Barış Terkoğlu sordu, Ahmet Zeki Üçok yanıtladı: Türk Hava Kurumu'nu kim batırdı?

Barış Terkoğlu sordu, Ahmet Zeki Üçok yanıtladı: Türk Hava Kurumu'nu kim batırdı?
Üçok, 'Yangınlarda THK uçaklarının kullanılamamasında sorumluluk tamamıyla Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile istifa eden THK Kayyum Heyeti Başkanı Cenap Aşçı'ya ait' dedi.

Türkiye’nin yaşadığı orman yangınlarıyla tüm Türkiye, Türk Hava Kurumu’nu (THK) konuşur oldu. AKP döneminde gelir kaynakları birer birer ortadan kaldırılan, yolsuzluklarla içi boşaltılan, nihayetinde kayyum atanarak etkisizleştirilen THK, kendi uçaklarını dahi uçaramaz hale geldi. Yıllardır Türkiye havacılığına hizmet eden kurum nasıl bu hale geldi?

Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, THK’da olan biteni en yakından izleyen Ahmet Zeki Üçok’la THK’da Başkan Cenap Aşçı’nın istifasına giden süreci konuştu. Hava Kuvvetleri’nden emekli bir albay olan eski askeri hakim Üçok, sorumlunun Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ve kayyum heyeti olduğunu düşünüyor. Üçok’a göre THK, beceriksizliklerle, siyasi operasyonlarla, yolsuzluklarla kasti olarak batırıldı.

Cumhuriyet gazetesinde yer alan röportaj şöyle:

Nasıl oldu da THK teknik olara iflas etmiş bir kurum haline dönüştü?

THK’ya ilk darbe 2013 yılında kurban derilerini toplama tekelini kaldıran AK Parti tarafından vuruldu. Gelirlerinin neredeyse yarısını kaybetti. İkinci  ve üçüncü darbeler THK’nın asker yöneticileri Osman Yıldırım ve Kürşat Atılgan tarafından vuruldu. Son darbe de Cumhurbaşkanı destekli Kayyum Heyeti Başkanı Cenap Aşçı ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli tarafından vuruldu ve maalesef bugünkü haline geldi.

THK’da 2009-2014 tarihleri arasında emekli general Osman Yıldırım,2015-2018 Kürşat Atılgan, 2018-2019 Ahmet Bertan Nogaylaroğlu genel başkanlık yaptı.  16 Ekim 2019 dan buyana da geçen istifa eden Cenap Aşçı’nın başkanlığını yaptığı Kayyum Heyeti tarafından yönetildi. Nasıl oldu da yaklaşık 10 yılda THK dört uçağı uçuramaz hale geldi.

Öncelikle şunu belirtelim, son dönemlerde THK’yı yöneten askerler THK’nın iflasında başrolü oynamışlardır. Bunu neye göre söylüyoruz, 2018 yılında genel başkan olan Nogaylaroğlu’nun göreve gelirgelmez, Güney Bağımsız Denetim ve SMMMA.Ş. THK’nın mali yapısına ilişkin hazırlatmış olduğu ‘’Türk Hava Kurumu Genel Başkanlığı ve Doğrudan veya Dolaylı İştiraki Bulunan İktisadi İşletmeler 30 Eylül 2018 tarihi itibarıyla üzerinde mutabık kalınmış prosedürler raporu’’ da yer alan bilgilerden anlıyoruz. Bu raporda esas olarak Türk Hava Kurumu Genel Başkanlığının mali yapısı iştirakleri olan şirketlere ait mali verilerin hepsinin ayrı ayrı incelenmesi sonucu ortaya konmuştur. Bu rapor özet olarak Türk Hava Kurumu ve iştiraklerinin iflas ettiğini tüm açıklığı ile ortaya koymuştur. 2009-2014 tarihleri arasında genel başkan olan Osman Yıldırım görevdeyken, rüşvet almak, zimmet, görevi kötüye kullanmak gibi suçlardan tutuklanıp hapse atıldı. Hemen akabinde gelen Kürşat Atılgan için de, Ahmet Bertan Nogaylaroğlu tarafından benzer suçlardan suç duyurusunda bulunuldu. Soruşturmalar halen devam ediyor. Nogaylaroğlu, kendi yönetim ve denetim kurullarının topluca istifası sonrasında görevini kayyım heyetine devretmek zorunda bırakılmış devrik bir başkan. Neresinden bakarsanız bakın tam bir rezalet.

100 MİLYONLARCA ZARAR NASIL OLDU?

Raporda yer alan bilgilerden bahseder misiniz?

Hangi rezaletten bahsedelim. THK sadece yangın söndürme işi yapmıyor. Ambulans Helikopterleri  ile Sağlık Bakanlığına hizmet sunuyor. 5 Mayıs 2018 tarihinde ihale yapılıyor. İhale için THK dolar kurunu 4.2629 TL öngörerek 19 ambulans helikopteriyle hizmet vermek için fiyat veriyor. 598 milyon TL ile ihaleyi kazanıyor. Dönemin  THK genel başkanı Kürşat Atılgan 300 milyon TL devletin kasasından çıkmasına engel olduk diye açıklama yapıyor. Ancak dolar yerinde durmuyor yedi liralara çıkınca tüm harcamaları dolar üzerinden olan helikopterler ihale bedelini hızla tüketiyor. Bunun üzerine helikopter pilotlarının 4 bin dolar civarında olan maaşları 15 bin liraya düşürülüyor. Kabul etmeyen 34 pilot işten atılıyor. Aynı yılın Eylül ayında genel başkan 10 helikopterle hizmet vermeye devam edeceğiz diye açıklama yapılıyor. Kötü yönetim, öngörüsüzlük sonucu 9 helikopter devre dışı kalıyor. Ne oluyor ihale şartnamesinde yer alan uçuş miktarı tamamlanamıyor ve eksik uçuşlar, cezalar falan derken Sağlık Bakanlığı ödediği paranın 7.3 milyon dolarını geri alıyor hem de mevcut kur üzerinden. 300 milyon devletin kasasında kaldı diye hava atarken THK, dolar kur farkı eksik uçuş süreleri derken  yüz milyonlarca lira zarara sokuluyor.

Sanırım bağımsız denetçi raporunda Balon uçuşları ve iki özel jete ait bilgiler de yer alıyordu?

THK, yıllardır Ürgüp’te turistik amaçlı yapılan Balon turizmi yapıyor. Burada talep çok olduğu için balon uçuran şirketlere tıpkı havaalanlarında olduğu gibi günlük uçuş yapabilecekleri slot denen haklar veriliyor. 2013 yılında THK öğleden önce 4 ve öğleden sonra 2 uçuş yapma hakkı olarak 4+2 slot hakkı vardı. Ancak dönemin genel başkanı Osman Yıldırım, adeta bugünkü değeri yaklaşık 2 milyon avro olan 2 slot hakkından vazgeçerek 3+1 slot hakkını Saray isimli şirkete yıllık 110 bin dolara kiraladı. Uçuş süresi kullanılmadığı için THK’nın 2 slot hakkı iptal edildi. Daha sonra gelen genel başkan Kürşat Atılgan da 2017 yılında 3+1 slot uçuş hakkını sadece 8 bin 602 yolcu taşıma karşılığında 1 milyon 408 bin 68 TL, 2018 yılında da ihalesiz olarak Şeref Tur isimli şirkete 390 bin dolara kiraladı. Bu kiralamaların ihalesiz yapılmasının THK’na verdiği zararları karşılaştırabilmek için Şubat 2019 – Şubat 2020 yılı kiralama ihalesinin sonuçlarını söyleyeyim: 17 bin 600 garanti Yolcu taşınması karşılığında 10 milyon 577 bin 600 TL. Bu nasıl bir yöneticilik anlaşılabilir bir şey değil.

Özel jetlerde durum daha vahim sanki...

THK’nın iki adet özel jeti var. Bu jetler özel kişilere ya da özel şirketlere kiralanarak gelir elde ediliyor. Ancak bu jetlerden birisi bakım için Avusturya’ya gönderiliyor. Bakım ücreti ödenmediği için alıkonuyor. Bakım ücreti, hangar ücreti faiz falan derken uçak fiyatının üzerinde borca giriliyor. İkinci uçak Katarlı bir işadamına kiralanıyor. Adam ne kira ödüyor ne de uçağı iade ediyor. Sonunda geri alınıp 2019 yılında üç yıllığına Ukrayna’da bir şirkete kiralanıyor. Bugün bu iki uçağın satsan borçlarını ödeyemeyecek kadar 25 milyon dolar civarında bir zarar söz konusu.

SORUMLU BAKAN VE KAYYUM

Son günlerdeki yangınlar da THK’nın içler acısı halini ortaya koydu...

Yangınlarda THK uçaklarının kullanılamamasında bu yönetimlerin yani askerlerin bir suçu yok. Bunun sorumluluğu tamamıyla Tarım Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile istifa eden THK Kayyum Heyeti Başkanı Cenap Aşçı’ya ait. Ahmet Bertan Nogaylaroğlu  görevini kayyum heyetine devretmeden önce THK’ya ait 9 uçaktan 4 adedini faal hale getirmişti. 2019 Mayıs ayı içerisinde yapılan kontrolleri sonrası; Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün 2134 Sertifika Referans Numaralı Uçuşa Elverişlilik Gözden Geçirme Sertifikasına göre 1030 seri numaralı CL-215 1A10 yangın söndürme uçağı 15 Mayıs 2020 tarihine kadar, 2242 numaralı Sertifikasına göre 1027 seri numaralı uçak 29 Mayıs 2020 tarihine kadar, 2738 numaralı Sertifikasına göre 1072 seri numaralı uçak 19 Haziran 2020 tarihine kadar, 2309 numaralı Sertifikasına göre 1097 seri numaralı uçak 9 Temmuz 2020 tarihine kadar uçuşa elverişliydi. Bu, dört uçak yangın söndürme faaliyetlerinde kullanılabilirler demek. Diğer iki uçağın da 100-150 bin dolar harcanarak faal edilebilecek basit iniş takımı arızaları vardı. Bu arızalar da en kısa sürede giderilebilir durumdaydı.

İstifa eden Cenap Aşçı’nın başkanı olduğu Kayyum Heyetinin göreve geldiği 16 Ekim 2019 tarihinde THK’nın yangın söndürme uçakları faaldi demek ki...

Evet. Hiç kıvırmaya gerek yok. Faal olan yangın söndürme uçaklarının, uçamaz hale gelmesinin tek sorumlusu Cenap Aşçı’nın başkanlık ettiği Kayyum Heyeti ve bu uçakları uçurmamak için adeta çırpınan Tarım Orman Bakanı Bekir Pakdemirli.  Göreve geldiklerinde sağlam olarak aldıkları uçakların bakım ve onarımlarını gereği gibi yaptırmadıkları için yangınların söndürülememesinde sorumlulukları çok büyük.

ÖZÜR KRİZİ ÇIKTI

Bir de THK uçakları 5 bin litre değil de 4 bin 900 litre yani 100 litre az su alıyorlar diye ihaleye sokulmamaları var. Bunun perde arkasını açıklar mısınız?

THK tarafından CL-215 Yangın söndürme uçakları 2009 yılında temin ediliyor. İlk ihale yedi yıl süre ile 2009-2015 yılları arasında 70 milyon dolara, ikinci ihale üç yıl için 2016-2018 arası 30 milyon dolara. Şubat 2019 yılında ihaleye giriliyor ama teminat mektubu unutulduğu için iptal oluyor. Nisan 2019’da tekrar ihale açılıyor. Nihayetinde en son pazarlık noktasında, THK uçuş saati başına 71 bin 500 TL istiyor. Orman Genel Müdürlüğü, en son, uçuş saati başına 70.000 TL veririm diyor. Toplam uçuş saatinde sadece 1 milyon 372 bin 500 TL için anlaşma sağlanamıyor. İhale sonuçsuz kalıyor. Bu noktadan sonra THK yetkilileri, bizzat Orman Genel Müdürüne gidiyorlar ve 70 bin TL uçuş saat ücretine razı olduklarını söylüyorlar. Orman Genel Müdürü bizden özür dileyin diyor. THK tamam diyor ve bir yazı yazıyorlar. Bu sırada bu yetmez basın yoluyla özür dileyin diyerek yeni bir talepte daha bulunulunca ipler kopuyor. İhale olmayınca pilotlar maaşlarını alamadıkları için ya istifa ediyorlar ya da işten çıkarılıyorlar. Kayyum Heyeti tarafından 2020 Temmuzuna kadar faal olan uçaklar için yeniden SHGM’ye (Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü) müracaat edilip uçuşa elverişlilik denetimi yaptırılmıyor. Uçakların üreticisi olan Wiking firması gelip uçakları inceliyor. Uçakların değiştirilmesi, yenilenmesi gereken tüm parçaların listesini THK veriyor ve bunları temin ederseniz 7 yıl süreyle uçakların uçuşunu garanti erdim diyor. Kayyum Aşçı’nın Kılıçdaroğlu’na söylediğine göre Wiking firmasının talep ettiği malzemelerin maliyeti 4 milyon dolar.

Yani Orman Genel Müdürlüğü yöneticilerinin kaprisleri yüzünden neredeyse yüzyıllık bir kurum olan THK adeta ölüme mi terk edildi?

Bir bakan düşünün; THK elindeki uçakların faal olduğunu biliyor. SHGM’nin verdiği uçuşa elverişlilik sertifikaları ortada. Ancak kamuoyu önüne çıkıp motorlarına kuşlar yuva yapmış, bunlar antika, bu uçaklar gayri faal diye halkımızı kandırıyor. Kendi ülkesinin yıllardır yangın söndürme vazifesini yapan THK uçaklarını ihale dışı bırakmak için, ihale şartnamesine 5 bin lt su kapasitesi olmalı diye madde koyarak iki kova kadar su için kasıtlı olarak kendi memleketinin uçaklarını devre dışı bırakıyor. 2009 yılından bu yana 4 bin 900 lt su kapasitesiyle bu uçaklar yangınları söndürmediler mi? Ne oldu da şimdi 5 bin lt şartı getirdin. Bir bakan, bir insan bu kadar acımasız olabilir mi? Yazıklar olsun. Bu nasıl bir anlayıştır, bu nasıl bir vicdandır ben anlayamadım. 

THK TAŞERON OLDU

Bu şartlara rağmen THK ihaleye katıldı sanırım. 9 Mart 2021 tarihi itibarıyla Elektronik Kamu Alımları Platformu (EKAP) verilerine göre Türkiye’nin orman yangınlarında kullanılmak üzere 36 genel maksat helikopteri ve 3 amfibik uçağı bulunuyor. Hatta uçaklardan birisi Kahramanmaraş’daki yangın söndürme çalışmaları sırasında düştü.

O ihale de ayrı bir acziyet. Bir kaç defa iptal edilip sonradan en düşük değil de en yüksek fiyatı verenin kazandığı bir garip ihaleydi. CMC diye bir firma, Cumhurbaşkanımızın Rusya ziyareti sırasında bindiği Be-200 yangın söndürme uçaklarından 3 adet kiralıyor. Yangın söndürme ihalesine katılacaklar ama şirket olarak uçuş lisansları yok. Ne yapılıyor, hazırda uçuş lisansı olan THK var. Hemen bir ortaklık yapılıyor. THK kendi uçakları ile değil de kiralık Rus uçakları ile ihaleye giriyor. İhalede daha düşük teklif veren başka bir firma varken ihale THK-CMC ortaklığına veriliyor. 100 lt için ihaleye uçakları sokulmayan THK başka bir firmanın taşeronluğunu yapıyor. Ne kadar acı, THK’nın düşürüldüğü hallere bakın.

Yani ormanlarımız yanıyor, uçaklarımız yatıyor.

Adeta bir THK düşmanı gibi davranan, bana göre Cumhuriyet tarihimizin en başarısız Tarım Orman Bakanı Bekir Pakdemirli derhal görevinden alınmalıdır. Kayyum Heyeti’nin istifası yetmez, THK en kısa zamanda seçimlere gitmelidir. THK’nın mali yapısının düzeltilmesi için devlet gerekli desteği mutlaka sağlamalı ve THK elindeki mevcut 6 uçak en kısa sürede faal edilip orman yangınlarına müdahale edebilmesi için gerekli fiziki ve yasal koşullar sağlanmalıdır.

Öne Çıkanlar