sırasında çığlık atmadı' denilerek serbest bırakıldığını söyledi.

Gamze A.(20) isimli genç kadın, geçen yıl kasım ayında Yunus Emre Ç.(21) tarafından zorla eve götürülerek cinsel saldırıya uğradığını anlattı. Avukat Nazlı Ceren Şendoğan, müvekkili Gamze A.’ya cinsel saldırıda bulunduğu gerekçesiyle yargılanan Yunus Emre Çakır'ın mahkeme tarafından, "tecavüz sırasında çığlık atmadı" denilerek serbest bırakıldığını söyledi.

Yunus Emre Çakır yargılandığı mahkeme tarafından "mağdur olay anında çığlık atmadı" gerekçesi ile serbest bırakıldı. Sanığın 1 seneye yakın süredir serbest olması ve hiç ceza almaması sosyal medyada tepki çekti. Kısa süre içinde #gamzeyesesol etiketi Türkiye gündemine girdi. Kullanıcılar sanığın bir an önce tutuklanmasını talep etti. 

'İŞKENCE EDİP, FOTOĞRAFLARINI ÇEKTİ'

Cumhuriyet'e konuşan avukat Nazlı Ceren Şendoğan müvekkiline saatlerce tecavüz edildiğini ve müvekkilinin bu esnada sara nöbetleri geçirdiğini aktardı. Şendoğan, "Gamze A. evine yaklaşık 4 apartman kala Yunus Emre Çakır tarafından bir apartmanın içerisine çekiliyor. Müvekkilimi zemin kattaki evine zorla sokarak kendisini alıkoyuyor ve cinsel saldırıda bulunuyor. Ayrıca bu süreçte müvekkilim sara nöbetleri geçiriyor. Bu şahıs müvekkilimi sıcak ve soğuk suda yıkayarak bir nevi işkence ediyor. Müvekkilimin fotoğraflarını çekiyor tehdit ediyor. Son olarak sabaha karşı birine söylersen seni öldürürüm diyerek Gamze A.’ı serbest bırakıyor. Gamze A. yaşadığı şoku atlatır atlatmaz en yakın arkadaşını çağırıyor ve hemen karakola şikâyette bulunuyorlar" dedi.

'POLİS, MÜVEKKİLİMİ VE SANIĞI AYNI ARABADA ALDI'

Karakolda görevli memurların tecavüze kılıf bulacak ifadelerde bulunduğunu söyleyen Şendoğan, "İşte buradan sonra ihmaller silsilesi başlıyor. Görevli polisler müvekkilimi ve sanığı aynı ekip arabasında getiriyorlar. Böyle bir psikoloji içerisinde olan bir insanın yaşamak isteyeceği en son şeylerden biri bu uygulama. Bu tarz suçlar özel suçlardır. Fiziksel deliller her an kaybolabilir. Görevli memurların bunu bilip hızlıca delilleri toplamaları gerekirken saatlerce müvekkilim bekletiliyor. Ekstra olarak ne yapması gerektiğine dair hiçbir bilgi verilmiyor. Daha sonra ifade alınırken görevli polislerden bazıları ‘O saatte dışarıda ne yapıyordun?’, ‘Elin adamına niye yardım ediyorsun?’, ‘Gecenin bir saatinde dışarıda ne işin vardı?’ gibi cümleler kullanarak hem tecavüzü meşrulaştırma çabasına girdiler hem de müvekkilim kötü olan psikolojisini iyice bozdular. Bu cümleleri duyan Gamze A.’nın yakın arkadaşı sinirlenerek itiraz ediyor. Görevliler sen çok konuştun diyerek o arkadaşının ve Gamze A.’nın diğer yakınlarının orada bulunmasını engelliyor. Fakat Yunus Emre Çakır’ın tüm ailesi rahat bir şekilde içeri girip sanığın yanında olabiliyorlar.  Aynı zamanda görevliler sanık  ile sohbet ediyor, yorulduğu için uzanmasına imkân tanıyorlar, çay ikram ediyorlar. Sanki mağdur ile sanığın yeri değişmiş gibi bir ortam mevcuttu. Tüm bu olanlara müvekkilim şahit oluyor. Bu şahıs o gün içinde serbest bırakılıyor. Zaten müvekkilimi en yıpratan durum bu" diye konuştu.

"TUTUKLAMA İSTİYORUZ"

Sanığın olay günü serbest kaldığını ve hala Gamze A.’ nın sokağında yaşadığını söyleyen Şendoğan şunları aktardı:

"Sanık müvekkilimin yaklaşık 4 apartman yanında oturuyor, yaşadığı korkuyu anlatmam imkânsız. Bizim tıbbi ve fiziksel delillerimiz var. Bu delilleri de geçiyorum. Yunus Emre Çakır adlı bu şahıs karakolda iken Gamze A.’ya mesaj atıyor. Attığı mesajda kendisinin evli ve çocuklu olduğunu konuyu uzatamaması gerektiğini ve başka şekilde çözebileceklerini söylüyor. Sadece bu kısa mesaj bile yaşanan tecavüzün kanıtıdır. Ama mahkeme şâhısı tutuksuz yargılıyor. Gerekçe olarak da sanığın şu ifadesi gösteriliyor. Sanık aile apartmanında oturduklarını ve Gamze A.’nın çığlık atsa duyulabileceğini ama atmadığını rıza gösterdiğini söylüyor. Mahkeme de tutarsız bularak bu gerekçe ile şâhısı tutuksuz yargılıyor. Şahıs hala Bursa’da aynı mahallesinde yaşamaya devam ediyor. Ne mahkeme tarafından ne de toplum tarafından gerekli tepkiyi görmedi. Müvekkilim yaşadığı olaydan sonra tekrar tekrar mağdur ediliyor. Biz tekrar tutukluluk talep edeceğiz. Davamız pandemiden dolayı Kasım’a ertelendi hakkımızı sonuna kadar arayacağız. Bu olayda da görüyoruz ki İstanbul Sözleşmesi’nin yükümlükleri yerine getirilse Gamze sürekli olarak yaşadığı mağduriyetleri yaşamayacaktı. Bu süreci psikolojik olarak daha sağlıklı atlatabilecekti. Ya da sözleşmedeki kurumlar işlevsel olsaydı süreç daha sağlıklı işleyebilirdi"

Öne Çıkanlar