'Namazı neden Kürtçe kıldırdınız?' denilerek 7 gündür gözaltında tutulan 26 din adamından dokuzu tutuklanırken, Erdoğan Diyarbakır’da Kürtlerden yeniden oy istedi!
Erk Acarer, Deniz Poyraz'ın katili için 'Cumhur İttifakı'nın profiline çok yakın' yorumunu yaptı.
Sadece ülkelerindeki despotik yönetimlere karşı değil, AB ülkelerinin vurdum duymazlığına karşı da mücadele vermek zorundalar
Kapatma davası, Saray’ın HDP’yi tümden siyaset dışına itme planıdır. İktidar ve ulusalcı, milliyetçi muhalefet şimdiden “Kürt oylarına nasıl çökeriz?” in hesabını yapıyor.
Muhalefet, şimdi de HDP’nin yanında duramazsa iktidarın suç ortağı olarak oylarına çökme niyetinde olduğu suçlamasının muhatabı olacak...
Muhalefet ise, Peker’in de ifşa ettiği kirli savaş politikalarına birlikte karşı çıkmak yerine HDP’yi dışlayarak, sandığın önlerine konulmasını beklemekle yetiniyor!
Sanık sandalyesine Türkiye’yi değil bu iktidarı oturtmanın tek yolu, tüm muhalefetin hep bir ağızdan, 'Biz, bu suçlara ortak değiliz' demesinden geçiyor.
Kürt meselesinde üç maymunu oynayanlar…Politikacılar, yüksek bürokratlar, sözde yüksek medya mensupları ve Sedat Peker’in yansıttığı tiyatroya tanıklık edenler, bu çürümüşlükte payınız var…
Peker-Soylu düellosuna 25 gün sonra tepki veren Erdoğan, İçişleri Bakanlığı’nın belgeleriyle Soylu’ya methiyeler düzdü ama bu destek nereye kadar?
Mesele sadece uyuşturucu değil, buna bağlı olarak silah kaçakçılığı konusunda, çetelere ödenen paralar konusunda da iddialar var.
İfşaatlarına devam eden Sedat Peker belki yeni videolarında iktidarın Suriye’de süren kirli savaştaki bazı karanlık icraatlarına da değinebilir.
Selahattin Demirtaş, 'Günün birinde Kobani Davası da açılacak ve gerçek sorumlular ortaya çıkacaktır ama herkes emin olsun o zaman sanık sandalyesinde biz olmayacağız.'
Biden’e biat için S-400’lerden kurtulmayı amaçlıyor ama Rusya’dan korkuyor. Karanlık ilişkileri nedeniyle de mafya şefleri konuşurken susmayı tercih ediyor.
Şimdiye kadar ne Susurluk Çetesi’yle yüzleşildi ne de köy yakma barbarlığı ile hesaplaşıldı. Böyle bir süreçten sonra çetelerin koalisyonun bir parçası olmasına şaşmamak gerek.
İktidar Kürtlerle savaşı bölgeye yaymak istiyor. Bu iş, 8 sene sonra zararlarını da göze alarak Mısır’dan özür dileyip normalleşmeye benzemez.
Yine soruyoruz: AKP kaybediyor, güzel ama iktidarın sürekli yıprandığı bir süreçte CHP niçin bir türlü yükselemiyor? Bunda bir yanlışlık yok mu?
İktidar, toplumsal olayların kaydedilmesini yasaklayan genelgeyle muhalefete karşı şiddet dozunun daha da artacağı bir sürece gireceğimizin sinyalini veriyor.
İktidar koalisyonu, milliyetçi muhalefet ve ulusalcı sol “Soykırım” diyen ABD Başkanı Biden’a kızdı, “Ermeni Soykırımı utancıyla yüzleşin!” diyen HDP’ye yöneldi.
Kaosa dönüşen ülke sorunlarına herhangi bir çözüm bulamayan iktidar, Gare fiyaskosundan iki ay sonra döndü dolaştı yeniden savaşa sarıldı.
Bu iktidar, bazı iyimserlerin sandığı gibi kendiliğinden gitmeyecek. Muhalefetin seçim güvenliği işbirliğinden başlayarak kuracağı ittifak temenni değil artık bir zorunluluk.
Erdoğan ve Bahçeli ikilisi, ‘darbe kokan’ diye tanımladıkları bildirinin arkasında olmakla suçladıkları CHP’nin kapatılması çağrılarının devamını getiremediler.
Biden’dan telefon bir türlü gelmezken Erdoğan’ı arayan Putin, Montrö ve Ukrayna konularında Ankara’yı uyardı. Kibarca, 'Montrö'ye dokunma, Ukrayna’ya karışma' dedi.
Amiraller bildirisi bir komplo ürünü olsa bile, devlet içindeki bazı odakların, Mavi Vatan’dan vazgeçilmesine ve Montrö’nün tartışılmasına razı olmadıkları anlaşılıyor.
Millet İttifakı, HDP’ye oy veren enaz yüzde 12’lik seçmen desteğini alamazsa ne iktidarı yenilgiye uğratabilir ne de bir koalisyon olarak iktidara gelebilir.
Devlet, iktidar HDP’nin kapatılan 11’inci parti olmasını istiyor. Gerekçe, PKK ile arasına mesafe koymaması. Ama asıl mesafe konulması istenen Kürt meselesi ve Kürtler.
AKP-MHP koalisyonu İsrail istedi diye bugüne dek kolladığı Hamas’ın, sonra Mısır istedi diye koruyup desteklediği İhvan’ın militanlarını sınır dışı ediyor.
Artı Gerçek yazarı Armağan Kargılı, AB Liderler Zirvesi bildirisini ve AB'den Türkiye'ye bir yaptırım kararı çıkmamasını Artı TV'de değerlendirdi.
Erdal İnönü, 1991’de Kürt politikacıların SHP listelerinden milletvekili seçilmelerini sağlamıştı. Şimdi HDP için Kılıçdaroğlu bunu yapabilir mi?
1990’lı yıllardan bu yana devlet, her yöntemi kullanarak Kürtleri örgütsüz bırakmayı ve oylarını gasp etmeye çalıştı ama başaramadı. Şimdi işbaşındaki koalisyon da aynı yolu denemek istiyor.
Erdoğan, İhvan iktidarını deviren Sisi’ye, “Katil’ diyerek Kahire ile ipleri kopartmıştı. İktidarın İhvancılıktan vazgeçmeden ilişkileri nasıl normalleştireceği merak konusu.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.