Biraz yavaş Mansur Yavaş

Biraz yavaş Mansur Yavaş
'Oslo’yu, Habur’u kimse unutmadı' diyerek 'Kürtlerle asla barış yok, savaş ve imha var' mesajı veren muhalefetin adayı HDP oylarını istemediğini açıklamış oldu.

Koray DÜZGÖREN


ARTI GERÇEK - CHP-İyi Parti ittifakının Ankara Belediye Başkan adayı, eski MHP’li Mansur Yavaş, seçim yarışında AKP adayı ile arasını açtığını anlayınca gerçek kimliğini -hem de böbürlenerek- açıkladı.

Adeta bir nefret söylemi seviyesinde HDP oylarını, Kürt oylarını istemediğini ilan etti.

Onların sözlüğünde PKK’li demek Kürt demek, HDP’li demek! Kazanırsa belediyesine yaklaştırmayacakmış bu insanları!

Sonunda baklayı ağzından çıkartırken şunları söyledi:

"PKK’lı bir defa belediyenin kenarından geçemez. Oslo’yu, Habur’u kimse unutmadı daha. Ağzımızı açtırmasınlar!"

"Oslo’yu, Habur’u kimse unutmadı" demek, Kürtlerle asla barış yok, savaş ve imha var demek. Şiddet demek, baskı demek. 

Bunları savunuyor Mansur bey!

Ve son kamuoyu yoklamalarında AKP adayı ile arasındaki farkın yüzde 10’u geçmesi üzerine, herhalde ihtiyacının kalmadığını da varsayarak, HDP seçmenine adeta küfür ediyor.  

Bilindiği gibi HDP Ankara’da aday göstermeyerek dolaylı yoldan da olsa iktidar ittifakı karşısında muhalefetin adayı pozisyonundaki Mansur Yavaş’ı destekleyeceğini açıklamıştı.

HDP’li dostlar hemen itiraz etmesinler. Kuşkusuz partinin ne böyle bir açıklaması oldu ne de içlerinden geçen niyet odur. 

Amaçları, özellikle Batı’da, Güney’de ve Ankara’da aday göstermeyerek  HDP’yi kesin bir şekilde dışlamalarına rağmen, muhalefet cephesine bir demokrasi dersi vermekti.

Çünkü mesele muhalefet ittifakını desteklemek değil, iktidar cephesinde gedik açmak, tek adam rejimini geriletmekti.

Muhalefet ittifakının özellikle İyi Parti kanadı, bu demokratik yaklaşımı başından beri anlayabilmiş değil. Zaten böyle bir dertleri de yoktu. Onlar klasik milliyetçi, tekçi ve devletçi yaklaşımlarıyla HDP ve Kürt düşmanlığına dayalı ırkçı politikalarını sürdürüyorlardı.

Bu konuda içinden çıktıkları MHP’den bir farklarının olmadığını cümle alem biliyordu. 

HDP yönetimi de bunu biliyordu tabii.

Bu nedenle seçime katılmadıkları yerlerde açıkça destek beyan edilen bazı adaylar dışında, seçmenlerine bir adres göstermediler. Zaten bilinçli olan seçmenlerini şartlara göre oy vermeye çağırdılar.

Parti bu kararıyla Ankara’daki seçmenine şunu söylemiş oldu:

"Aday çıkartmamaktaki amacımız belli. Oyunu nasıl kullanacağın sana kalmış bir şey. Biz demokratik bir yaklaşım göstererek iktidarın yenilgiye uğratılması için çalışıyoruz. Böyle düşünüyorsan, içine sindiremediğin halde, hatta Kürtlere, HDP’ye pek sempatik (!) bakmadığını bildiğin halde Mansur Yavaş’a oy verebilirsin. Çünkü verdiğin oy, onun için değil, iktidar cephesinin geriletilmesi için verilmiş olacak." 

HDP’li seçmen özellikle bu son nefret kusan açıklamasından sonra Mansur Yavaş’a oy verir mi, bilemiyorum.

Ama HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu Twitter hesabından ona cevap verme ihtiyacını duymuş, haklı olarak:

"Sözünü ettiğiniz olaylar bu ülkede barışı sağlamaya yönelik atılmış önemli adımlardı. Ne yazık ki sizin gibiler yüzünden akamete uğramışlardı. Siz de bizim ağzımızı açtırmasanız iyi olur" diye yazmış.

Hocamız herhalde bu konuda HDP’nin de kurumsal bir tepki vereceğini düşünerek daha fazlasını söylememiş.

Ama ben HDP milletvekili ya da üyesi değilim. Ağzımı açabilirim:

26 Aralık 2018’de CHP’nin Ankara ve İstanbul’daki sağcı belediye başkan adaylarının HDP’yi, Kürt seçmenini dışlayan yaklaşımlarla kampanyalarına başladıklarını söyleyerek, "Böyle devam ederseniz HDP seçmeni sandığa gitmez" demiştim.

Özellikle şimdilik Ankara için ağzımı açıyorum:

"Bu kadar demokrasi dersi yeter. Mansur Yavaş’a oy yok" diyorum.

HDP seçmeninin sandığa gidip gitmeyeceğini ise ben söyleyemem.

Yalnız HDP ve Kürt seçmeninin politize ve bilinçli bir seçmen kitlesi olduğunu çok iyi biliyorum.

Onlar ne gerekiyorsa yapacaklardır.

Öne Çıkanlar